• ayrıcalık, ozel hak. unix (r) system terminolojisinde privileged user = (bkz: root)
  • make yourself albumunun açili$ parçasi. incubus'dan:

    isn't it strange that a gift could be an enemy? isn't it weird that a privilege could feel like a chore? maybe it's me but this line isn't going anywhere, maybe if we looked hard enough, we could find a backdoor. (find yourself a backdoor.) i see you in line, dragging your feet you have my sympathy. the day you were born, you were born free. that is your privilege. isn't it strange that the man standing in front of me doesn't have a clue why he's waiting, or what he's waiting for? maybe it's me, but i'm sick of wasting energy. maybe if i look in my heart i could find a backdoor. (find yourself a backdoor.) i see you in line, dragging your feet you have my sympathy. the day you were born, you were born free. that is your privilege.
  • ibiza'da bulunan büyük bir club
  • renault marka otomobillerde, bir donanım ibaresi...
  • writing sınavlarında hayat kurtaran kelimelerden birisi
  • icine ilk girdigim de "bu ne ya bizim venue bile daha büyük burdan" dedigim, ama daha sonra bulundugum yerin tüm club'in onda birine tekabül eden camdan bir kubbe oldugunu fark ettigimde, takdirimi kazanmis gece klübü. kapida bazen fotograf makinasini almiyorlar, vestiyere emanet birakmak zorunda kaliyorsunuz. bu ufak sorun disinda güzel müzikle birlikte saatler gecirilesi asmis mekan.
  • ing.yetki, imtiyaz, ayricalik.
  • (bkz: set me free)

    (bkz: patti smith)
  • 1990 yılında çekilmiş yvonne rainer filmi. menopoz üzerine muhalif bir film. kadınlarla yapılan söyleşiler üzerine inşa edilmiş. kadınların cinselliği ve cinselliğin mevcut olunan toplumsal sınıfla alakası üzerine epeyce kafa yorulmuş bu filmde. epeyce önemli bir çalışma kanımca.
  • anomie belle'in harikulade şarkısı.
hesabın var mı? giriş yap