3 entry daha
  • mehmet rifat'ın “anlatı laboratuvarından geçmiş bir entelektüel anlatının bizce en yetkin örneğidir” dediği değişim'i ayları bulan bir uğraş sonucu edinip hevesle okumaya başladım, seksen dokuzuncu sayfaya kadar da ilerledim.

    benzersiz ikinci çoğul dili, dengeli temposu, başarılı geçişlerle bağlanan o küçük parçaların birbirleriyle ilişkileri ve okumaya devam etsem kimbilir başka ne harikalıkları bulacağım bu romanı elimden bıraktım aldım bıraktım aldım, okuyamıyorum. olmuyor.

    tekniği ne kadar başarılıysa anlattığı o denli sığ bu kitabın. küfür gibi olacak ama “erkek hikâyesi”.

    “orta yaş bunalımlı erkek” , “çirkin ve yaşlı” eşiyle “genç ve güzel” sevgilisi arasında kalan erkek, karısı ve çocuklarını sevgilisi için terk eden erkek, tutsak hayatını bırakıp özgürlüğe koşan erkek (bıraktığı da gittiği de bir kadın yalnız, nasıl özgürlükse) kocasını “çürüten” kadın, kocasını “kocatan” kötü kadın, “siyasetçi” kadın, “küçük ve sevimli de olmayan büyük ve sohbet edilebilir de olmayan ara yaşlardaki gürültücü çocuklar” .....

    karısını bu sözcüklerle anlatan, çocuklarına bu gözlerle bakan bir adam, hayatı böyle yaşayan böyle değiştiren bir adam daha görmek istesem neyse.

    nasıl bıkmışım bu erkek kafasından, nasıl ikrah getirmişim (kusan yeşil yüz emojisi gelecek)... şimdi bu kitap kuş kondursa n'olur, allame-i cihan olsa n'olur. “bugün de gelişmeyelim”
hesabın var mı? giriş yap