• kadıköyde rock ortamlarına ucundan bile karışmışsanız mendireğe gitmişsinizdir.mendirek akmar gençliğinin bir dönemler müdavim olduğu, "genciz biz asiyiz, farklıyız" tribini maksimumda yaşadığı nokta idi.
  • adından da anlaşılacağı üzere, ucunda bir adet deniz fenerinin bulunduğu uzunca bir mendirekti burası.
    elde bira, kirli kot üzerine oturulup, sırtınızı yaslayabildiğiniz bir beton duvarımsısı mevcut olduğundan, insan(özellikle ana baba) enflasyonundan uzakta konuşlandığından pek favoriydi.
    genç kızlar erkeklerin gitarlarından çıkan tıngır mıngırlara seslerini titreterek, ve hatta meleyerek eşlik ederlerdi.
    çok aşklar yaşanmış, bir o kadarı da bitirilmiş bir mekandı.
  • mendirekte oturmak ile mendirekte tur atmak arasında fark vardı.boş günlerde, mümkünse iki kişi mendireğe gidilir, fakat duvarın üstünden yürünerek, "tanıdık birisi var mı, güzel ortam var mı?" diye ortam analizi yapılırdı.
  • şimdi seneler var ki mendirek kapatıldı.üstüne hala inşaatımsı bişiler yapılıyor... ne yapılıyor bilemiyorum...bilmekte istemiyorum...sonrarları akmar geçliği moda da ki kapatılmış iskeleye dadandı, orasını da kapatıp üstüne atatürk posteri çektiler.ismini de koydular "barış manço kültür merkezi".onunda inşası başlamış...
    ne zaman biter? bilinmez...
    şimdi, bir döneme damgasını vurmuş akmar gençliğinin, rock ortamlarının, grunge'ın şunun bunun bittiğini en iyi vapurla önünden geçerken kimsenin alkollü kafa ile bana, ya da vapura el sallamamasından anlıyorum.

    ve üzülüyorum...
    yitip giden herşeye olduğu gibi...

    (çıkış şarkısı)

    "so close no matter how faaaaaar..couldnt be much more from the heaaaaaaart forever trusting who we aaare!! and nothing else matterssss!"

    yayına hazırlayan ve sunan: otisabi
  • yagmus baslardi, saraplar alinirdi, duvarlarin ustunde yururken dostlara bakilir, hele siste yeryuzunun ayri bir masali yasanirdi..bir cok dostta eksildi bu yasamdan cekip gitti zaten ..o masalin cocuklari baska oyunlarda kayboldular
  • dalgakiran takviyeli liman.
  • haydarpasa mendireginin üstünde günese kollarini açmis öylece yasta duran karabataklari görünce..anneye ya da sevgiliye tipki böyle bir kucak açip sarilasi gelir insanin ..hayatımızda bir çok kez sisli havalarda mendireklerin üzerinde yürüyoruz. biri bitiyor daha sonra biri başlıyor. bazen bunun bir mendirek olduğunu dahi anlamıyoruz. sadece yürüyoruz. sınırın üzerinde, nereden geldiğini bilmediğimiz ve sonunu da göremediğimiz mendireğimizin üzerinde yürüyoruz ve yaşlanıyoruz.
    belki de, sahip olduğumuz bir şanstır mendireğin üzerinde yürümek.belki sarilmak simsiki..hani ya karabataklar..
  • nam-ı diğer aygır. 90'lar ve kadıköy ruhu presents.
  • (bkz: mandrake)...
hesabın var mı? giriş yap