• almanca'da yakın zamanda gerçekleşmiş ve genellikle şahit olunan olayları anlatmak için kullanılan zaman kipi. ingilizce'de tam olarak bir karşılığı yoktur ama present perfect tense'in bazı kullanımları aşağı yukarı bu kipi karşılar.
  • bu artist bünye pasif(3. şahıs ağzı) olayların anlatımında da çok mühim bir rol oynar. cümlenin sonuna gelerek bir anda vay anasını nasıl da pasifleştirdi, pıstırdı özneyi . uufff ne biçim yaptı lan, of of off gemacht lan bu boru mu? anam anam. çok zor çook.
  • sözde bir kuralı vardır.

    "ich höre das radio" şeklindeki bir cümlenin partizip perfekt şekli "ich habe das radio gehört" şeklindedir.

    lakin yanılmıyorsam bu kurala uymayan 200 e akın fiil vardır. gel de çık işin içinden. oldu mu şimdi?
  • esas fiilin sona atılıp objekt'ten sonra haben-sein yardımcı fiileri getirilerek kullanılan zaman. ilk başta haben ve sein birbirine karışıyor ama sein alan fiilerin yüzdesi taş çatlasa %25 gibi bir oran olduğunundan zamanla kolaylaşıyor.

    esas sorun trennbare ve untrennbare fiillerde. bir mantığı yok sanırım, her zaman için ayrı ayrı ezberlemek gerek fiilleri.
  • partizip perfekt yaparken fiillerin 95%'inden fazlasinda yardimci fiil olarak haben kullanilir. sein ile cekimlenen fiiller istisna oldugundan, hangi fiillerin sein ile cekimlendigini ezberlemek bir cözüm olabilir, ancak benim kendi kafamda oturttugum bir mantik var, denedim yüzde yüz calisiyor:

    1- fiilde olmak, olusmak, ortaya cikmak, gerceklesmek, belirmek, yok olmak gibi bir anlam varsa: sein, auftreten, passieren, verschwinden vs.
    2- fiilde hareket/aksiyon varsa: kommen, gehen, schwimmen, springen, fahren, laufen vs.
    3- fiil öznede statü degisimi yaratiyorsa (statü degisiminden daha uygun bir karsilik bulamadim) : ölmek, uyuyakalmak, uyanmak. ayrica belirmek ve yok olmak anlami verenler de bu klasmanda degerlendirilebilir: sterben, einschlafen, aufwachsen vs.
    4- istisna olarak bleiben (istisnasiz bir almanca düsünülemez)
  • perfekt di'li gecmis zaman kurabilmek icin iki fiile ihtiyacımız vardir. bunlardan ilki yardimci görevinde kullanılan haben ya da sein fiilidir. bir digeri ise cümledeki esas fiilin partizip ıı formudur.

    almanca'da gecmis zamani kurarken, zayif (schwache/ regelmäßige verben) fiiller ve güclü (starke/ regelmäßige verben) fiiller ayirt edilir.
    ---
    zayif fiiller (schwache verben), mastar + präteritum + partizip perfekt durumlarinda köklerini degistirmezler. zayif fiiller icin örnekler:
    brauchen (ihtiyac duymak), kochen (pisirmek), reisen (seyahat etmek), leben (yasamak), lachen (gülmek).
    bu fiillerin perfekt durumu:
    gebraucht (sözcük kökü brauch), gekocht (s.k. koch), greist (sözcük kökü reis), gelebt (s.k. leb) gelacht (s.k. lach)

    zayif fiilleri perfekt durumuna getirmek icin kural: ge + sözcük kökü + t
    simdi sein ve haben'in türevleri ile bir kac örnek tümce:

    ich habe viel gelacht (cok güldüm/ ben cok güldüm)
    du hast sehr lecker gekocht ([yemegi] cok güzel pisirdin/pisirmissin)
    wir sind sehr gut gereist (cok iyi seyahat ettik)
    ihr habt dieses geld gebraucht (sizin bu paraya ihtiyaciniz vardi)
    ---
    güclü fiiller (starke verben) farkli zaman durumlarinda köklerini deigstiriler, düzensizlerdir. güclü fiiller icin örnekler:
    singen (sarki söylemek), springen (atlamak), fallen (düsmek), schreien (bagirmak)
    bu fiillerin perfekt durumu:
    gesungen, gesprungen, gefallen, geschrien

    güclü fiilleri perfekt durumuna getirmek icin kural: ge + sözcük kökü + en
    güclü fiil barindiran perfekt tümce örnekleri:

    wir haben viel gesungen ([biz] cok sarki söyledik)
    du bist gut gesprungen ([sen] iyi atladin)
    wir sind in die tiefe gefallen ([bizler] derinlere düstük)
    ihr habt laut geschrien ([sizler] yüksek sesle bagirdiniz)
    ---
    bunlarin yanisira, hem güclü, hem de zayif fiillerin özelliklerini tasiyan karmasik fiiller var.
    örnek:
    wissen [bilmek] (mastar) - gewusst (perfekt, ge+ sözcük kökü + t) ----> yanlis: "gewisst"
    denken [düsünmek] (mastar) - gedacht (perfekt, ge + sözcük kökü + t) ----> yanlis: "gedenkt"
    mögen (sevmek, hosuna gitmek) (mastar) - gemocht (perfekt, ge + sözcük kökü + t) ----> yanlis: gemagt

    örnek tümceler:
    ich habe schon immer gewusst, dass ihr schlau seid. (sizlerin zeki oldugunu ben hep biliyordum)
    ihr habt gedacht, ihr seid gut. (sizler iyi oldugunuzu düsündünüz)
    sie haben die katze sehr gemocht ([onlar] kediyi cok sevdiler)
    ---
    istisnalar:
    eger zayif ve karmasik fiillerde sözcük kökü mastar halinde d ya da t ile bitiyorsa, perfekt durumunda -et ile bitiyor.
    örnek: [mastar] warten (beklemek) (sözcük kökü wart) - (perfekt) gewartet
    [mastar] spenden (bagislamak) (sözcük kökü spend) - (perfekt) gespendet

    eger fiilin mastar hali -ieren ile bitiyorsa, perfekt durumunda fiilin basinda ge- eklenmiyor.
    örnek: (mastar) studieren (üniversite okumak) - (perfekt) studiert
    (mastar) probieren (denemek) - (perfekt) probiert

    ayrilan ve ayrilmayan fiillerin perfekt durumlari var bir de. okuyucularin kafalarinin karismamasi icin bu konuyu baska bir entryde islemek daha mantikli diye düsünüyorum.
hesabın var mı? giriş yap