mgtow

• mgtow temel olarak kadınla yatmak için enerji sarf etmeyi doğru bulmayan, cinsellikten uzak duran kişilere denir. freud'un dediği gibi "bütün yollar cinselliğe çıkar" lafının anti-tezi olmaya çalışırlar.
  
  mgtowlar enerjilerini diğer konulara kanalize eder, kadına ve sekse harcayacakları zamanla üretken olmaya çalışırlar. kısacası bütün yatırımlarını kendilerine yaparlar. mottoları: "kadınlar için harcayacak zamanım yoktur" şeklindedir.
  
  bu konuda bir çok şey yanlış biliniyor ya da işine gelindiğini gibi algılanıyor.
  
  eğer ortada bir kadınla yatmaya çalışan, tek gecelikten tek geceliğe koşan, kısa ilişkiler yaşayan ve "heheyt evliliğe, nafakaya, çocuğa tabii ki hayır!!!" diyen biri varsa o mgtow değildir. ya kendisini ya sizi kandırıyordur.
  
  peki neden?
  
  çünkü seks için bile olsa kadın götürmenin temel prensibi doğru şekilde kadına yaklaşmaktır. bunlar yapılırken otomatik olarak "yatırım yapılmış olur." bu da mgtow'a aykırıdır.
  
  oysa ki mgtow kadınlara yatırım yapmaz, yatırım yapmazsa kadını etkileyemez ve seks yapamaz. açık değil mi? eskort kiralayabilir fakat bir gece seks için bile o kadını bulma, kadınla tanışma, etkileme, alkol döngüsüne girmek bile mgtow düşüncesine terstir. bir mgtow beynini bu düşüncelerle kirletmez.
  
  monk^* modundan ortaya çıktığını düşündüğüm uç bir akımdır. kendinizi verirseniz gelişirsiniz. mesela buddha için en büyük mgtow'dur diyebiliriz.
  
  evrimi destekleyen ve libidosu yüksek bir erkek olarak savunmuyor olsam da kısa olarak artılarından bahsedeyim fakat önce bilimsel olarak kısa bir bilgi vermem gerekiyor.
  
  beyinde limbik sistem denen bir yer var. bu bütün zevk konularını idare eden mantık kısmından uzak bölge. insan yemek yediği zaman, kitap okuduğu zaman, spor yaptığı zaman, yemek yediği zaman buralar uyarılıyor. tabii ki hepsinin değeri farklı. örneğin uzun süren bir araştırma yaptınız ve başarılı oldu. bu 100 birim ama yemek yediniz, bu 5 birim olarak kendini gösteriyor.
  
  mesela insan aşıkken seks yaptığı zaman burası alev alev oluyor, 10k uyarılıyorsunuz. çünkü aşk, evrimsel bir olay haliyle kendinizi gerçekleştirmiş gibi hissediyorsunuz. (bunlar "mr" ile izlenebiliyor. evet böyle deneyler yapılmış. örneğin şurada misyoner pozisyonda seks yaparken mr çekilmiş: mri in missionary ve yine bir diğeri: mri in sex) hatta aşık olanlar bilir. hayat pozitifleşir, kötü her şeyin üstesinden gelinecekmiş gibi düşünülür. plasebo etkisiyle gelinebilir de. tam tersi ayrıldığınız zaman bu ödül yok olduğu için derin bir depresyona girersiniz. (mgtow'un burada bir artısı daha var, altta anlatacağım.)
  (bkz: ayrilik acisi/@karanlikruya)
  
  şimdi ne alakası var mgtowla ona geleyim:
  siz hayatınızdan en büyük evrimsel olgusunu çıkarttınız. beyin aç durumda, doyurabileceğiniz tek şey var, o da çalışmak. tabii devamlı yemek yiyerek morbid obez de olabilirsiniz.
  
  o tatmini sağlamak zordur, bu yüzden daha çok daha çok daha çok çalışırsınız. devamlı üretirsiniz. bilim adamıysanız bilimde ilerlersiniz, çok iyi bir ressam, zanaatkar, sporcu, müzisyen olabilirsiniz. çünkü limbik sistem çok zor şekilde tatmin olacaktır, siz de doyurmak için daha çok çalışacaksınızdır.
  
  gerçekten başarılı olursanız mgtow kalır mısınız?
  burası oksimoron bir durum. çünkü bu durumda kadınlar kendiliğinden gelmeye başlayacaktır. yine seks yapmadan, size hayranlık duyan bir kadına aşık olmadan durabilecek misiniz? bu konuda bukowski'nin hayatı bize çok şey anlatıyor. 50 yaşına kadar birkaç sevgilisi olan bukowski ün kazandıktan sonra onlarca kadınla birlikte oluyor...
  
  mgotw'un diğer güzel bir artısı da ruh halinin hep stabil olması, depresyona girilmemesidir. çünkü limbik sisteme "aşk" gibi suya yazılabilir bir olgu vermiyorsunuz, bir şeye emek verirseniz o sizin elinizde kalıyor ve haliyle kaybetmiyorsunuz. örneğin para kazandınız diyelim, aptallık yapmadığınız sürece bankada duruyor.
  
  kadınları hayattan çıkartmak zor, bu sebeple meditasyon ile birleştirilmesini öneririm. seks ve kadınlar olmadan bir yaşam demek hormonal sisteminizin ve evrimsel dürtülerinizin tersine yaşamanız demek. bunu unutmayın.
• (bkz: hipergami/@karanlikruya)