sadie
-
sonunda bağırırken ki yalnızlığından hoşlanıyorum, kalp kırıklığını yaşamasını istiyorum sonra sıkıca sarılıp buradayım kitty diye göğsüme yaslayacağım onun beni korumaya çalıştığı gibi; hoş bunların ciddi ciddi olduğunu düşünmem, hissedileni gösterilen yapmaya çalışan rüyalardan sonra tanımadığım bir adamın yanına gidip yardım istemeye sürüklüyor beni, oysa ki bir kaç dakikada tüm zamanı gizli olsun istediğim şeyleri ufak renkli şeylerle almaya çalışacaklar.. sadie beni mi anlatıyor sadie benim için mi anlatılıyor böyle sorular değil konumuz oraya çıkıyorsa benim bunda bir etkim yok.. bir çeşit cesaret gösterisi gibi; bir gecenin sabaha döndüğü anda tüm içtenliğinle duydukların kelimelere dökülmeye başlıyor, nasıl aşık olduğunu falan anlatıyorsun.. neden anlattığını neden duramadığını ve bütün bunların nasıl rahatlatıcı hissettirdiğini ama karşı tarafın bakışlarının başka konularda olduğunu fark edince, zannettiğin paylaşmak istercesine çaresizce açıklama yapan savunmasız kişi olmadığını aslında kontrolünü eline alan ilginç hikayeler anlatan kadın olduğunu farkediyorsun, gülümsemeyle son nefesi aldığın sigarayı söndürüp ufak hikaye sahnesinde gecenin oyununa katılıp "marlin"i kendini saklama dürtüsüne boyun eğiyorsun;
you're on your own my little nightmare
you cannot stay here
it's far too bright for you
if they attack, you just lay there
play dead there
it's your only hope of pulling through..
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap