• demokritos a göre en yüce erdemdir; mutluluğa götüren araçların tam ve doğru tartılması anlamına gelir.
  • aklibasindalik..egitimle elde edilen pratik bir erdemdir..tek tek durumlarda ortayi bulmamizi saglar..phronesis sahibi kisi savurganlik ve cimrilik gibi birbirine zit iki kavramin ortasinda bir yerlerde durmayi secer, ornek olarak.. (bkz: aristoteles)
  • hayattan tecrübe ve öğrenme yoluyla kazanılan ve insana arzularını kontrol etme ve rasyonel bir tarzda eyleme olanağı veren pratik bilgelik.
    imdi manaya murad kabilinden aça aça gidelim:
    gadamer 'e göre bize gerekli olanın bu pratik bilgeliği dışlamayan, onunla -haddini bilme anlamında-disipline olmuş bir bilimdir. phronesis'in bilim tarafından yönlendirildiğini reddeder. bu sözünün altında ise anlamanın bütünüyle yöntem tarafından yönlendirilmediğini ve yönlendirilmeyeceğini düşüncesi vardır.

    buralara ait bir şeyler çiziktirmek gerekirse, eğer phronesis hayatın dolayısıyla da gündeliğin içinden devşirilen ve aktarılan bir pratik bilgelik türüyse ve bilimden azadeliği sözkonusu ise bu, çok uzunca süre ihmal edilmiş bir alan olarak gündelik hayatın önemini ve neden oraya ısrarla bakmamız gerektiğini de bize söyler.
    uzunca süre türk modernleşmesi çalışan sosyal bilimcilerin en büyük eksiği bu phronesis'i ihmal etmeleri olmuştur diyebiliriz. gündelik hayat biçimleri ve dünyaları içinden devşirilmiş bilgeliğin; benliğin ve kimliğin oluşma süreçlerine etkisi, toplumsalın işleyişini belirleme gücü, devlet ya da kurumlar gibi makro yapılarla eklemlenme, çatışma, uzlaşma, onları belirleme, onlara sızma gibi boyutları ihmal edilmiştir.
    gündeliği oluşturan aktörlerin günlük davranışlarını koordine ederken kullandığı karmaşık beceriler ile bu becerilerin kurumsallaşmış hali olan phronesis'in modernleşme sürecinde gittikçe önem kazandığını biliyoruz.
    entrymize azık olması babında son yarım yüzyıla damgasını vuran ve apaçık olarak gözönüde olan bir beceri türü olarak gecekondulaşmaya, latife tekin 'nin berci kristin çöp masalları 'ndan bir örnekle devam edelim:

    "sırma usulca annesinin koynundan sıyrılıp çıktı. koşa koşa evlerinin tepedeki yerine vardı. sonra tepede döne dolana cam kırıkları, ufacık taşlar, düğmeler, şişe kapakları topladı. soluğunu tutup saçlarını yolduğu yere oturdu. topladığı kırık camlardan, iki dişi kalmış eski naylon taraktan, düğmelerden, şişe kapaklarından ufacık bir kondu kurdu. sabah yıkımcılar yeniden geldiler. tepede ev yerine evcilik oynayan ufacık bir kız gördüler. kızın etrafında dönüp dolanıp gittiler. o sabahtan sonra da bu tepeye hiç gelmediler"

    bu parçada ki gecekondulaşma süreci, sorunu üzerinde epey durulmuş bir konu. şimdi soruyu soralım peki bu okuma parçasının üzerine sinmiş olan tılsım'ın; benlik ve kimlik oluşturucu yanları, toplumsalın işleyişine etkisi, kondu yaparak elde edilen "tılsımlı becerinin" makro düzeyleri belirme, onu dönüştürme, ona eklemlenme düzeylerini konu alan çalışmalar nerede?
    şüphesiz durkheim, marx, weber bu konuda bize ancak belirli dereceye kadar yardımcı olabilirler. o tılsım'ın içinde oluştuğu gündelik hayat dünyalarını anlamak için dialojik unsurları betimleyen, ritüel hiyerarşi düzlemlerini açıklamaya çalışan rabelais ve dünyası gibi bir eser(ler)e ihtiyacımız var.
  • canlı seyretme imkanı bulduğum, güzel bir fear of the dark coveri yapmış, temiz soundu ile size istediğiniz enstrümana odaklanma şansı veren odtülü grup. kanımca en büyük artıları iyi bir atmosfer yaratıp hissederek çalıyor olmaları. ancak kaç kişi olduklarını ve sahneye nasıl sığdıklarını merak ediyorum zira ziyadesiyle kalabalıklar.
  • sağlam bir ankaralı black metal grubu. ilk albümlerinden sonra durulsalar da yenilenmelerle tekrar sahnelere dönmeye hazırlanıyorlar.
  • aristoteles'in yekpare ve tılsımlı evreninde yaşamıyoruz artık.

    şununla yüzleşmek gerekir: her şeyi araçsallaştıran ve kar-maliyet cetveline vurarak sömüren, varolan sosyal ve politik gerçekliği sorgulanamaz bir hakikat mertebesine yerleştirerek insanları gönüllü kulluğa davet eden ve tek boyutlu bir hayat tahayyülünü meşrulaştıran tekno-bilim çağında kendine yaşayacak delik bulmakta zorlanan bir bilgelik türü phronesis.

    daha ziyade çatlaklara yerleşip nefes alabiliyor ve sadece direnerek var olabiliyor artık.
  • ezcümle, yaşama sanatı anlamına gelir. ya da biraz daha açıkçası, yaşama sanatını icra etme bilgisi. aristoteles'e göre -diğer ikisi theoriave tekhne olan - üç bilgi türünden biridir. pek çokları için en önemli bilgi türü budur desek, yanlış olmaz sanırım.
  • danimarkalı kontrbascı jasper høiby önderliğinde kurulan; davulda mark guiliana ve pianoda ivo neame'den oluşan caz triosu. 27 mart 2013 akşamı salon iksv'de sahne alacaklar.

    http://www.youtube.com/…bnnwintf3g&feature=youtu.be
  • insanların ve içinde eyleyecekleri bütün durumların biricikliğini, ve bu biricikliğin sayısız nedenin, etkenin, kökenin oluşturduğu özgül bileşiklere gönderme yaptığını, ve bu durumlarda gerçekleşecek eylemlerin de *somut* (karmaşıklık, özgüllük, çoğulluk ve birleşiklik anlamında somut) yargılar gerektirdiğini teslim etmesi açısından etik için vazgeçilmez bir kavram. özgürleştirici eylemler için elbette onların maddi temellerinin yanı sıra bilgiye de (gerçek anlamda bilgi: veri değil, malumat değil, bilgi!) *ek* olarak ihtiyaç duyduğumuz bir düzey. bilmekle eylemek arasındaki boşluğa dökülen çimentonun bir parçası, teori ile pratiğin pratikteki uyumu için bir şart.

    bu anlamda, sokrates'in "ben savaşmaya gidiyorum aga, erkek adam cesur olur" (somut yargı) diyen bir atinalı atarlı ergene "iyi de cesaret dediğin nedir ki?" diye sorması (bilgi) ne kadar gerekliyse, british museum'a kapanıp kapitalist üretim tarzının işleyiş yasalarını açıklayan (bilgi) marx'ın teorisinin, "suriye'deki savaş konusunda ne yapmalıyız?" ya da "kürt sorunu konusunda ne yapmalıyız?" türünden sayısız soruya cevap veren sayısız somut yargıyla kitlesel bir politik mücadeleye dönüşmesi (phronesis aracılığıyla teorik aklın eyleme dökülmesi) de o kadar gerekli.

    ben toplumsal ölçekli bağlamlardan örnek verdim ama phronesis'i elbette bireysel düzeyde de (örneğin akrasia bağlamında) ele almak mümkün.
  • aşırı olana meyletmemek, ölçülülük. mutluluğun formülü, pratik bilgelik.
hesabın var mı? giriş yap