• (bkz: pipi)
  • meraklıların lie to me dizisini izlemeleri öneririm.
    yazın bu işi bir üst seviyeye taşıyayım ve beden dili dersi alayım dedim. bir sohbetimizde hocam şöyle söylemişti; ''bazı insanlar; sosyopatlar, patolojik yalancılar gibi - söyledikleri yalana muazzam bir biçimde odaklanır ve hatta o an söylediklerine öylesine inanırlar ki yalan söylediklerini anlamak neredeyse imkansız hale gelir. çünkü o an söyledikleri şey yalansa da inandıkları şey doğru söylüyor olduklarıdır.''
    mikro ifadelere inanma, mikro ifadesiz de kalma.
  • 40-500 milisaniye arasında gerçekleşen; hislerimizin yüzümüze vuran, okunması oldukça zor; saklanması da neredeyse imkansız ifadeleridir.

    temelde 7 başlıkta toplanırlar: mutluluk, öfke, küçümseme, tiksinme, şaşkınlık, üzüntü ve korku.

    aynı zamanda evrenseldirler, bu ifadeler kültürlere göre değişiklik göstermezler.

    bununla ilgili çok güzel de bir dizi vardır:

    (bkz: lie to me)

    öğrenmeye başladıktan sonra insanlara bakış açınızı değiştirebilir.
  • şu blogda gerçek hayatta, politikacıların konuşmalarında nasıl uygulanabildiği hakkında örnekler mevcut. epey eğlenceli aslında.

    [http://mikroifadeler.com/blog/ http://mikroifadeler.com/blog/]
  • ilk olarak darwin tarafından keşfedilmiş, günümüzde de 30 küsur yıldır bu konuda araştırma yapan (bkz: paul ekman) tarafından bayrağın devralınmasıyla adeta nirvana yapmış olan insan yüzündeki saniyenin yarısından daha kısa bir süre beliren ifadeler.
    temelinde 7 adet duyguya dayanmaktadır. bunlar; (bkz: korku), (bkz: öfke), (bkz: mutluluk), (bkz: tiksinme), (bkz: küçümseme), (bkz: üzüntü), (bkz: şaşkınlık)tan oluşur. bu duyguları hissettiğimiz zaman yüz kaslarımız istem dışı saniyenin yarısından daha kısa bir süre hareket eder.
    yüzümüzde bulunan 28 kas 10.000 e yakın kombinasyonda mimik oluşturmamızı sağlar. insanların söyledikleriyle gerçekten hissettikleri arasında dağlar kadar fark olduğunu mikro ifadeleri görmeyi başarabilirseniz anlayabilirsiniz. fakat görebilmek o kadar da basit değildir. gözün bu hızda bir ifadeyi yakalayabilmesi için ortalama günde 15 dakika 6 ay boyunca antreman yapması gerekir.
  • (bkz: sinergoloji)
  • jest ve mimik ile aynı şey değildir, birbirine karıştırılmamalıdır.

    mikro ifadeler 40 milisaniye ile 500 milisaniye arasında bir hızla, hissettiğimiz duyguların yüzümüzdeki 43 kas bileşeninin hareket etmesi ile oluşan yaklaşık 10.000 kombinasyondur. saniyenin 1/15 den 1/25’ e kadarlık bir süreden uzun kas hareketleri ise mimiktir ve yakalanması mikro ifadelere göre daha kolaydır.

    belli başlı mikro ifade tepkileri;

    - yalan söyleyen insan göz kontağı kurmaya devam eder. gözleri başka bir noktaya sabitleyip düşünmek, anıları gözden geçirmek demektir. yalancıların gözden geçirebileceği anıları yoktur.

    - bir insana bir gününü anlattırdıktan sonra tersten anlatmasını istediğinizde kafası karışıyorsa yalan söylüyordur. yine aynı şekilde anılardan faydalanarak değil, ezberden okuduğu anlaşılır. yalancılar tersten ezberlemeyi genelde unutur.

