• (bkz: pickup artist)
  • aynı zamanda micropholcommatidae familyasından bir örümcek cinsi.
  • http://www.puacemiyeti.com/ diye bir site var;şaştım kaldım doğrusu.çok ucuz hareketler bence.
  • kıs. potentially unwanted application
    istenmeyen türden olabilecek uygulama.

    (bkz: pup/@dunyaninenguzelkizininsivilcesi)
  • pua - pickup artist'in kısaltması olarak kullanılır. pickup artist ise kız tavlama sanatçısı anlamına gelmektedir.

    pualar kadın erkek ilişkilerine oyun gözüyle bakarlar. geçmişlerinde yedikleri birçok veya sağlam bir darbe ile berbat bir haldeyken nerede yanlış yaptığını bulmak için bu yola baş koyarlar.

    puaların geçmişinde tek geçileni olur genellikle. bu tek geçilen ya hiçbir zaman elde edemediği ya da kendisini kullanan bir hatundur. ben 2.sini yaşadım.

    pua ile tanışmadan önce her anlamda berbat bir kişiliktim. mizah dışında hiçbir albenim bulunmuyordu. mizah da tek başına yeterli olmuyor her zaman.

    pua ile tanışmam birisinin önerisiyle neil strauss'un oyun kitabını okumayla başladı. kitabı okurken içim içime sığmıyordu.

    neil strauss namıdiğer style pua, mystery ile tanışmadan önce berbat bir haldeydi. kadınlarla arası çok kötüydü ve sıradan bir gazeteciydi. kadınlarla arasının kötü olmasına daha fazla dayanamayıp kadınları elde etmenin yollarını ararken bir şekilde mystery'nin komünitesini keşfediyor. sonra onunla iletişime geçip onun yanında eğitim görüyor. 3 yıl boyunca pickup komünitesinde vakit geçirdikten sonra britney spears da dahil birçok hatunla beraber oluyor. neil strauss hakkında googlede bolca bilgi bulabilirsiniz. şimdilerde gayet saygın bir gazeteci ve yazar kendisi.

    pua denince insanlarda ön yargı var. bunun sebebi medyanın kötülemesi ve feminizm salgınının artmış olmasıdır. tek dertleri hatunlar olduğunu düşünüyorlar. hatta hatunları kandırmak için yalanlar söylediklerini falan zannediyorlar. problem o ki sadece zannediyorlar. gerçekte bu durum böyle değil.

    pua'lığın asıl amacı sosyal yeteneklerini geliştirmektir. şöyle ki pua dediğimiz elemanlar yani bizler geçmişimizde asosyal, konuşmaktan aciz tiplerdik. hepimiz böyle miydik değildik ama büyük çoğunluğumuz öyleydik. kimileri gerçekten sosyal olup kadınlar konusunda başarısız olabiliyor bunları kastetmiyorum.

    kendimden yola çıkarak konuşacağım. ilkokul ve ortaokulda fazlasıyla sosyal biriydim. liseye geçtiğimde "fazla çocuksu" olduğum için bir dışlanmışlık yaşadım. bunun sebebi hatunların kendilerinden birkaç yaş büyük erkeklere ilgi göstermeleriydi. hayliyle ortada kalmıştık.

    o zamanlarda bir hatunla konuşmaya başlamıştık. kızı gerçekten çok seviyordum ve kız bunun farkındaydı. bunun farkında olarak beni kaybetmekten ve bırakmaktan hiçbir zaman korkmamıştı. istediği zaman hayatımdan çıkıp istediği zaman tekrar hayatıma giriyordu. bu böyle 3 yıl sürdü. 3 yılın sonunda o hatunun peşini bırakıp hayatımı düzene sokmaya karar verdim.

    işe okulumu değişerek başladım çünkü bulunduğum okulda imajım çok fazla zedelenmişti. kendi değiştiğini göstermeye çalışmaktansa hiç bilinmedik bir yerde temiz bir sayfa açmak mantıklı geliyordu.

    öyle de oldu. gittiğim okulda fazlasıyla sosyalleşmiştim. fakat iş hatunlara gelince tıkanıyor dilim damağım kuruyor ne yapacağımı bilemiyordum. yine de kendimi zorlaya zorlaya kızlarla konuşmaya devam ettim.

    lise son sınıfta peşimden çok koşan biriyle sevgili oldum. sevgili olmadan önce çevremde çok fazla kız vardı ve eğlenceli bir kişiliktim. sevgili olduktan sonra kız çevremdeki kızlardan çok kıskanıyordu. hayliyle onlardan uzak durmamı istemişti. öyle de yaptım. öyle yaptıktan sonra çok geçmeden terk edildim. buna anlam verememiştim. sonuçta kızın istediğini yapmıştım ve hayatımda tek o vardı. mantıksız geliyordu ama hiçte öyle değilmiş. hayatımdaki tek kız o olduğu için ona muhtaçmışım meğer. ben aramızı daha iyi yapar diye düşünürken ilişkimizin bitmesine sebep oldu. kız meğer beni değil de rekabeti seviyormuş.

    muş-lu konuşuyorum da bunları sonradan öğrendiğim için öyle konuşuyorum. bu durumun sebebini araştırırken birkaç bloga denk geldim. o blogları okumaya başladım ve bir tanesinin önerisiyle oyun kitabını okudum. oyun kitabı ile her şey çok net bir şekilde görünüyordu. yaptığım hatalar film şeridi gibi gözümün önünden geçmişti.

    sonrasında kendimi değiştirmeye karar verdim. düşündüm bir hatun benimle neden birlikte olmak istesin? giyimim berbattı değiştirdim kendi tarzımı oluşturdum. sigara içmesem de dişlerim sarımsı görünüyordu diş fırçalamadığımdan dolayı diş fırçalamaya başladım. leş gibi kokardım (kokarmışım temiz kokunca anladım) güzel parfümler keşfedip onları kullanmaya başladım. müzik kültürüm yoktu sadece rap müzik dinlerdim sonra önüme ne çıkarsa dinlemeye başladım her türden. filmlerle aram yoktu çeşitli filmler, diziler ve belgeseller izledim. kaşlarım biçimsiz görünüyordu epilasyon ile düzelttirdim. saçlarım biçimsizdi hatta beni beğenen böyle beğensin kafasında bir kişilik olduğumdan dolayı saçıma hiç özen göstermezdim. güzel bir kuaförde saç traşı oldum ve bana gayet yakıştı, saç stilimi bulmuş oldum. bol kıyafetler giyinirdim üzerime oturan kıyafetler giymeye başladım. çok fazla küfürlü konuşurdum küfürü bıraktım. oyun ve sosyal medya bağımlısıydım ikisini de bıraktım. p*rno ve m*stürbasyon bağımlısıydım ikisini birden bıraktım. her şeyden şikayetçi olan bir yapım vardı elimdekilerle memnun olmayı öğrendim. her şeye muhalefet bir kişiliktim bir yere çağırdıklarında işim var der yalan söyleyip gitmezdim. hayatıma "evet"i soktum, yalanı çıkarttım. çok zayıftım spora başlayıp kilo alıp vücudumu toparladım. duruşum kamburdu duruşumu düzelttim. bazı hastalıklarım vardı doktora gittim. temizliğime özen göstermeye başladım. şebeklik ile komikliğin arasındaki farkı bilmiyordum. komik olduğumu zannederken şebekmişim onu fark edip kendime çeki düzen verdim. kitap okumaya karşıydım şimdi ayda 2-3 kitap okur hale geldim. lüzumsuz videolarla aktivitelerle çok fazla zaman kaybederdim şimdi her anımı dolu dolu yaşamaya çalışıyorum. kendi gelirim yoktu internet üzerinden gelir elde eder hale geldim. dedikoduyu çok yapar laf taşır, çok konuşurdum bu konuda da kendime çeki düzen verdim. kıskanç bir kişiydim başkalarının başarılarını takdir etmeyi öğrendim. tek yetersiz eksik olduğum konu eğitim öğretim. bu konuda fazlasıyla başarısız oldum şimdi onun üzerine gidiyorum. umarım başarı sağlayabilirim.

    gördüğünüz gibi yukarıdaki şeyleri kadınlar için yaptım. fakat bu yaptıklarımın hiçbiri kadınlara fayda sağlamadı bana fayda sağladı. temelde kadınlar için yapmış olduğum eylemler gibi görünse de tamamı bana yarar sağladı. yaptıklarımda söylemeyi unuttuğum şeyler illaki vardır ama büyük çoğunluğu bu yönde.

    peki kadınlar için neler mi yaptım? kadınların psikolojisini anlamak için çok fazla kaynak okudum ve okuduklarımı tecrübe ettim. kadınların davranışlarının altında yatan düşünceleri öğrendim. onların kimi davranışlarında aslında ne kadar haklı olduklarını anladım.

    bunun haricinde onların hoşlarına gidebilecek birkaç tane kişilik testi, şiir, illüzyon numarası öğrendim. tabi buna ek olarak sokaktaki kadınlarla tanışabilmek için birkaç açıcı öğrendim. onlara yaklaşırken nasıl yaklaşmam gerektiğini öğrendim.

    sonuç olarak kadınlar için başkoyduğum bu yolda kendi değerimi fazlasıyla artırmış oldum. bu saydığım şeyler normal bir bireyin yapması gereken şeyler aslına bakarsanız. tek sorun bizler normal değildik.

    ben, beni beğenen böyle beğensin kafasında biriydim. kendim olmanın yeteceğini zanneden biriydim. he böyle deyince de bak sahte bunlar rol yapıyor diyenler çıkabilir.

