• olağanüstü güzellikteki suedeb-side ı(bkz: hastasıyım)
    cold,cold as the night
    high as the trees
    slow as you like... diye giden güzide bi nakaratı var.
  • (bkz: : sadie records)
  • inside her, is the suburbs
    in the sodium lights and the streets
    in parked cars and the booty cars
    in every lonely disease

    in the new love under covers
    in the cold touch of the rights
    in the dead flowers and the silent hours
    in the night-clubs and the fights

    cold, cold as the night
    high as the trees, slow as you like
    oh you know she, she's cold as the night
    high as the trees, slow as you like

    sadie

    inside her, is the suburbs
    in the old front rooms in the rain
    in all the bad days, and the music he plays
    in the bored kids and their games

    in the new love under covers
    and the young mums and their words
    left at home when all the kids have grown
    watching all the pretty young girls

    cold, cold as the night
    high as the trees, slow as you like
    oh you know she, she's cold as the night
    high as the trees, slow as you like

    sadie

    cold, cold as the night
    high as the trees, slow as you like
    oh you know she, she's cold as the night
    high as the trees, slow as you like

    oh, i've got to take it
    and i've got to make it
    and i've got to see it
    and i've got to be it
    and i've got to use it
    and i've got to use it
    and i've got to be sadie

    sadie
  • (bkz: sexy sadie)
  • (bkz: sade)
  • sci fi lullabies albümünde, daha doğru b side toplamasında bulunan mükemmel bir b side.
  • aslında anlam çok fazla yatmıyor; yamuk, yumuk bir dünya bu. bir hava altında kanseri emmek kopan dudakların yağmurunda. anlam yorulmuyor ama, sevgili uncool-a bir geçmişi perdeleyelim; ve nakarattaki ikincil karakter aydınlansın: "sadie g. she's crazy see?"

    that's what the white coats say.

    now ms. suzan a. is losin...

    zordur yağmur ile kan saçaklarını iç, içe geçirmek. bir düştür tek gözlü bez bebek...
  • sonunda bağırırken ki yalnızlığından hoşlanıyorum, kalp kırıklığını yaşamasını istiyorum sonra sıkıca sarılıp buradayım kitty diye göğsüme yaslayacağım onun beni korumaya çalıştığı gibi; hoş bunların ciddi ciddi olduğunu düşünmem, hissedileni gösterilen yapmaya çalışan rüyalardan sonra tanımadığım bir adamın yanına gidip yardım istemeye sürüklüyor beni, oysa ki bir kaç dakikada tüm zamanı gizli olsun istediğim şeyleri ufak renkli şeylerle almaya çalışacaklar.. sadie beni mi anlatıyor sadie benim için mi anlatılıyor böyle sorular değil konumuz oraya çıkıyorsa benim bunda bir etkim yok.. bir çeşit cesaret gösterisi gibi; bir gecenin sabaha döndüğü anda tüm içtenliğinle duydukların kelimelere dökülmeye başlıyor, nasıl aşık olduğunu falan anlatıyorsun.. neden anlattığını neden duramadığını ve bütün bunların nasıl rahatlatıcı hissettirdiğini ama karşı tarafın bakışlarının başka konularda olduğunu fark edince, zannettiğin paylaşmak istercesine çaresizce açıklama yapan savunmasız kişi olmadığını aslında kontrolünü eline alan ilginç hikayeler anlatan kadın olduğunu farkediyorsun, gülümsemeyle son nefesi aldığın sigarayı söndürüp ufak hikaye sahnesinde gecenin oyununa katılıp "marlin"i kendini saklama dürtüsüne boyun eğiyorsun;
    you're on your own my little nightmare
    you cannot stay here
    it's far too bright for you
    if they attack, you just lay there
    play dead there
    it's your only hope of pulling through..
  • aynı zamanda en sevdiğim living dead dolls lardan biridir sadie, kanlı bıçağı ile yaramazlıklar yapmıştır nice.. ikinci seride school time sadie vardır bir de ama o daha yakın zaman bebeğidir ben orjinal sadie nin onu pozess ettiğini düşünüyorum..
    sadie 26 nisan 1969 da sabah 3:33 de ölmüştür..
    no one cared how she turned up dead
    so sadie chose to rise instead
    being easily forgotten wouldnt be fair
    death was something this child had to share..
  • bir cok grubun cikis sarkisi olarak bile yapmayi basaramayacagi mukemmel suede b-side'i..nakarattaki aglamaya yakin sesiyle brett,mukemmel baslar,oakes'un guzel solosu ve insana cocuklugundaki her tusu farkli renk olan muzik aletini* hatirlatan,huzun dolu,tuyleri diken diken eden,mukemmel sarki..
hesabın var mı? giriş yap