    - erkekler yalan söylerken burunlarında hassaslaşan dokular * vardır. bu burunlarını kaşımalarına sebep olur. konuşurken burnuna dokunan erkek yalan söylüyordur hanımlar, bilginize *

    - bir insan bir şeye 1 saniyeden fazla şaşırıyorsa, aslında o şeyi biliyordur, şaşırmış numarası yapıyordur. gerçek bir şaşkınlık en fazla 1 saniye yüzde belirir.

    - eğer gerçekten gülüyorsanız, göz çevreniz kırışır. sahte bir gülüşte göz çevresi kırışmaz.

    - bir insan konuşurken dudaklarını aşağı doğru istemsizce büküyorsa, bu söylediğine kendisinin bile inanmadığını gösterir.

    - bir insan bir soruya cevap verdiğinde sol omzunu (bazen sağ da olabilir) 1 kere silkiyorsa bu ''az önce söylediğime ben de inanmıyorum, yalandı'' demektir.

    - ağzın yukarı yana doğru bir tik hareketi sergilemesi, karşı tarafı küçümsemekten gelir.

    - yalan konuşan insanların elleri istemsizce ense bölgesine ya da bacaklarına gider. (güç alma ihtiyacından kaynaklı olabilir.)

    - yalan makinesine bağlanmadan önce rahatlatıcı ilaç alınırsa, bu makinanın yalanı saptamasına engel olur. kişi daha rahat konuşur.

    - üzgün olduğunu söyleyen insanların duygularını ifade ederken alın ve göz çevresinde çizgiler oluşuyorsa, bu onların gerçekten üzüntü içerisinde olduğunu gösterir. (botokslular hariç)

    - herkesin suçluyu bildiği bir ortamda, topluma suçlu kim diye sorduğunuzda kişiler birbirine bakarken kimin yüzüne kesinlikle bakılmıyorsa; suçlu o kişidir.

    - asimetrik yüz ifadeleri o duygunun aslında yaşanmadığını gösterir. ağız mutsuzu oynarken, gözler mutlu kalabilir mesela.

    - yavaş ve yumuşak konuşma şekli, aşırı hüzün veya endişe gösterir.

    - bir kişi bir şey söyledikten sonra ellerini ovuşturuyorsa, aslında söylediğine kendini ikna etmeye çalışıyordur.

    - gerçekten sinirlenen bir insan duygularını eş zamanlı olarak gösterir. ses yükseltme ve masaya vurma sırayla yapılıyorsa, bu sahte bir sinirlenmedir.

    ve benim en sevdiğim;

    - bir insanbir soruya cevap verirken gözleri sağ çapraza bakıyorsa bir anısını hatırlamaya çalışıyordur yani doğru söylüyordur. ancak sol çapraza bakıyorsa bir kurgu yapıyor, yalan kuruyor demektir.

    son söz: rakamlar ve mikro ifadeler yalan söylemez.. *
  • lie to me dizisiyle hayatıma giren ve oldukça ilgimi çeken bir konu bu benim. öncesinde izlemeye başladığım in treatment'taki paul weston ve the mentalist'teki patrick jane ile birlikte cal lightman da insan çözümleme konusunda hayran olduğum dizi karakterleri arasına girmişti. dizideki cal lightman karakterinin mikro ifadeler ve duygular üzerinde uzman olan doktor paul ekman'dan uyarlama olduğunu öğrendiğimde ise konuya ilgim iyice arttı.

    mikro ifadeler kısaca saniyenin 1/15 ile 1/25'inde gerçekleşen yüz ifadeleridir. istemsiz olarak gerçekleşirler ve kişi bunları kolayca denetleyemez. bir göz kırpmasıyla dahi kaçırılabilecek kadar kısa bir sürede yüzde bir şimşek gibi çakıp kaybolurlar. daha sonra kişi, ifadesini kontrol altına alarak yüzünü karşısındakine vermek istediği duyguya soksa bile gerçek duygusunu çok kısa bir süreliğine açık etmiş olur. mikro ifadeler bilinçli ya da bilinçsiz uygulanan baskılama sonucunda oluşabilirler. paul ekman yalan söylediğimi nasıl anladın adlı kitabında mikro ifadelerinin kültür fark etmeksizin herkeste aynı olduğu evrensel 7 duygudan bahsediyor: kızgınlık, korku, üzüntü, iğrenme, küçümseme, şaşkınlık, keyif. korku ve şaşkınlık duygularının yüze benzer ifadeler ile yansımalarından ötürü birbirlerinden ayırt edilmelerinin daha zor olduğunu söylüyor. farklı insanlarla, dilini bilmediği farklı ülkelerde çalışmalar yaparak bu 7 duygunun insan yüzünde aynı ifadeler ile açığa vurulduğunu gözlemliyor. mikro ifadelerden yalnızca günlük ilişkilerde değil suçlu tespiti ve politikacıların analizi gibi önemli alanlarda da faydalanıyor.

    bu konu oldukça dikkatimi çektiği için birkaç sene önce şu sitedeki testi yapmıştım: http://centerforbodylanguage.com/…expressions-test/
    testi ilk yapışımda 70 puan aldım. (https://i.hizliresim.com/7dmggr.png) bir süre önce de paul ekman'ın yalan söylediğimi nasıl anladın kitabını okumaya başladım. kitabın başlarında bu bahsettiğim 7 evrensel ifadeyi gösteren 14 farklı fotoğrafa üç sefer, üç farklı uzunlukta süreyle (3 sn., 10 sn. gibi) bakıp yüzlerde gördüğümüz ifadeleri yazarak kendimizi ölçmemizin istendiği bir test var. ben üç yapışımda da 14 ifadenin 11'ini doğru tespit edebildim. tabi kısa baktığım ile uzun baktığımda yaptığım yanlış tahminlerin (kızgınlık, küçümseme, keyif ve üzüntü) hepsi aynı değildi. bu ortalamanın üzerinde bir sonuç ve kendimi bu konuda geliştirip ne kadar ileri gidebileceğimi merak ediyorum. paul ekman'ın eğitimleri türkiye'de de belli dönemlerde veriliyor diye biliyorum. umarım bir gün ben de katılabilirim.

    edit: şu çok sevdiğim şarkıyı eklemeyi unutmuşum, bunun sayesinde tekrardan geldi aklıma bu konu:

    https://youtu.be/l9vysbr9nio
  • uzun süredir kendimi bu konuda geliştirmeye çalışıyorum. küçük yaşta gözlem yapmayla ilgili okuduğum kitaplar daha sonra aldığım iletişim, beden dili ve nitel veri analizi derslerinin de yatsinamaz katkısı ile bu konuda fena olmadığımı düşünüyorum. kendimi nasıl daha fazla geliştirebileceğim konusunda fikri olan değerli yazarların tavsiyelerini dinlemeyi fikir alis verisinde bulunmayı çok isterim.
  • (bkz: oğuz benlioğlu) tarağından yazılan kitabın ismi. içeriği adından da anlaşıldığı gibi insan yüzünde saniyenin 5’te 1’inde gerçekleşen mikro diye ifade edilen ve insanın kontrolünün sıfıra yakın olduğu ifadeleri.

    gayet güzel bir dille yazılmış, anlaşılır ve bu konuyla ilgilenen ya da bir fikrim olsun diyenlerin okuması gereken bir kitap. özellikle (bkz: joe navarro) tarafından yazılan (bkz: beden dili) isimli kitapla beraber okuduğunda kahve ve sigara gibi keyifli olur.

    bu ifadeleri el hareketleri ile pekiştirmiş ve renkli fotoğraflar kullanmış olması kitabın artı diğer yanları.
hesabın var mı? giriş yap