    "fake it until make it" diye bir cümle var bilirsiniz belki. olana kadar öyleymiş gibi davranıyorsun.

    kişisel gelişim kitaplarında bolca karşılaşırsınız kendinize olumlu telkinler verin diye. ben bunu çok fazla yaptım. hatta googleye alfa erkek telkini yazıp 20-40 gün arasında telkinleri dinledim. ne değişti? hiçbir şey bu söylediklerimi çok önceden yapmıştım. telkinlerin olumlamaların işe yaraması için kendine haklı sebepler vermen gerekiyor. sen istediğin kadar kendine ben yakışıklıyım de saç sakal birbirine karışmış sivilceli bir yüz ile ancak kendini kandırırsın. hatta kendini de kandıramazsın. bu alakasız bir örnekti ama olsun.

    varmak istediğim nokta şu: ilk başta rol yapıyorsun, sonra o davranışları benimsiyorsun daha sonra da sanki doğduğundan beri öyleymişsin gibi bir hal alıyorsun.

    siz zannediyor musunuz ki siz tamamen kendinizsiniz? çocukluktan itibaren çevrenizdekileri örnek alıyorsunuz ve bir şekilde karakteriniz kişiliğiniz davranışlarınız gelişiyor. yani aslında kimse %100 kendisi değil.

    bu bağlamda bizim olana kadar öyleymiş gibi davranmamız abes karşılanmaması gerek diye düşünüyorum.

    diğer bir husus ise yatıp kalkıp kadınları düşünüyorlar söylemiyle ilgili. yurt dışında bahsettiğiniz şey doğru olabilir. türkiye'de ise bu zaten mümkün değil. önce temel ihtiyaçlarımızı giderebilecek duruma gelmemiz gerekiyor. ve türkiye'de maksimum 10.000 kişi haberdardır ve bunların maksimum 250 tanesi gerçekten uyguluyordur. o yüzden bir eleştiri yapmaya kalkarken bunları düşünerek eleştirin.

    pua düşmanlığı bizim ülkemizde çok fazla. düşman olanlar genellikle kırmızı hapçılar zaten. halbuki çeviri yaptığı kaynakların tamamı oyun'u ve pua'ları benimsemiş kişiler. bu düşmanlığın sebebini anlayamıyorum. kırmızı hap felsefesini de destekliyorum oyun'u da. bunu da sağ sol kavgasına dönüştürecekler yakında ondan korkuyorum. insanlar neden tek bir şeye kendilerini bağlı bırakmak isterler onu da anlamıyorum.

    sürekli farklı kadınlarla yatıyorlar düşüncesinden dolayı bu düşmanlıkta olabilir. fakat oyun sadece her gün farklı kadınla yatmak için oynanmıyor. oyunu eşinle bile oynaman gerekiyor. zaten kadın erkek ilişkilerinin temeli bu oyun. oyun dediğimiz şey bilinçli kur yapmak. kimi adamlar var eşiyle, nişanlısıyla daha iyi olabilmek onları anlayabilmek için oyun dünyasına dahil oluyor. kimileri sürekli başka kadınlarla yatabilmek için. kimileri de eğlence amacıyla farklı kişilerle tanışıyor. kimi ne ilgilendirir ki?

    sonuç olarak 3-4 yıldır bu camianın içerisindeyim ve türkiye'de bu konuda kaynak eksikliği var. yine de bizler yaklaşık 1 yıl önce bir oluşum kurduk ve türk erkeklerine oyun dünyasını tanıtıyoruz. aramıza katılmak isteyen merak eden olursa şuradan gelebilirler pua forum
  • the red pill öğretisinden öğrendiği bilgiyi kadınları manipüle edip birlikte olmak için kullanan fırsatçı ve kadın düşkünü tayfa. sevmedim, ısınamadım; hem fırsatçılıklarını hem de kadın tavlama olayını hayatın birinci hedefi haline getirme çapsızlığı nedeniyle.

    bu takımın ağababaları kadınlara yaklaşma konusunda kendini çaresiz hisseden erkekleri de manipüle etmekten geri durmuyor tabi. pua taktikleriyle ilgili pazarlama materyalleriyle, seminerlerle küplerini doldurma peşindeler.

    türkçesi ve lafın özü; insanların (kadın veya erkek) zayıflıklarını kullanarak seks, statü, para elde etme yılışıklığı ile tiksinç bir hareketten bahsediyoruz. pua öğreticileri içinde "feminizm süper olay ya, bu sayede kadınlar coşabildi, artık sekste sınır tanımıyoruz" diyeni bile olan, yani ideolojileri bile "kadına erişim sağlaması" açısından değerlendiren hedonizm odaklı, trajikomik ve sonu olmayan bir hayat anlayışı. öğk.

    bilmeyen ama öğrenmek isteyen için son söz:
    the red pill'i pua'dan ibaret görme kabızlığından çokça bahsettim (#72399673), böyle olmayın.
    pua'nın yukarıda bahsettiğim ahmakça vizyonunu "insan doğasını reddetmek" için kullanılabilecek iyi bir araç olarak gören ideologically possessed tiplerin karalamalarını, başından geçenlerden dolayı dünyaya küsmüş tiplerin utandırma taktiklerini pas geçip "the red pill" aslında ne demektir araştırmanız menfaatinizedir. gözlerinizi bilmediğinize açın, size öğretilenle yetinmeyin.
  • (bkz: opua)
hesabın var mı? giriş yap