• son dönem de gazete ve dergi sayfalarında göre görmeye çok da alıştığımız ve giitikçe de yaygınlaşan, depresyon, panik atak, sosyal fobi gibi tanı ruhsal hastalıkların belirtilerini ezbere bilmek, kullanılan ilaçlarını çifte kavrulmuş lokumdan bahseder gibi anlatmak ( ay ben lu...l kullandım çok iyi geldi... onu demedim bir de ona bakayım) ve bunlarla gizil ya da belirgin bir övünç duymakla karakterize davranış örüntüleridir. hayatta hiç bir şeyi olamamış ya da ona ait olanlardan mutlu olmamış insancıkların sıkça başvurduğu bir sekonder kazanç bütünüdür, aslında sahiplendikçe sıkıntıya sokan, sıkıntıya soktukça da sahiplenilen içinden çıkılamayasıca bir kısır döngüdür. ha bu arada ben psikolog değilim.
  • kişinin kabahatini, duyarsızlığını gizlemek için sonuna kadar sömürdüğü bir araç haline gelmiştir ruhsal hastalıklar. daha da densiz kişiler için ayrıcalık beklentisi yaratmakta hatta kendini fazlaca önemseme hatası içinde olanlara uygun bir kılıf oluşturmaktadır.
  • en gelişmiş(!) çağda yaşayan, modern ama yalnızlıktan kırılan bir neslin takıntısıdır.

    - selim! naber abi ya, bayadır görüşemedik?

    - ben ruhi bey, nasılım?

    + ...

    - işte nolsun mithat, ben de yer yer social anxiety disorder var, bir de obsesif olduğum için daha korunaklı, insanlardan uzak yaşıyorum..

    + heaaa? iyi iyi.. iş görüşmen nasıl geçti, annen bizim hanıma sölemiş geçen gün, ayladır işsiz, işalla bu sefer olacak diye

    - sorma! insan kaynakları müdürü histerikti hemen anladım, kaçtım. bundaki önceki patronumda da major depresyon vardı. ondan önceki de paranoyaktı.

    +... iyiymiş, ee abi karın nasıl ?

    - gecen bi kitap okudum nuri, boşanmış ailelerin çocuklarında görülen narsist kişilik bozukları anlatılıyordu, karımdan çok korktum. onda da bütün belirtiler var. bu hafta boşanıyorum.

    + abi yengenin anne babası ayrı değil ki?

    - olsun boşanabilirler, şimdiden belirtileri var baksana.. hem yalnızken çok mutluyum ben

    + mutlusun?

    - hayır değilim, ben de borderline var, sürekli değişiyorum. defol git burdan ya, bi susmadın lan. ha bu arada, akşama yemeğe gelsene laflarız, çok özlemişim seni be arif..

    + saol abi ya, bende panik atak var. manyak gördüm mü, kriz gelecek diye kaçıyorum, bu arada senle konuşmaya başlamadan önce adım cenkti, şimdi kimbilir ne..
  • kendini gerçekleştirmek kavramı temelinde daha kolay anlaşılabilir bir saptamadır. kendini gerçeklemek adına ortaya bir şeyler koyabilmek, yaratımlarda bulunabilmek ve yer edinmek birer ihtiyaç haline gelir. özellikle otuzbeşin sonrasında ortaya şiddetlenmiş bir şekilde çıkan bu gereksinim hiç bir şekilde ya da yeterince giderilemediğinde modern çağın ortaya koyduğu ruhsal hastalıklar özellikle popüler olanları kişinin imdadına yetişir. artık onun da depresif, sosyal fobik vb. bir adı ve memnuniyetle oynadığı bir rolü ve hayatta bir yeri vardır. işte bu yüzden de depresyon tercihtir, sosyal fobi bir gereksinimdir vb. örnekler verilebilir.
  • eller deliye hasret biz akıllıya durumudur esasen.

    artık hiçbirimiz son derece sağlıklı, mutlu, sorunsuz, normal insanlar değiliz belki de. insanları deştikçe içlerinde herhangi bir bug bulmak hiç şaşırtmıyor artık. asıl sorun ''ben hastayım.'' diye kendini yırtanlarda. dikkat çekmek midir amaç, yoksa çok daha zekice tasarlanmış bir kurguya dahil edilmek midir, bilmiyorum. bilmek de istemiyorum açıkçası. tek bildiğim, bu durumdan artık çok sıkıldım. uzaktan bakıldığında son derece normal görünen bir insan bile, tanıştığınızın yirminci dakikasında kullandığı ilaçlardan, gittiği psikiyatristlerden, uygulanan testlerden, konulan teşhislerden, insanlarla olan sorunlarından falan bahsetmeye başlıyor. sizi bilmem de, ben artık koşarak uzaklaşıyorum. zira biliyorum ki, bütün bu dinlediklerim, ilerleyen zaman içersinde, aleyhime delil olarak kullanılacak. ve hiçbir ruhsal hastalık, ne kadar büyük ve ciddi olursa olsun, hiçbir kabahatin, hiçbir özrün, hiçbir denyoluğun üzerini örtemeyecek.

    kendilerini ''diğerleri''nden ayırmak için bunu bir ayrıcalık belirteci olarak kullananlardan bahsetmiyorum bile. sanki misal, şizoid paranoyak olman, bana ve insanlığa bir fayda sağlayacak. annemin sinirlenince pek bir severek kullandığı özdeyişteki gibi; bana faydası olmayan kilisenin papazına koyim afedersin.
  • meraba, benim adım berçil. neşeli bir depresifim. aslında obsesifim ama kompulsif bi durumum olmadığından kısaca başak burcuyum diye yalan söylüyorum. ama asla patalojik bir yalancı değilim. paranoyak olmam takip edilmediğim, hipokondriyak olmam çok ciddi, ölümcül (ama aslında çok evcil, sevince kuyruk sallayan) hastalıklarım olmadığı anlamına gelmiyor. bilakis, hepsi birbirinden ciddi hastalıklarım ve kana susamış düşmanlarım var. ama bu benim iki kutup arasında gidip gelmeme engen değil bipolar bi insan olarak. hayvanlara ve çocuklara işkence etmekten hoşlansam da psikopatlık boyuna asla taşımadım, hobi olarak yapıyorum. büyüklerimin ellerinden keser, küçüklerimin gözlerinden oyarım. sevgiler...
hesabın var mı? giriş yap