• tertemiz bir teskilatin, "munferit bir olay" yuzunden yaftalanma ihtimali olan bir eylem tanimi degildir artik. geleneksellesmis ve planli bir politika'nin iki kelime ile ifade edilmesidir sadece.

    artik oyle bir duruma gelindi ki, ornek vermeye, haber linkleri yazmaya, tartismaya dahi gerek yok. saka gibi, herhangi bir anda, herhangi bir haber bultenini, herhangi bir platformda takip etmek dahi yeterli veriyi sagliyor.

    oyle ki, ortalama vicdana sahip, insanliga deger veren ortalama bir bireyin konuya dair objektif goruslerini ifade etmesi durumunda dahi tck'ya gore suc unsuru olusur. bu derece vahim, helal olsun hepsine ve destekcilerine. vatan sizden bunu bekler, yuru be!
  • artık gündelik hayatın doğal bir unsuru haline gelmiş olgu.

    (bkz: polisin öldüren tekmesi)
    (bkz: 4 ekim 2009 öldüresiye polis dayağı)
    (bkz: ahmet kaya şarkısı söylerken polisten dayak yemek)
    ve daha nice başlıklar.

    1 mayıs 2007, 1 mayıs 2008, 1 mayıs 2009 gibi olgular ve 6-7 ekim 2009 imf-dünya bankası istanbul kongresi gibi konularda polis hep "haklıdır", onlar solcudur, anarşisttir dayağı hak eder de...

    ama işte artık yoldan geçeni sıradayağına çeken bir olaylar silsilesi var.

    ilginç.
  • 4 nisan 2010 fenerbahçe kayserispor maçında bizleri evimizden, yatağımızdan alıp öldürmekle tehdit eden emniyet mensuplarının parçası olduğu terör.

    (bkz: polis sizin dostunuzdur arkadaşınızdır)
  • içeriğine, dur ihtarına uymayanları kafasından vurmak, dur ihtarına uyanları da kafasından vurmak ve oyun oynayan çocukları panzerle ezmek de dahildir.
  • genelde kimlik sorma esnasında boy gösterir. polis, pvsk'ya göre önce kendi kimliğini göstermesi zorunlu olmasına karşın kimliğini göstermez. bir de olağan kimlik kontrolü diye polisin bir uygulaması var ki bu hem cmk'ya hem de pvsk'ya aykırı. olağan kimlik kontrolü diye bir şey olamaz. polis ancak hareketleri şüpheli olan kişiyi durdurup kimliğini sorabilir. öte yandan polis olup olmadığı bile belli olmayan sivil giyimli kişilere "e sen de kimliğini göster" dediğiniz zaman taksim emniyetinin tuvaletindeki kalorifer peteklerine kelepçelenip üzerinize su dökülüp, kan revan içinde kalıncaya kadar tartaklanabilirsiniz.

    veya içki içiyorsunuz diye kabahatler kanununa aykırı olduğu iddia edilerek ceza kesilebilir size ki kabahatler kanununda açık alanda içki içmenin kabahat olduğuna dair herhangi bir hüküm yoktur.

    yahut sevgilinizle, nişanlınızla veya fuck buddy'nizle el ele, diz dize bir parkta otururken polis minibüsünün yanına çağrılıp kimliğiniz sorulabilir, uygunsuz oturduğunuz gerekçesiyle tacize uğrayıp hakkınızda haksız yere tutanak tutulabilir.

    eğer polisin anası bacısından birazcık daha açık giyinen bir kadınsanız üç beş polisin yanından geçerken yanınızda erkek olsa bile "vay vay vaaay" "offff offf" "bu da hak ediyor ama" gibi sözlü cinsel tacize maruz kalabilirsiniz. bunlar sizi cinsel tacizden koruması gereken insanlardır. tabii bir de şu var. yarın öbür gün tophane'de bir sanat galerisi açtığınızda galerinizi ağzı salyalı magandalar basıp ortalığı kırdıklarında polis durumu seyretmekle yetinir ki buna da pasif polis terörü denilebilir herhalde.

    http://www.hurriyet.com.tr/…em/15838542.asp?gid=233
  • türkiyede her gün tecrübe ettiğim fakat avrupada yerini güleryüzlülüğe bırakan terör
  • (bkz: #23846462)
hesabın var mı? giriş yap