never let me go
-
yeni bir distopik yolculuk ile farklı roman iklimlerini solumaya devam ediyorum.
nietzsche'nin "amor fati" kavramını anımsatan bir roman okumak iyi hissettirdi. eğer bütün olabilirlikler ve olasılıklar evreni öznenin bakışıyla, konumuyla sınırlı ise hakikat denen şey mutlak değildir ve hakikate bakış kadar hakikatin kendisi de bir iktidar dayatmasının sonucu olabilir. öyleyse hakikat arayışı tekildir ve onu mutlaka keşfetmek gerekecektir.
romanın yitik ve kuşkucu özneleri de öyle yapıyorlar. fakat hakikatin keşfi romanın dayanılmaz hüzünlü havasının başladığı yerdir. ve yine nietzsche'yi anımsarız: seni öldürmeyen şey güçlendirir. bununla birlikte ölüm kaçınılmaz bir son olarak belirir.
dayatılan dünya imajı en iyi simülasyon (baudrillard'a selam) terimi ile karşılanabilir herhalde. bu yanıyla bu roman benim için felsefe kara sularında meraklı bir gezintiye çıkmak gibiydi.
not: film uyarlaması never let me go (2010) hüzünlü anlarına rağmen orta karar bir seyirlik.
'şimdilik' kaydıyla öteki distopik roman karalamaları:
(bkz: a clockwork orange /@hanging rock)
(bkz: as intermitencias da morte /@hanging rock)
(bkz: brave new world /@hanging rock)
(bkz: ensaio sobre a cegueira /@hanging rock)
(bkz: ensaio sobre a lucidez /@hanging rock)
(bkz: fahrenheit 451 /@hanging rock)
(bkz: lord of the flies /@hanging rock)
(bkz: memoirs of a survivor /@hanging rock)
(bkz: mıy /@hanging rock)
(bkz: sonnenfinsternis /@hanging rock)
(bkz: the handmaid's tale /@hanging rock)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap