• bir michel butor romanı
  • 1957 yılında yazılmış bir michel butor romanı. yeni roman anlayışıyla yazılmıştır.
    en önemli özelliği ikinci tekil şahısla yazılmış olmasıdır. yani trende yolculuk eden sizsinizdir ve böylelikle kahramanımız leon delmont'la özdeşleşiriz.
    kitabın konusu kısaca orta yaş bunalımına girmiş bir adamın iki kadın arasında kalmışlığıdır. ailesinin bulunduğu paris'ten sevgilisinin bulundupu roma'ya tren yolculuğu boyunca leon düşüncelere dalar. tren yolculuğunun detayları -pencere, ses, platosu, koltuğu, yemekli vagon vb-, anılar -karısı, çocukları, işi, sevgilisi-, planları -hayalleri, cecile'i ilk göreceği an, karısına sevgilisini açıklayacağı an vb.- yolcuların hayali hikayeleri birbirine karışır.
    zaman belirli değildir. aynı zihin gibi gelecekteki bir hayalden geçmişteki bir anıya hemencecik savrulabilir cümleler. arada boşluklar kullanarak ve noktadan uzak durarak verilmeye çalışılır bu geçişli zaman hissi..
    güzel bir romandır denilebilir.
  • değişme, butor'un son derece özgün ve sıradışı bir anlatım-roman tekniğine bağlı olarak yazdığı bir metindir.

    çoklu ve metinlerarası okumalara açık bu romanın en belirgin özelliği ikinci çoğul şahıs (yukarda pati ikinci tekil demiş ama o sehven yazılmış olmalı) kullanılarak yazılamasıdır.

    roman, ana kahraman léon'un paris-roma trenine binmesiyle açılıyor ve 22 saate yakın bir yolculuk sonrasında trenden inmesiyle kapanıyor.

    bu romanın anlatım planı, imlâ-noktalama ve kurgu gibi diğer teknik özellikleri de değişme'nin fransız romanı sanatında özel bir konuma çıkarmakatadır. diğer yandan, romanın çatısının sonsuza açılan barok yapısı, gerçekliğin anlamı değil de ta kendisini arama tutkusunu ileri sürüşü de dikkat çekicidir. diyebiliriz ki, bu roman, sadece yeni romanakımının değil, geçen yüzyılın en önemli roman metinleri arasındadır.

    romanın türkçe'deki ilk baskısı 1973'te yapılmıştır. ikincisi baskısı ise 1991'dir. bende de mevcudu olan bu baskısıdır. ki üç büyük kentte bulamamış; trabzon'da bir kitapçıda yakalamıştım.
  • mehmet rifat'ın “anlatı laboratuvarından geçmiş bir entelektüel anlatının bizce en yetkin örneğidir” dediği değişim'i ayları bulan bir uğraş sonucu edinip hevesle okumaya başladım, seksen dokuzuncu sayfaya kadar da ilerledim.

    benzersiz ikinci çoğul dili, dengeli temposu, başarılı geçişlerle bağlanan o küçük parçaların birbirleriyle ilişkileri ve okumaya devam etsem kimbilir başka ne harikalıkları bulacağım bu romanı elimden bıraktım aldım bıraktım aldım, okuyamıyorum. olmuyor.

    tekniği ne kadar başarılıysa anlattığı o denli sığ bu kitabın. küfür gibi olacak ama “erkek hikâyesi”.

    “orta yaş bunalımlı erkek” , “çirkin ve yaşlı” eşiyle “genç ve güzel” sevgilisi arasında kalan erkek, karısı ve çocuklarını sevgilisi için terk eden erkek, tutsak hayatını bırakıp özgürlüğe koşan erkek (bıraktığı da gittiği de bir kadın yalnız, nasıl özgürlükse) kocasını “çürüten” kadın, kocasını “kocatan” kötü kadın, “siyasetçi” kadın, “küçük ve sevimli de olmayan büyük ve sohbet edilebilir de olmayan ara yaşlardaki gürültücü çocuklar” .....

    karısını bu sözcüklerle anlatan, çocuklarına bu gözlerle bakan bir adam, hayatı böyle yaşayan böyle değiştiren bir adam daha görmek istesem neyse.

    nasıl bıkmışım bu erkek kafasından, nasıl ikrah getirmişim (kusan yeşil yüz emojisi gelecek)... şimdi bu kitap kuş kondursa n'olur, allame-i cihan olsa n'olur. “bugün de gelişmeyelim”
hesabın var mı? giriş yap