• 2000 yilinin haziran ayinda, fransa'da bir grup iktisat ogrencisinin internet uzerinden yayımladigi bildiriyle baslayan hareket.
    "autisme-economie" basligini tasiyan bildiri, ogrencilerin iktisat disiplini ve egitimi uzerine sikayetlerini ve onerilerini konu edinir. ayni ay le mondeun bu bildiriyi yayinlamasiyla hareket, kamuoyunun genis kesimlerine ulasir. fransa'nin yuksek ogrenimde lider kurulusu ecole normale superieure ogrencileri cok carpici bir bildiri ile protestolarini dile getirir :
    1- neo-klasik olmayan teorilerin mufredat disinda tutulmasi,
    2- iktisat egitimiyle iktisadi gerceklerin ortusmemesi,
    3- matematigin bir arac olarak degil bir amac olarak kullanilmasi,
    4- elestirel dusunceyi dislayan ya da yasaklayan egitim metodlari,
    5- analizi yapilan objelerin karmasiklıgına uygun yaklasimlarda cogulculuk ihtiyaci.

    bildiri, iktisat biliminin 'gerceklikle baglantisini kopardigini ve ice donuklestigini'; bilimsel gorunumunu surdurmek ugruna matematiksel olmayan durumlar icin matematiksel yapilar kurdugunu; kurumlari, tarihi, cevresel ve jeopolitik gerceklikleri, birey ve gruplarin stratejilerini, cinsler arasi iliskileri de iceren sosyolojik kosullari ve epistemolojik konulari hesaba katmakta yetersiz kaldigi belirtilir.

    (bkz: otizm)
  • iktisat cercevesinde matematiksel anlatimin bir amac degil 'arac' oldugu goz onune alindiginda oldukca sacma temeller uzerine kurulu olan olusum. matematik'te sonuc olarak, turkce/ingilizce/vesaire gibi bir dildir. bir dili ne kadar iyi bilirsen o kadar daha iyi anlatim yaparsin mantigindan yola cikarsak, bu olusumu cikartanlarin kompleks matematiksel konseptleri anlamada zorluk cektikleri icin (ornek: complexity theory) boyle bir yola basvurduklarini dusundurtten hadise.
  • (bkz: genc ekonomistler rahatsiz)

    neo-klasik:
    - "bizi dinleyin uzun vadede hede hodo olsun cok guzel olsun, hepimiz mutlu olalim.."
    keynes:
    -"uzun vadede hepimiz oluyuz"
  • "akademik dilde, bildiri iktisat biliminin 'gerçeklikle bağlantısını kopardığını ve içe dönükleştiğini' ifade ediyor" ifadesi ile otistikliğe gönderme yapılan iktisattaki protez sesler
  • neo-liberal teoriler tarafindan matematiksel ve ekonometrik modellemelerin cenderesine sıkıştırılarak hastalikli bir hale getirilen iktisat teorisinin yeniden düşünülmesini ve üniversitelerdeki iktisat eğitiminin gözden geçirilmesini talep eden akademik akım. tek boyutlu ve yönlü bir iktisat eğitimine karşı çıkan, iktisat teorisini "parayla ilgili olan ve formülerle ifade edilen bişey" olmaktan çıkarmaya çalışan öğrenci ve öğretim üyeleri tarafindan başarılı bir şekilde savunuluyor. türkiye'de de istanbul üniversitesi iktisat fakültesi öğrencileri arasında ilgi görüyor. seçenek yok, alternatif yok, önünüze koyulani yiyeceksiniz diyenlere karşı insani sevindiren, umutlandiran şeyler de oluyor...
  • şahsen, anlamsız bulduğum zira meselenin özüne değil, yalnızca çehresine ilişkin eleştirilerde bulunulduğunu ve çözüm önerileri sunulduğunu düşündüğüm "sapkın"* iktisat hareketi. kastettiğim şudur: toplumsal bilimlerin farklı alanları arasında bulunan manialar mahfuz tutulduğu müddetçe arzu ettikleri iktisat eğitimini alamayacaklardır.
    braudel, üç ciltlik, kalimenin tüm çağrışım yüküyle "muazzam" "civilisation materielle economie et capitalisme" nam eserinin takdiminde iktisat (eğitimi değil) bilimine(?) ilişkin, çok önemli olduğunu ve kesinlikle göz ardı edilmemesi gerektiğini düşündüğüm şöyle bir tespitte bulunuyor: "iktisadiyatçılar, iktisatın herhangi bir bağlama gerek duymaksızın türdeş bir gerçeklik* olarak kavranabileceğine ilişkin temayüle sahiptir" (kendi çevirim, umarım braudel'in anlatmağa çalıştığını ifade edebilmişimdir)
    imdi,, iktisat bölümü mevcudiyetini muhafaza ettiği müddetçe, piyasanın talebini karşılaya yönelik eğitim veren bir kurum olma veçhesini hiçbir zaman yitirmeyecektir. esas karşı çıkılması gereken iktisat bölümünde verilen eğitimin niteliği yahut içeriği değil, bilakis, iktisat bölümünün bizatihi kendisinin varlık sebebi ve gerekçesi olmalıdır.

