• biletler nisan ortasinda satisa cikti ve bildigim kadariyla henuz tukenmedi. 26 - 27 haziran'da da atinada iki konser olacak.
  • (bkz: radiohead)
  • yok boyle bi$ii??? ve yok thom yorke'u seviyor!
  • yaninda bir de konser oncesi turkiye-portekiz macini bir yunan kafesinde izleme imkani sunan,yeni ve iyi insanlarla tanismamizi saglayan guzel organizasyon.
  • radyoyu bir kraftwerk wannabesine dönüşmeden canli seyretmek icin son firsatti..
  • vizem yetişmediğimde otobüsün kalkmasına 2 saat kala gidemeyeceğimi öğrendiğim..sırtımda çantam yaşlı gözlerle istiklalde batan güneşle kaybolmama neden olan üzücü atraksiyon..
  • thom yorke'un bakislarini yakaladigim konser.
  • alman lisesi ekürisi olarak şimdi adını hatırlamadığım ama taksimde bir çatı katında bürosu olan bir ajansın organize ettiği konaklama falan da dahil o zamanlar ucuz bir fiyata tekabü eden organizasyondu.
    selanik çok eğlenceli bir şehirmiş.
    gittiğimiz grupta siyah küt saçlı ufak tefek bir kızcağız vardı ve "creep dinleyip intihar eden salak alman liseliler" gibisinden bir kalıp kullanmıştı bir arkadaşıyla konuşurken. aramızda kendisine ölümlerden ölüm beğenmiştik. sonra istiklalde de gördük. şimdi görsem yine döverim.
    ardından "hazır yunanistandayız o zaman rodos'a gidelim" diye düşünüp oradan rodosa, bir hafta kalıp oradan marmarise, oradan bodruma ordadan da istanbula şeklinde güzel bağladık.**
    konserde talk show host'u ilk defa dinlemiştik. kid aden de bişiler çaldılar, çok şaşırmıştık. hey gidi günler.*
    ajansın ismini de hatırladım oh be.
    (bkz: tim ajans)
  • babanın bir sürprizi olarak biletler alındı, yaş küçük olduğundan babayla birlikte yola düşüldü. selanik'in 45 derece sıcağıyla boğuşuldu. baba faktörü sebebiyle selanik'in muhteşem gece hayatına dalınamadı. bayan arıza'yla tanışılıp 2 gün beraber gezildi. kapılar açılmadan bikaç saat önce alana gidildi. güneş altında, allahın dağındaki konser alanının kapısında beyinler sünger oldu.
    önce clinic izlendi. radiohead tişörtleri alındı. sonra radiohead çıktı sahneye. ağırlıklı olarak kid a'den çaldılar. insanlar şaşkınlık içinde birbirine bakakaldı bi süre. göz açıp kapayıncaya kadar, bi şok dalgası gibi geçti konser. lucky ile bis yaptılar. aklımız şarkı söylerken kendinden geçen thom yorke'ta, aynı anda hem gitar hem klavye çalabilen yüce insan jonny greenwood'da kaldı.
    şimdi hatırlamaya çalıştığım zaman fark ediyorum ki konserin büyük bölümünü hatırlamıyorum, bölük pörçük görüntüler kalmış aklımda. yanımda çoşkumu paylaşabileceğim birileri de olmadığı için, oldukça yalnız hissetmiştim kendimi.
hesabın var mı? giriş yap