5 entry daha
  • güvendiğim ve çok sevdiğim ve kendine sözde feministim diyen birinden bile "ben bir çocuğum, öyle kalmak istiyorum ama erkekte bunu istemem/aramam, şunu bunu isterim" gibi bir cümle duyduktan sonra kafamda perçinleşmiş tanımdır. kadınlar kendini kandırmasın diyeceğim fakat solipsist zihinleri yüzünden kandırmaya devam edecekler. özet olarak, bayanlar(en azından çoğunuz) güce tapıyorsunuz. sizi kişiler değil, tavırlar ve durum etkiliyor. tavır ve durum değiştiğinde siz de değişiyorsunuz. kesin ve net.

    yıllar boyu red pill öğretilerini çürütmeye çalıştım. fark etmeden yararlandım da ve sonunda hep aynı batağa saplandım. ve genelde bu davranışı test ederken o kişiden üzülerek, acı içinde vazgeçtim. inanılmaz bir şey, dark triad'ı bıraktığım anda hep aynı şey oldu. yani o kadın, geçmiş toplumların ona öğrettiği kolay vazgeçme, çarpık tümevarım yönetimi ile geride bırakma tavrını seçti. güçlü erkek duruşunu yeniden sağladığımda ise bana tekrar bağlandılar.

    inatla da bu tavrı bırakmayı seçtim, yahu ben bunu istemiyorum ki. böyle onlarca kadın var zaten. karşımdaki neden düşerken, zayıf anımda yanımda olmuyor? sanki onca yaşanan şeyi komşu yaşıyormuş gibi, bir anda yok oluyorlar. ne yaşadığınızın hiç bir önemi olmuyor.

    üstte bahsettiğim birinde daha yakalar gibi oldum ama olmadı. o pek farkında bile değil, kendince sebepleri var. oysa bilmiyor ki bir çoğuna inanmasını sağlatan bile bendim. söylemeyi çok istedim, "öyle olma, fark et" ima ettim ama malesef... olamayacağını anladığım anda da beta konuma soktum kendimi. yani açıklama yaptım, özür diledim, onu validasyonuna yanıt verdim. kendi fark etmese de gerçek yüzüyle tanışarak bitsin istedim. yoksa eminim, net olarak terk etsem, sert konuşsam, hiçbirini kabullenmeyecek, o ilişki sünecek ve sürdürülebilir olacak. yalan bir sevginin içinde sürüklenip duracağız.

    her defasında manipülasyonu değil, gerçek sevgiye inanmayı çok istiyorum ve hep hayal kırıklığına uğruyorum. yine de vazgeçemeyeceğim. malesef bir kadının gerçek yüzünü görmek, onunla tanışmak çok zor, ya bunu göze alacaksınız ya da hipergamiye inanarak, herşeyi kabulleneceksiniz.

    haklı olmayı sevmiyorum... evet belki de istisnayı arıyorum.
  • kadınların güce tapmasını, hipergamik yapılarını arada test ediyorum. geçen gün yine hiç bir bağımın olmayacağı bir kadınla benzer bir dialog içine girdim. amacım biraz onun tepkilerini görmekti. ona bir kadına karşı normal şartlarda bir erkeğin hissedeceği duyguları anlattım. karşılıksız sevgi, yanında duygusal ve bağlı hissettiğimden, geçmişe bağlı olarak o kadınla ilgili bir saplantım olduğundan bahsettim. tabii ki bunları yaparken o kadınla artık hiç bir ilişkimin olamayacağının farkındaydım ki zaten böyle bir sosyal testi ancak böyle kadına yapabilirdim.

    sonuç mu?
    "dışarıdan çok güçlü ve umursamaz görünüyordun, aslında çok güçsüzmüşsün. bunlar zavallı hareketler" vs. vs. üstüne bir yorum yaptı. böyle yapma, seni böyle bilmiyordum filan dedi. sonra biraz güldü çevirdi filan: "yani öyle demek istemedim, sen de duygusal bir adammışsın" filan dedi.

    inanılmaz bir şey. hani kadın üstünde öyle bir etkim varmış ki hepsi resmen o an yıkıldı. gram umrumda değildi orası ayrı. öyle ki kadınlar bırakın duygusal samimiyeti, bunu yaşayan ve yumuşak karnını gösteren erkeğe tahammül bile edemiyorlar. ciddi bir empati yokluğu içindeler. arada kendi hoşlandığı adamdan bahsederken de "şöyle güçlüydü, böyle artistti" diye anlatması da ara not olarak kalsın. düşünsenize ben bu kadından hoşlanıyor olsam ve bunları açıklasam, kadın gözünde böcekten farksız olacaktım.

    yani erkekler, dürüst olup da bir kadına açılmak onda minettarlık oluştursa da arzu oluşturmayacaktır. belli miktarda duygu patlaması yaşayabilirsiniz fakat bunu gösterme biçiminiz önemli. karşısında ağlamanız, onu sevdiğini söylemeniz vb. durumlar hep koşula bağlı. o arzuyu karşıda yakaladıktan ve önce onun itiraflarını dinledikten sonra dürüst olabilirsiniz fakat bunu da güçsüz bir şekilde değil, beden dilinizle, bir erkek gibi kendinizden emin şekilde yapmalısınız.
  • düşündüğümde kötü olmayan aksine erkeğin yararına olan bir kavramdır. psikolojisi ve fizyolojisi erkeğe göre güçsüz bir varlığın erkek psikolojisi ile hareket ettiğini düşünün... yani her kadının herhangi erkek sırf yakışıklı/kaslı diye onunla yatma hayali kurduğunu, sosyal statüye, erkeğin temsil ettiklerine bakmadığını ve çok eşli doğaya sahip olduğunu düşünün.(bilmeyenler için hipergami, o kadının kendinden üstün bir erkeğe tek eşli olarak bağlı olması durumudur.) yine kadın olmanın avantajı ile bunu yapabilme gücünü hayal edin. ne olurdu?

    o kadın, bir çok erkeğin eşine bağlı kalması gibi o erkeğe bağlı kalır mıydı? yoksa aldatma oranı erkeklerden daha mı çok olurdu? üstelik işin içinde bir de çocuk var.

    bir erkek olarak çocuğunuza ve karınıza kaynak ayırma yükümlülüğünüz var. üstelik hipergami'nin olmadığı şartlarda o çocuğun sizden olması bile düşük ihtimal olurdu. kesinlikle dna testi çok klasik bir süreç olarak karşımıza çıkardı.

    bir kadın sizden etkilenmişse, bu hipergamik olarak üstünlüğünüzü ifade eder. o kadın tek eşli olarak size bağlıdır. siz de hipergamiyi anlayarak kurallarına uyun. bu kadar basit. avantajlısınız. iyi, başarılı, kendine bakan ve devamlı kendini geliştiren bir erkek olursanız, o kadın da hep sizinle olacaktır.

    dozunda hipergami iyidir fakat hipergamik dürtüleri olmayan, bu paterni bozmuş veya aşırı hipergami dürtüsüyle devamlı eş değiştirme potansiyelinde kadınlar risklidir. erkeklerin eş seçiminde daha detaylı bir inceleme için:
    (bkz: sevgili adaylarına mülakatta sorulacak 3 soru/@karanlikruya)
280 entry daha
hesabın var mı? giriş yap