    yalnız odtü'de değil, tüm üniversitelerde bize öğretilen "sihirbazlık"tan başkaca değildir. yazık.

    son olarak eklemek istediğim şudur: üniversitenin birincil işlevi, eğitim ve öğretim verilen alanda oluşmuş bilgi birikimini öğrencilerine aktarmaktır. eğer iktisadiyata, marjinalist akım egemense, bittabi "marjinalist" akımın belitleri, öğretileri, kuramları verilecektir. bundan daha doğal bir şey olamaz. karşı çıkılması gereken, tekrar ediyorum, verilen iktisat eğitiminden evvel, başat homo economicus tasavvuru, mevcut iktisat düşünceleri/öğretilerinin bizatihi kendisidir.
  • post-otistik iktisat hareketi konusundaki kafa karişikliğini düzeltmek için birkaç not:

    post-otistik iktisat hareketinin yeni bir iktisadi düşünce disiplini oluşturmak gibi bir iddiası yoktur. hareket esas olarak mevcut olan hakim iktisat ideolojisinin eleştiriye açılmasını talep etmekte ve eleştirmektedir. ozellikle marjinalist neo-klasik teorinin tek bilimsel iktisat disiplini olarak sunulmasına ve gerek iktisat biliminin gerekse de iktisat eğitimin marjinalist teori tarafından otistik bir hale getirilmesine karşı çıkmaktadır. dolayısıyla mevcut iktisat eğitiminin toplumsal kökenlerine yönelik bir analiz-eleştiri sunmaktadır. yani iktisat eğitiminin ve toplumsal hayata yön veren temel iktisat ideolojisinin yüzeydeki görünümlerine değil, bizzat daha derindeki, maddi ilişkiler düzeyindeki kökenlerine inilmesini istemekte ve değişim talep etmektedir. yani post-otistik iktisat hareketi bu yönüyle braudel'le karşı karşıya getirilemez. tersine, bizzat braudel'in ve annales okulunun toplumsal tarih ve toplumsal-tarihsel iktisat teorisi çerçevesinde geliştirdikleri kuramın devamcısı sayılabilir.

    ikinci olarak iktisat teorisi düzeyinde bir düsünce disiplinini sapkin (heterodoks) olarak tanımlamak genellikle iktisat bilimini tarih, sosyoloji hatta sosyal-psikoloji gibi bilim dallarıyla verimli bir ilişki içine sokmak isteyen düşünce yöntemleri için kullanılmıştır. bu tür eleştirileri yapanlar genellikle pure -saf- iktisat denilen garip bir kuş peşinde koşan marjinalistler ve neo-liberallerdir.

    üçüncü olarak üniversitelerdeki iktisat eğitimi ile iktisat bilimi arasındaki ilişki konusundaki karışıklığı düzeltmek gerek. maalesef bu talihsiz bir ilişkidir ve bugün ikisat bölümleri üniversitelerin yoğun olarak piyasa ve şirketlerin baskısı altında ezilen, şekilsizleştirilen bölümleri arasında yer alır. iktisat bilimi de bu süreçten fazlasıyla payını almaktadır. öğretim elemanlarının önemli bir bölümü özel şirketlere danışmanlık hizmeti vermekte, hatta yönetim kurullarında yer almakta, öğrencilere bu tür şirketler için hazırladıkları projelerde görev vermektedir. ancak bu durumu olağan ve doğal kabul etmek, ekmek parası, hayatın gerçekleri falan işte napalım diyerek onay vermek baska seydir, buna isyan ederek iktisadın toplumun genel çikarları için kullanılmasını ve buna uygun bir bilimsel eğitim-üretim süreci talep etmek başka... post otistik iktisat hareketi ikinci tercihi yapmış hareketlerden biridir. mensubu ya da taraftarı değiliz, eleştirdiğimiz yönleri de mevcuttur ancak ortada önemsenmesi gereken bir talep ve fikirler olduğu da bir gerçektir.

    son olarak mevcut "iktisadiyat"ı, homo economicus tasavvurunu ya da iktisat ideolojisini eleştirmek elbette çok önemlidir. ama birakin iktisat eğitimini ve üniversitelerdeki eğitim sürecini eleştirenler kendilerini özgür hissetsinler. bütünü görmek, iktisat eğitiminin toplumsal kökenlerini eleştirmek, bilimsel üretim sürecini tartışmak sırça köşklerden yapılacak bir iş değildir. hayat ağacı her zaman daha yeşil... kafalar ne kadar karışık olursa olsun en azından bunu unutmamakta fayda var...
hesabın var mı? giriş yap