• hikmet temel akarsu nun istanbul dortlusu serisinin son kitabi
  • ortam. (bkz: windows turkcesi)
  • pressbeyin e$inin ismi.
  • medium'un çoğuludur. mesela televizyon bir medium, radyo bir medium, gazete başka bir mediumdur, bunlar bir araya gelip media'yı oluşturur. (voltran gibi mübarekler... zannedersem başını televizyon oluşturmakta. neyse, saptırdık konuyu.) bu yüzden "the media is biased" yerine "the media are biased" denmesi uygundur. muş.
  • (bkz: media player)
  • lat. orta,ortaya yakın.
    ayrıca (bkz: medium) (bkz: median)
  • bianet'in yararlandığı ab fonu.
  • media, seni değil başkalarını ilgilendiren konulara burun sokmaya meşruiyet şartı temin eden hödödür.

    "sen nerden biliyon len?" sorusuna kalkan lazım olabilir.
    ya da "gazeteden okudum" der, yelkenlere ateş edersin.

    media, insanları alakalarını gerekçelendirme sorumluluğundan özgürleştirmiştir. hadi küreselleştirmiştir demeyelim ama, akışkan bir satıh hediye etmiştir.

    memleketleri insan bedenine kazınmış dövmeler olarak düşünecek `olursak,** bir birimdeki diyelim insan hakları ihlali nasıl öteki birimleri de harekete geçiriyor, "hooop, dur bakalım. biz kölelerimize bunu yapmıyoruz. sen de yapmayacaksın" dedirtiyorsa, medya da bize, aynısını söyleyebilmemize cevaz veren, elverişli komşuluklar sunar.

    böylece kurulan film setinin meydanına biz kamusal alan diyoruz.

    ortalıkta gezinen oyuncular da kamuoyu.
  • isp. yarım, orta.
hesabın var mı? giriş yap