papatyalar
-
(bkz: papatya) (bkz: papatya gibisin beyaz ve ince)
-
yil 1986, semra ozal kendi sozunun fazla gecmedigi sanisina kapilarak turk kadinini guclendirme ve tanitma vakfini kurar, vakfin temel uyeleri de yine boyle soz geciremedigi zanninda olan burokrat, sanayici ve isadamlarinin esleridir. kirlardaki guzel papatyalarin ismini kendilerine mal eden papatya vakfi, toplu nikah, sunnet gibi etkinlikler yapip uslu uslu calisirken birden yolsuzluk yaptiklari konusunda ortalik calkalanmaya baslar... cik, cik, cik... 1991'de dagilirler ama dagilana kadar da nilufer'in soyledigi, aldatir papatyalar seni cok uzulursun sonunda sarkisindan killanir ve bu sarkinin calinmasini yasaklatirlar.
-
ilgili konu başlığı olarak (bkz: davulu delen jaguar)
-
nilüfer papatyalar diye bir şarkı yapmıştı.. papatyalar da bu şarkıya alınganlık göstermişlerdi
geç canım geç bunlar boş şeyler
hoş gelir insana boş şeyler
aldatır papatyalar seni
çok üzülürsün sonunda
geç canım geç bunlar boş şeyler
boş şeyler sonra üzer seni
bir rüzgar esiverir birden
yükselirsin duygularla
aldatırlar ay altında
kandırırlar yıldızlarla
boşver takılma sen onlara
aldatırlar kumsallarda
dalgalarla şarkılarla
boşver takılma sen onlara -
(bkz: papa)
-
(bkz: papatyalar korosu)
-
semra özal'ın 1986'da kurup başına geçtiği türk kadınını güçlendirme vakfı'nın işareti papatyadır. bu nedenle üyeler birbirine papatyalar demektedir.
vakfa herkes üye olamamaktadır. amerika ve benzeri kapitalist gelişmiş ülkelerdeki seçkinler klüpleri gibi bu vakfa da üye olabilmek için belli bir düzeyde olmak gerekmektedir ki bu düzeyi belirleyen unsur da paradır. vakfa üye olabilmek için giriş ödentisi oldukça yüksek tutulmuş, alt gelir düzeyindeki insanların girişi dolaylı yoldan yasaklanmış, bir nevi seçkinler klübü oluşturulmuştur. bu giriş ücretinin o zaman için on ila elli milyon lira arasında değiştiği konuşulmaktadır. papatyalar genelde ihracatçı, ithalatçı, tüccar, müteahhit eşleri ve iş kadınlarıdır. papatyalardan olmak kısa zamanda gözde olgu haline gelmiştir, çünkü papatya olmak, iktidar çarkına yakın olmak demektir.
papatyalar hakkında anlatılagelenler çoktur. mardin'de pkk'lıların yaptığı bir baskın sonucu birkaç kişi ölmüştür ve olayın boyutları büyüktür. bakanlar, televizyon ekipleri ve gazeteciler olay yerindedir. papatyalar da...
papatyalar köye ulaştıklarında kadınlar dövünüp ağlamaktadır, papatyaları karşılayan olmaz. papatyalar köylülerin toplandığı alana giderler, yanlarında şeker getirmişlerdir;şekeri çıkarıp kadınlara, çocuklara gösterirler. kimse şekerle ilgilenmez. bunun üzerine papatyalar avuç avuç kağıda sarılı akide şekerlerini ağlayan kadınların üzerine serperler. kadınlar sadece kafalarını kaldırıp bakmakla yetinirler, kimse ''şeker düğünde, bayramda dağıtılır; yastakilere şeker sunulmaz.'' dememiştir.
hem gülünesi hem ağlanası...hasbahçe geceleri ve daha onlarca anılarıyla seksen sonları doksan başlarının siyasette etkin unsurlarıdır papatyalar. -
ataturk havalimanindan yeslkoy istikametine giden yolun sonundaki kavsagi susleyen dev papatya seklindeki havuz da, yine bu hanimlarin eseridir.
-
semra özal dışında bir üyesini dahi anımsayamadığım ve ne işe yaradıklarını bir türlü çıkartamadığım grup. sadece zamanın magazin dergilerinde semra hanımın sürekli yanında bir sürü papatya ile boy gösterdiğini anımsıyorum.
(bkz: 80 lerde çocuk olmak) -
(bkz: sedmikrasky)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap