• beirut'un şubat 2009'da çıkacak yeni ep'si. tam adı march of the zapotec / realpeople: holland olan iki bölüm halindeki ep 11 şarkıdan oluşuyor.

    ep'nin ilk bölümü olan 6 şarkılık march of the zapotec adından da anlaşılabileceği gibi meksika dolaylarından. 19 kişilik the jimenez band ile ortak bir çalışmanın ürünü. beirut'tan ve meksika'dan beklenildiği gibi pirinç üfleme ağırlıklı. zach efendinin meksika gezisinin etkileriymiş. bu arada ne latin amerika'ymış be kardeşim, her gidene albüm yaptırıyor. neyse, ep'nin ikinci kısmı olan 5 şarkılık holland ise alışılmışın dışında daha elektronik efekt mefekt, daha my night with the prostitute from marseille tarzı bir şey olacakmış.

    merakla bekliyoruz. ben şimdiden 11 şarkılık bir ep'yi de bir albüm gibi bağırıma basacağımı düşünsem de bu kesinlikle üçüncü beirut albümü sayılmayacakmış. 2007'deki the flying club cup'tan beri süren sessizliği bozmak amaçlıymış kendisi.

    march of the zapotec:
    1. el zocalo
    2. la llorna
    3. my wife
    4. the akara
    5. on a bayonet
    6. the shrew

    holland:
    7. my night with the prostitute from marseille
    8. my wife, lost in the wild
    9. venice
    10. the concubine
    11. no dice
  • soulseek sayesinde erkenden kavuştuğum ep'nin adı.
  • diğerlerine nazaran daha duygulu ve yavaş tempoda bir albüm olmuş. müthiş genede. hele the akara parçası enfes mi enfes.
  • elektronik altyapılı geleneksel öğeler içeren beirut albumu. ilk duyduğumda beirut 'a laflar hazırladım, buna da mı soktunuz o zımbırtıları dedim, yenik bir savaşçı gibi yüzüm düştü. ama dinleyince biraz azalttım lafları. tamamiyle elektronik takılmamışlar, hiç değilse geleneksel müziği çok bastırmamış, bu nedenden dolayı dinleyebildim albumu. ama bu tür müzik türlerinde deneyselliğe gerçekten gerek yok. zaten insanlar teknolojiden uzak, geçmişe ait tınılar duymak istiyorlar artık müzikte. kafalarını dinlemek istiyorlar. el yapımı derler ya, müzikte de o kaliteyi arıyorlar işte. güney amerika, balkanlar, ortadoğu zaten yeterince deneyselliğe açık içine zımbırtı katmaya gerek yok. my night with the prostitute from marseille'i dinlerken kendimi bilgisayar oyunu oynar gibi hissettim. ama beirut o kadar güzel bir grup ki tüm bu eleştirime rağmen iyi müzik deyince aklıma ilk gelenlerden.
  • realpeople holland kismi otekine nazaran cok daha basarili olan beirut albumu. sorarsaniz hangileri favorin ttku hanim; albumun son uc sarkisi olan venice, the concubine ve no dice derim. beirut ne yapsa ne calsa dinleyecekler icin yeni bir albumun varligi yeter diyip dinlemeye devam ederiz.
  • internet sitelerine düşmesi sonrası planlanandan erken yayınlanmıştır. holland kısmı tekno-atari müziği karışımı bir şey olmuş. no dice güzel olmuş yalnız.
    beklentimin yüksek olmasından mıdır nedir bünyemde biraz hayal kırıklığı yaratmıştır. yine de buradan beirut'a "yüreğinize sağlık koçum daha iyilerini de yaparsınız siz" demek istiyorum.
  • içinde venice ve the concubine gibi güzel şarkıları barındıran tatlı bir beirut albümü.

    edit: the akara, on a bayonet ve the shrew'de çok güzel ama. bence tüm albümü dinlemeli. ehi.
hesabın var mı? giriş yap