• daha önceleri etnik köken, dinsel azınlık gibi farklılıkları ortaya koyan çeşitli başlıkları giyilirken, şu an adını hatırlayamadığım bir padişahın bu farklılıkların seçilememesi ve toplumsal kaynaşmanın gerçekleşebilmesi için bütün osmanlı tebaasına fes giymeyi zorunlu kılması üzerine, gerici çevrelerin fese taktıkları isim. ilginç olan daha sonraları fesin kaldırılmasına yine en çok bu kesimin direnç göstermesi çünkü bu başlığı artık islamın simgesi olarak görmeleridir.
  • (bkz: fes)
  • başrollerinde dilberay ve kazım kartal'ın oynadığı polisiye erotik türk filmi...
  • gezdiğim dikenli aşk yollarında
    elimden bir kırık saz geldi geçti
    kara talihimde yine bu yıl da
    baharı görmeden ya geldi geçti

    adını andıkça titrerim hala
    var mı benim gibi aşka müptela
    muhabbet denilen püsküllü bela
    sanmayın başımdan az geldi geçti
  • yapışkan kızlara yakıştırması yerinde olan hoş bir tamlama.
  • 1828 yılında yayınlanan fes nizamnamesi adlı kanun ile feslerdeki püsküllerin çok düzenli olması gerekirdi. bu yüzden günlük hayatta her köşe başında püskül tarayıcıları işe başlamıştı. bu sorundan dolayı günlük dilimize yerleşen bir benzetmedir.
  • osmanlı vakanüvisti lütfi'nin yazdığına göre, 2. mahmut'un nizamnamesiyle hayatımıza giren fes'in zilletini tanımlamak için halk tarafından takılan isimmiş. ipekten yapılmış püsküllerin, rüzgar ve yağmurdan dolayı haşat olmasıyla, her gün taranması zorunlu hale gelmiş. hatta, sadece bu yıpranmayı engellemek için ayakkabı boyacılarına benzeyen bir meslek türü ortaya çıkmış.
    hem sivillerde hem de askeri* de büyük bir sıkıntıya yol açtığı için ipek püsküller daha sonra kaldırıldı. yerine örme püsküller kullanılmaya başladı.
  • yağmur, kar gibi hava durumları esnasında şekli bozulan, özellikle rüzgarda püskülleri insanların gözlerine giren ve etrafta çeşitli nesnelere takılan fesin kullanımı dönemin halkı tarafından fazlaca eleştirildiği için ''fes'' e 'püsküllü bela'' adı takılmıştır.

    günümüzde bu tabir deyimleşerek; uğraşılması gereken zorlu ve uzun işler için, duruma göre kimi zaman iyimser, kimi zaman kötümser olarak kullanılan bir söz öbeği olmuştur.
hesabın var mı? giriş yap