• the nightcrawlersın 1994 yılında clubberları altüst etmiş house türündeki "push it, push it, push the feeling on, ...gerisi zombi" sözleri olan şarkısıdır.
  • the bucketheadsin these sounds fall into my mindıyla kardeş şarkı. nerde olursa olsun arka arkaya çalınırlardı. nakaratında adamın ne dediği konusu ise bir efsanedir.
  • 2000li yıllarda remixi piyasaya sürülüp, yine partilerde yerini almış parçadır.
  • adamin surekli tekrar ettigi sozlerin ne oldugunu bulmanin imkansiz oldugu parca
  • nightcrawlers'ın 91 yılından beri, etinden sütünden yününden faydalandığı harika parçası... 2006 dahil her sene tekrar mixlenip karşımıza çıkması biraz bayıltmış olsa da hala iş yapıyor.

    özellikle 95 senesinde her gece klüplerde 2 - 3 defa çalması şarttı.
  • bircok remixi bulunan sarki.

    sozleri de soyledir:

    if you're feeling underpressure
    and something has been on your mind
    you gotta have yourself a good time
    take a look and you just might find

    pushin' it on, it on, it on
    pushin' it on, it on, it on
    pushin' it on, it on, it on
    i'm pushin' it on!
    (... it on, it on)

    let me hear you

    time has been hard for you baby
    this i know, this i know!
    but if you look you will find
    that is just a matter of time
    before the rhythm gets into you
    you you, ehy!

    pushin' it on, it on, it on
    keep pushin'...
    pushin' it on, it on, it on
    keep pushin', keep pushin...
    pushin' it on, it on, it on
    keep pushin' it on...

    i'm pushin' it on!
    (... it on, it on)

    let me hear you!
  • bana 10 küsür yıl önceki kiraladığımız arabalarda dinleyerek geçirdiğimiz o güzel günleri hatırlatan mükemmel şarkı.tabi bugünün hotel room service'inin de hakkını yememek lazım sayesinde kendisine ulaştım.
  • bunun sonrasında jaydee - plastic dreams çalması adettendir.
  • beni küçüklüğüme götüren şarkı. bende kötü bir anısı vardır. annem ve babam diskoya gitmek istemişlerdi, kapıdaki adamlar ise beni içeriye alamayacaklarını söylemişlerdi. diskoya girememiştik. arkada bu şarkı çalıyordu. içeriden gelen yeşil ışıkları hiçbir zaman unutamam. ışıklar sanki herkesi diskoya davet ediyordu. bütün gece ağlamıştım. küçük bir çocuğun eğlenmeye hakkı yok muydu, adi herifler?

    aradan yıllar geçti. büyüdüm. bu şarkıyı hep aradım. turkcell'in çalarken dinlet servisi çıktı. aradım, şarkıyı kendim söyledim;
    "laaayf, layf is büüüü... layf is septiri büüüü..."

    derdimi çalarken dinlet servisi bile anlamadı. yıkılmıştım. çocukluk anımı yenmek zorundaydım!

    ardından bir gün... o kutsal gün... şarkının bugünkü hali hotel room service radyoda çalmaya başladı. hemen orijinal parçanın kimin olduğunu buldum.

    o günden beri diskolar benden sorulur!
hesabın var mı? giriş yap