• "kaybolan yıllar"ın yapımcısı tarafından star tv için yapılan yeni tv dizisi. başrolleri sinem öztufan, saydam yeniay, sermin hürmeriç, fulya özcan ündüz paylaşacak. dizinin çekimleri an itibariyle kars'ta başlamış bile...
  • ilk iki bölümü itibarı ile hakkındaki yorumlarımı paylaşmaya karar verdiğim dizi.

    çok sağlam olarak görünen bir çekirdek konu, üzerine yazılabilecek en kötü senaryo ve diyalog örnekleri ile en alt seviyede izlemeye devam ediyor. yani bu dizide hayat veya karakterler ya siyah ya da beyaz gibi tasvr edilmiş durumda. hayat siyah ve beyaz değildir yahu, ne biliyim iyi karakterimiz leylanın acındırılmasına yönelik sahneler son derece yapay, kötüler tam kötü, iyiler ise çok iyi geldi gözüme. senaristlere serbest cagrısım sonucu fuzzy logic başlığını incelemelerini önerebilirim kendi adıma.

    bir kaç bölüm daha izlemeyi düşünüyorum, aynı mantık devam ederse sanırım vazgeçeceğim. sağlam olan çekirdek konuyu (istanbul a okumak için gelmek vs vs) iyi kullanmalarını isterim bir izleyici olarak. genç kızın okula gittiğinde zorluklarla karşılaşmasını ergenlik problemleri neticesinde annesinden utanması gibi şeyler de beklerim. hep kusursuz iyi olmasın iyiler artık yahu yeter.
  • çakma spanglish.
  • başarısız ve looser kelimelerinin tv ekranına uyarlanmış hali.
  • semah versiyonlarında bağıra çağıra söyleme isteği uyandıran şah hatayî deyişi.

    leylan leylan leylan leylan
    mevlam mevlam mevlam mevlam
    amman amman amman amman
    bugün dostlar bizde mehman
    hemi mehman hemi deman
    sen yardım et şah ı merdan

    kırklar meydanına vardım
    gel beri ey can dediler
    izzet ile selam verdim
    gel işte meydan dediler
    dem dem dem dem ali'ye
    demmi demmi dem ali'ye
    dem ali'ye hem vuruya hacı bektaş-ı veli'ye

    gir semaha bile oyna
    silinsin açılsın ayna
    kırk yıl kazanda dur kayna
    daha çiğsin can dediler şah hatayım nedir halın
    hakk'a şükret kaldır elini
    gıybetten kese gör dilin
    her kula yeksan dediler

    allah allah allah allah hay hay
    yürüyün yürüyün şevk ile yürüyün
    yürüyün yürüyün aşk ile yürüyün
    yürüyün yürüyün hak ile yürüyün
    lalem böyle buyurdum
    kutlu idim uyurdum
    elimde evimi yıktım
    tutmadım ele buyurdum

    aslım karabağlıdır
    sıtkım hakk'a bağlıdır
    vakitsiz gül açılmaz
    gül zamanına bağlıdır

    sabahat: https://www.youtube.com/watch?v=ny5jx57xl_8
    pınar gedik: https://www.youtube.com/watch?v=kshgfn7qxd8
  • (bkz: selahattin demirtaş)'ın hapishanede kaleme aldığı romanı "leylan" 22 ocak'ta dipnot yayınlarından çıkacak.
    kitaptan "tadımlık" bir bölümü okumak için
    buraya tıklayabilirsiniz.
  • kapağı da gün yüzüne çıkmış.
  • nerde satıldığını tartışmaları bir yana kaça satıldığına bakın, 35 tl.
  • tadımlık bir bölüm yayınlandı. kütüphanede gülmeden okuyabilmek için zor dayandım. önceki eserlerine göre gerçekten çok esprili bir dille yazılmış ve abimizin kalemi daha gelişmiş gibi geldi.önceki hikayelerini de sevmiştim ama bu harikulade bir roman olmuş gibi.siparişi verdim çıkar çıkmaz ilk baskıdan bir tane alacağım.
  • siyasi eleştiriler, ibb’nin satış yapması gibi tartışmalar ters tepti. tıpkı birçok sağ hükümetin “yayın yasağı” tuzağına düşmesi gibi.

    yayın yasağı bundan önce dp döneminde kullanılmış. o zaman şimdiki teknolojik imkanlar olmadığından, basılması/yazılması yasak olan konular halk içinde çığ gibi büyümüş, olaylar abartılarak mevcut durumdan daha kötü bir görüntüye evrilmiş. örneğin bir kişinin yaralandığı eylem için yayın yasağı getirmenin yankısı şu olmuş: yüzlerce ölü var. böylesi bir bilgi kirliliğinin en büyük kaybedeni yasağı getiren “hükümet” olur.

    bu basit ama etkili analiz leylan için de oldu. hiç kitap okumayan, dipnot yayınlarınu bilmeyen, sosyal medya hesaplarından hiçbir yayınevini takip etmeyen insanlar dahi haberdar oldu. yüz bin liralık reklam bütçesi ayırmak bile bu kadar etkili kampanyaya dönüşemezdi.

    bitti mi? hayır.
    dağıtımına ve satışına henüz bir hafta olan, içeriği hakkında kimsenin fikrinin olmadığı bir kitap herkesin ilgisini çeker. (okur dikkati kazanıldı.)

    mevcut tartışmalar kitap satışa çıktıktan bir ay sonra yapılsaydı bu denli bir yankı uyandırmazdı.

    100.000 basılmış, satar ve bence 100.000 baskı daha görecek.
hesabın var mı? giriş yap