• bir leonard cohen parçası. sözleri:
    i lit a thin green candle, to make you jealous of me.
    but the room just filled up with mosquitos,
    they heard that my body was free.
    then i took the dust of a long sleepless night
    and i put it in your little shoe.
    and then i confess that i tortured the dress
    that you wore for the world to look through.
    i showed my heart to the doctor: he said i just have to quit.
    then he wrote himself a prescription,
    and your name was mentioned in it!
    then he locked himself in a library shelf
    with the details of our honeymoon,
    and i hear from the nurse that he's gotten much worse
    and his practice is all in a ruin.

    i heard of a saint who had loved you,
    so i studied all night in his school.
    he taught that the duty of lovers
    is to tarnish the golden rule.
    and just when i was sure that his teachings were pure
    he drowned himself in the pool.
    his body is gone but back here on the lawn
    his spirit continues to drool.

    an eskimo showed me a movie
    he'd recently taken of you:
    the poor man could hardly stop shivering,
    his lips and his fingers were blue.
    i suppose that he froze when the wind took your clothes
    and i guess he just never got warm.
    but you stand there so nice, in your blizzard of ice,
    oh please let me come into the storm.
  • ikimiz birden yanilmis olamayiz: songs of leonard cohenin kapanis parcasi...hemen sozlerini de yazayim diyecektim ama kafayi az yukari kaldirin goreceksiniz...
  • sonundaki "la la laaaaaa" larla kafayı üşütme ve işi deliliğe vurma hissiyatını buram buram tattıran flu şarkı.
  • hiç bir nakaratı olmamasına rağmen, dinlerken aynı melodinin etrafında dolandığınız için, daireler çizdiğiniz hissini uyandıran eser. leonard cohen diyorum
    başka da bir şey demiyorum.
  • nefis bir şarkı bu fakat bunca yıl kral tv tarafından itinayla zehirlenmiş usum, ısrarla bu şarkıyı katletmekte.
    ne zaman cohen şarkının "i showed my heart to the doctor: he said i just have to quit. then he wrote himself a prescription, and your name was mentioned in it!" kısmına gelse, aklıma hep petek dinçöz'ün şu şarkısı geliyor:
    "yeni reçeteme seni yazmadı doktor
    kullanma diyor onu, bir daha asla."
    evet, bunu düşünmekten bir türlü alıkoyamıyorum kendimi. bunun için, tüm cohenseverlere bir özür borçluyum sanırım.
  • karanlıkta, bir başınayken dinlenmemeli demem gerek ancak siz tam da bu koşullarda dinleyin. köküne kadar hissedin bu şarkıyı.
  • önceden dinler dinler, sonundaki ağıtvari "laa laa" kısmında dağılırdım. hakkında yazamazdım da, konuşamazdım da, anlatamazdım da... nedendir bilmem, bi' sahiplenmişlik vardı, nadiren birilerine kendisini dinlettiğim olurdu da onda da hiçbir özelliğini demeden, "seviyorum" diye belirterek yapardım - dinleyenin ilgisini çekeceğini düşünürdüm. ardından da hemen, kimse dokunmasın der gibi, famous blue raioncoat'ı sürerdim ki bunu es geçsin, dinletmişliğim unutulsun.

    leonard cohen severdim de, neden aslında bana çok fazla anlam ifade edemeyecek sözleriyle bu şarkıyı bir başka tutardım bilemezdim. ne "çok kişi çekti elinden" diyeceğim vardı özel kişiye, ne de suçlayacağım - şarkıda geçtiği şekilde. ama işte...

    kaç yıl geçiyor üstünden, dinleyince sözlerine eşlik ediyorum bir yandan ve garip olanı... daha sözlerinde dağıtabiliyor. "neden" diyorum, hala ben "herkes mi yanıldı hı?" demiyorum ki. başka bir sürü şey var diyeceğim belki ama bunlar değil. tekdüze şarkı işte, famous blue raincoat tabii daha çok etkilemeli, the songs of leonard cohen'da başka şarkılar da var, adamın sürüyle şarkısı var ki sözlerini daha benimseyeceklerim de aralarında... neden bu en çok dokunan olur, bilemiyorum.

    belki de çaresizce sevgiliye seslenişinde vardır bir şey, bilemem ki. bitmişlik belki de etkiliyor, herkesin yenilgisi. ıslık sesine gelmeden önce de cohen'in söyleyişindeki hal her şeyden geçmişlikle anlatıyor, belki de o.

    ama hiçbirinin olduğunu sanmıyorum ki...
    salak salak ağlamak neden, onu bir bilsem. bir süre dinledikten sonra, "tamam artık geçti" derken yine aynısını yaşamak neden? uzunca zaman kendisini hiç dinlemeyip, canım istemezken şimdi yine böyle sarmak neden?

    onlarca şarkı var, belki de yarın onlardan birinin bu özelliğini farkederim ama... kaç yıldır bu şarkının, farklı durumlu (ortak noktaları bulunsa da, noktaların bile farklılaştığı) günlerde bu dağıtıcı etkisi neden?

    leonard cohen sesiyle etkileyip aşık olunacak da değil, cazibesi de yok ama... halden anlayan gibiliği var ya. daha yakın geliyor, daha güvenilir sanki çok müzisyenden.
    saçmalık işte...
  • "then i confess that i tortured the dress that you wore for the world to look through." dizesine aşık olduğum.

    gregory alan isakov cover'ı da mükemmeldir.
  • bu şarkının oluşturduğu hissiyatı tarif edecek söz bunca yıldır bulamadım.nerede duysam kulağıma çalınsa dağıtır mahveder ve bir köşeye fırlatır.hani anlatılmaz yaşanır denir ya işte bu şarkı yaşanır.dinlerken bir şey aramıyacaksın rüzgara bırakır gibi kendini bırakacaksın cohen in sesine.

    böyle bir şarkı için bu kadar az entry... şaşılacak iş doğrusu.
  • 1968 yılından gelen tatlı bir esinti. uzun zamandır dinlememiştim az önce dinlememle birlikte temmuz antalya sıcağında taze bir meltem esintisi gibi serinletti.
hesabın var mı? giriş yap