sıkmak
-
ateşli bir silah ile kurşun atma eylemine halk arasında verilen addır.
örnek kullanımlar için (bkz: kafaya sikmak), (bkz: sikarim topuguna) -
diş macunu'na ortadan yapıldığında tiksindiren eylem.
-
bir anlamda baymak.
-
işkembeden atmak.
(bkz: uydurmak) -
(bkz: sikistirmak)
-
inancıma göre (inançlarıma saygı duymanızı bekliyorum) her hastalığın tedavisidir.
ama tabi şimdi ilmini iyi öğrenek lazım.. cilt hastalığı filandır misal, onu sıkmak başka; ne bileyim ben, karın ağrısıdır, onu sıkmak başka..
diyeceğim o ki, nereden, nasıl sıkılacağını bilerek her hastalığın tedavisi gerçekleşebilir. bunca yıldır tıp ile uğraşanlar, işe en başından bu sıkmak konusunda başlamış olsalar idi, çok daha ucuza çok daha kısa sürede tedavi olabilirdik.
ben kendimi geliştiriyorum bu konuda. şimdilik biyere vurduğum yeri bastırıp uf diyerek oranın acısını azaltmayı, bir de sivilce varsa onu sıkmayı biliyorum.
böyle böyle olucak gibi.. -
boşluğu yok etme çabasıdır.
bu noktada boşluğun gerekli bir şey olduğunu öğrenmekteyiz. -
kurtlar vadisi ve kurtlar vadisi pusunun halkımızın literatürüne kazandırdığını kavram.
ateşli silahla birini vurma eylemi artık "sıkmak" olarak tanımlanıyor. kadın-erkek, eğitimli-cahil hiç farketmiyor herkes ama herkes "sıkmak" kavramını kullanıyor. zannedersin hepsi mafya jargonuna hakim. sıkayım topunuzun turpuna limon... -
nesnesiz bir fiil olarak kullanılması bir nevi turnusol kağıdı işlevi görür (örnek, "kafasına sıkmış": ya neyi sıkmış söylesene bir, limon mu, sprey mi, gel buradan söyle, duyulmuyor).
-
bu ne lan
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap