• kişinin bir fiziksel ya da ruhsal bir hastalığa bağlı olarak elde ettiği ilgi müdahale vb. etkilerin sürekli kılınmasını istemesi durumudur. çoğunlukla bilinçli olarak yapılan bir davranış değildir. ancak bir durumdan ya da hastalıktan sekonder kazanç sağlayan kişi durumu ve hastalık belirtilerini devam ettirme eğilimindedir. ha bu arada ben psikolog falan değilim.
    (bkz: kendini ruhsal hastalıkla tanımlamak)
    (bkz: depresyon tercihtir)
  • kendini bir hastalıkla tanımlama, yapamadığı -genelde beceremediği- işleri bir hastalık bahanesine sığınarak geçiştirme; dolayısıyla başarısızlığı kabullenememe, kişiliğindeki yada fiziğindeki kusurları hastalıkla perdeleme davranışıdır.
    ve ne yazıkki kişi bu davranışı kabullen-e-mez.
  • kaynana sendromudur.

    ailedeki ilgilinin kendisinden kaydığını hisseden kaynanalar, aniden hastalanırlar. ya tansiyonları düşer, ya kimsenin görmediği bir yerde bayılırlar, ya "töbe bismillah bir şey olur"; ya da "ne olduğunu bilmezler ama hastadırlar". doktora gitmek yerine, mazlum mazlum köşede oturup hastalıklarının cefasını çekmeyi ve bu esnada da ölüme iki adım mesafedeymiş edasıyla inleyip, önüne getirilen yemekleri yememeyi tercih ederler "nedense(!).
    bu sendrom, ilgi gösterilmesi halinde önce pik yapar, sonra azalarak biter. ilgi gösterilmemesi halinde de önce pik yapar, sonra azalarak biter.

    her halukarda çekeceğiniz var. allah sabır versin.
  • tespitlerin adamı maxim gorki bu durumu da boş geçmemiş ve bir öyküsünde şöyle bahsetmiş: "ruhlarının veya bedenlerinin herhangi bir hastalığını yaşamlarındaki en değerli, en iyi şey sayan insanlar da vardır. bu hastalığı hayatları boyunca taşırlar ve ancak onunla canlı kalabilirler; bu hastalıktan acı çekerken kendilerini onunla beslerler, bu hastalığı ileri sürerek başkalarına dert yanarlar ve böylece yakınlarının ilgisini üzerlerine çekmiş olurlar. bunun karşılığında insanların acımasını kazanırlar ve başkaca da bir şeyleri yoktur. onların bu hastalıklarını ellerinden alın, onları iyileştirin, biricik yaşama araçlarından yoksun kaldıkları için mutsuz olacaklar, dımdızlak kalacaklardır. bazen bir insanın yaşamı o derece yoksul bir yaşam olur ki, bu insan elinde olmaksızın kusurlarına değer vermek ve bu kusurlarla yaşamak zorunda kalır; insanların çoğunlukla sıkıntıdan bu şekilde erdemsiz davrandıklarını söyleyebiliriz."

    ayrıca bir değişiği ve çok daha dramatik versiyonu için (bkz: münchausen by proxy sendromu)
  • acil servisleri asla acil olmayan hastaların işgal etmesinin sebebi.
  • (bkz: ikincil kazanç)

    psikolojide danışma ilişkisinde istenmeyen bir davranış, duygu ya da düşüncenin değiştirilmesine geçmeden önce, kişinin bu davranış/ duygu ya da düşünceden kaynaklı ikincil kazançlarının olup olmadığına bakılır. ikincil kazançların önce çalışılması ve daha gerçekçi kazançlarla yer değiştirilmesi sağlanmazsa, bu sefer elden alınan iki şeyle birlikte kişi daha fazla kayıp yaşayabilir.

    örneğin "ben beceriksizim" düşüncesine sahip bir kişi, bu düşünceden kaynaklı özgüven eksikliği yaşıyor ve düşüncesini değiştirmek istiyor olsun. aynı zamanda bu kişinin davranışları incelendiğinde beceriksizlik düşüncesi ve özgüven eksikliğini ilişkilerine yansıttığından dolayı, başkalarının sorumluluk alması şeklinde bir döngü görülüyor olabilir. yani kişi beceriksizlik düşüncesiyle aslında bir kazanç olarak yetişkin sorumluluklarından kaçıyor olabilir. böyle bir durumda kişinin beceriksizlik düşüncesini kaldırıp yerine özgüven pompalamadan önce, sorumluluk almayı öğretmezsek boş bir özgüvenle iş yapamayan bir kişi ortaya çıkarmış olabiliriz. bu da tabi ki kısa bir zaman içinde başta olan beceriksizlik düşüncesinin pekişmiş bir şekilde karşımıza çıkmasına neden olabilir.

    tanım: sorunla birlikte dikkatli analizinin yapılması gereken, yeterince hassas davranışmazsa ikincil kayıplara dönüşebilecek kazançlardır. çoğu zaman bilinçli olarak yapılmaz.
  • en iyi ve tuhaf örneklerinden biri (bkz: münchausen sendromu) dur.
  • (bkz: temaruz/@baburhan) madde 2 ve 3…
hesabın var mı? giriş yap