• muhterem rus ediplerinden ivan sergeyevic turgenyev'in ayni adli kitapinin kahramanidir.
    romandaki tam adi dmitriy nikolayyevic rudin'dir. kendisi felsefi gorusu olan aydin bir rus gencidir, batida ve en basta almanya'da tahsil gormus gencler gibi o da hegel'in kulu kolesi olmustur.
    rudin'de ustat turgenyev 19. yuzyilin ilk yarisinda rusya'da turemis luzumsuz adam'i mukemmelen tasvir etmistir.
    bu rudin ibisi kendi icinde hirsli, zeki ve atak bir genc olmasina ragmen aslen loserin allahidir.
  • "okurlarım, astlarına karşı çok dalgın ve ilgisiz olan kimselerin,üstlerine karşı hiçbir zaman dalgın ve ilgisiz olmadıklarının ayrımına vardınız mı? bu niçin böyledir?"
  • turgenyev'in mutlak suretle okunmasi gereken, en basarili romani. sozlukte bu kadar az entry girilince okunmadigini sandigim roman ayrica.
  • turgenyev tarafından yaratılan bu karakterin turgenyev'in yakın dostu mihail bakunin'in ta kendisi olduğu söylenir. bakunin ve rudin arasında benzerlikten çok neredeyse aynılık olduğu düşünülürse gayet doğru bir iddia gibi gözüküyor.
  • okumaya başlayacağım romandır. 7 sene sonra bir entryyi hakediyor olmalıdır, hasan ali yücel klasiklerinde yer alıyorsa, diye düşündürmektedir.
  • tugenyev'in akıcı diliyle hızlıca biten bir kitap.
    .........spoiler.........
    rudin ortamlara çok hızlı akan ama sonrasında aynı hızda irtifa kaybeden ve esasında hayata tutunamamış bir kaybeden.
    ........spoiler.........
  • turgenyev'in dün bitirdiğim,dünden beri kendime gelememe nedenim olmuş kitabı. benim için rudin karakteri de tıpkı martin eden gibi, peçorin gibi edebiyat dünyasında unutulmayacak karakterlerdendi. turgenyev'den okuduğum beşinci kitap olmasına rağmen ilk kez turgenyev okumuş gibi oldum ve sarsıldım,o kadar güçlü bir kalemi var ki turgenyev'in,bir kitabına başladığınızda ilk kez turgenyev okuduğunuzda nasıl etkilenmişseniz,o kitapta da sizi ilk etkiyi hiç kaybettirmeden etkilemeye devam ediyor. rus edebiyatı severlerinin keşfetmesi gerektiğini düşündüğüm kitaptır.
  • sürekli mutsuzluk ve sürekli bir arayış. sürekli bir şeyleri yapamama ama başarısızlığı da kabullenip sessiz sedasız köşeye çekilememe yani ölmeyi kabullenememe, ruhen.

    turgenyev ilk romanı olan bu kitapta rus aydınının trajedisini anlatır. rudin coşkuludur, konuştuğu zaman etrafındakilere ilham verir, onları heyecanlandırır. onu dinleyenlerin yürekleri iyilik, güzellik, yaşamdaki kutsal amaçlar için çarpmaya başlar. idealisttir, dünya yüreğinin ve bileğinin esiridir. böyle bir kişiliğin istediği her şeyi elde etmesini beklersiniz ama rudin hiçbir işte dikiş tutturamaz. tembeldir, alaycıdır, üzerine konuştuğu konulardaki bilgisi yüzeyseldir. eyleme geçemez, korkaktır. korkaklığı yüzünden gerçek aşktan kaçar. tüm bunlara rağmen turgenyev rudin'i sever (romanda lejnev'in ağzından rudin'e dair muhtemelen kendi düşüncelerini aktarmış). onun her şeye rağmen alev alev yanan ruhunu takdir eder. rudin'in potansiyelini ortaya çıkarmak ve anlamlı bir şeyler yapabilmek için gösterdiği çabayı anlamlı bulur. onda yerini, kendi benliğini yadırgayan yüce bir ruh görür.

    lermontov'un peçorin'i ile turgenyev'in rudin'i aynı kişilerdir bir bakıma. sadece farklı yönleri anlatılmıştır. kayıtsız, soğuk, alaycı, iradenin vücuda gelmiş hali olarak bildiğimiz peçorin'in bilinmeyen hikayesidir rudin . bir devrin aydınının hikayesidir. "çağımızın bir kahramanı"nın hikayesi. keşke bu hikayeyi dostoyevski'den de dinleyebilseydik. keşke dostoyevski ecinniler'de nikolay stavrogin'e insaflı davransaydı.

    romanlarla aramıza duygusal mesafe girdiğini hissediyorum. artık romanlarda geçen bazı ifadeler anlamını yitirmeye başladı bizler için. mesela en son ne zaman "kalbimiz deli gibi çarptı", ya da "bir çocuk gibi meraklandık" hatırlamayız. duygularda genel bir küntleşme hali var. bir şey hisseden, kanlı canlı insanlar değiliz sanki. hepimiz "bizim çağımızın bir kahramanı"yız. belki de bu yüzden güzel roman yazılmıyordur ya da yazılıyorsa da biz anlayamıyoruz.
hesabın var mı? giriş yap