• nazilerin uyguladigi "eglence vasitasiyla guc" programinin almancasi.

    bir yandan halk militerize edilip, esek gibi calistirilirken ote yandan da nazi propagandasina uygun kultur - sanat faaliyetleri de devlet tarafindan organize edilmistir bu program dahilinde.
  • nazi almanyasinda çalışan sınıfın mutsuzluğunu engellemek/azaltmak için daf'ın (deutsche arbeitsfront-alman çalışma cephesi ya da örgütü denebilir) kasım 1933'te başlattığı organizasyondur. kdf üyelerine almanya'da ya da dost ve müttefik ülkelerde tatil imkanı sunma, kiralık yolcu gemileriyle ve kdf'nin yaptırdığı wilhelm gustloff ve robert ley gemileriyle deniz seyahatleri, işyerlerinde opera, tiyatro vb. temsilleri, spor hizmetleri gibi programlarla pek çok almanin rejimi desteklemesini, en azindan sempatiyle yaklasmasini amaclamis ve epeyce de muvaffak olmustur.
    kdf nin en iddiali girisimi olan volkswagen projesi, aslinda hitler'in istegiyle ferdinand porsche tarafindan baslatilmakla beraber, alman otomotiv endüstrisinin 1000 marklık fiyatı saglayamamasi uzerine daf'a devredilmis ve yeni fabrika bu sekilde kurulabilmistir. bununla beraber 1939'da ikinci cihan harbinin patlamasiyla odeme yapmis olan 300.000 uzerinde iscinin biri bile arabasini alamamis, dafzede olmustur.
    aslinda ekonomik olarak surdurulmesi imkansiz olan bu organizasyon, zaten nazi rejiminin el koydugu sendika ve yahudi varliklariyla finanse edilmistir.
    günter grass, im krebsgang(yengeç yürüyüşü) adlı romanında arka planina kraft durch freude yi koyarak tarihteki en buyuk deniz faciasi olan wilhelm gustloff gemisinin bir rus denizaltisinca batirilmasi olayinin kazazedelerden birinin hayatini nasil etkiledigini anlatir. faideli bir eserdir.
  • mussolini italyasındaki dopolavoro olayından esinlenmiş ama çok daha kapsamlı birşey olmuştur sonradan.
  • ruhun almanya'sindaki bileskelerden biri.

    fikir babasi joseph goebbels'e gore, kraft durch freude, sistemin varolus bicimlerinden biridir. freude, yani eglence/nese ile sarmalanan birey (yani sistemin ogesi), farkinda olmadan sisteme kraft, yani guc katar. bu anlamda, eglenen bireydir ancak guclenen birey degil, sistemdir.

    her ne kadar gunumuzde bu isleyisin gorsel yani on plana cikarilsa, ornek verileceginde fiziksel aktivitelere basvurulsa da, kdf'in asil gucu muzik, felsefe ve edebiyattan gelir. sistem, bu uc bileseni eglence amaciyla kullanir, bireyin bu konulara olan kismi zaafini kendini guclendirmek adina pekistirir. yuksek sanat derecesinde eglendigini (sinif atladigini) dusunen birey, kendini degerlenmis hisseder, sistemin kendisine atfettigi bu degeri bir sadakat bicimine donusturur. cesitli kaynaklarda, kdf'in orta ve ust sinif eglence anlayisini toplumun diger kesimlerine yayma amaci oldugundan bahsedilse de, asil amac, eglence anlayisini bireye indirmek degil, bireyin o eglence anlayisina halihazirda var olan egilimini daha da besleyerek kendisini oraya (yani ust sinifa, yani daha ustun bireye) yukselmis, ait olmus hissetmesini saglamaktir.

    ancak bu degerlenisin ve ait olusun sistem acisindan tehlikeli yanlari da bulunmaktadir. sisteme sadakati pekisen bireylerin arasinda sorgulayici beyinlerin yer almasi kacinilmazdir. sadakat, sorgulayicilik ve elestiricilik ile birlestiginde tehlikeli bir bilesen haline gelir ve bireyde sistemin temel niteliklerine dair sorular sorma ve kritikler yoneltme hakkina sahip oldugu hissinin dogmasina yol acar. goebbels, bu tip durumlarda, her propaganda bakaninin yapacagi gibi, akilli bir hamleyle, bu tip bireyleri dusunselden cok, fiziksel aktivitelere yoneltmekten bahseder. kisaca, beyin uretmediginde ve beden fiziksel yorgunluga hapsedildiginde, bireyin elestiri getirecek enerjisi kalmayacaktir. son care ise elbette ki uyumsuz bireyleri, yani sistemin guclenmesine katki saglamayan veya sistem guclendikten sonra ihtiyac duyulmayan bireyleri freude'nin ve sistemin disina cikarmaktir.

    her sistem kendini yenileme ve gucunu diri tutarak kendine ispat etme ihtiyaci icindedir. kraft durch freude, bu anlamda, sistemin tekrar ettirilmeye son derece musait bir kendi-yonetim bicimidir.
  • "doppolavoro ve kraft durch freude örgütleri serbest zamanın bile nasıl siyasal sosyalleşme amacıyla kullanılabileceğini göstermektedir. az gelişmiş ülkeler bakımından totaliter partilerin büyük başarılarından biri, iletim kayışı görevi görecek bu çeşit fonksiyonel örgütler yaratmalarıdır." *
  • bu amac*a yönelik işçiler için yapılmış devasa lüks gemi: wilhelm gustloff
  • neşeden gelen güç

    nazi almanyası'nda devlet destekli turizm operatörü olarak hizmet veren oluşum.
  • james may’s cars of the people belgeselinde de bahsedilen bir nazi rejimi detayı. halkı mutlu olduğuna inandırmayı amaçlayan totaliter hareket.
    meşhur people’s car, beetle da bu hareketin bir parçası olarak doğmuş, ikinci dünya savaşının başlamasıyla yalana dönse de, savaş bittikten sonra volkswagen adı ile üretilip 20 milyondan fazla satmıştır.
  • fakir ve vizyonsuz versiyonu: millet kıraathaneleri (with beleş kek)

    onlarınkine bak, bizimkine bir de. coğrafya kaderdir
  • 1930'larda chp yönetiminde olumlu karşılık bulan bir fikirmiş.

    --- spoiler ---

    bu yıllarda düzenlenen 1936 uluslararası berlin yaz olimpiyatları’na
    türkiye de katıldı. türkiye’yi burada temsil eden isim ise dönemin spor
    kurumu başkanı ve aynı zamanda chp gaziantep milletvekili olan ali
    hikmet ayerdem’di. almanya’da bulunduğu esnada iş ve neşe çalışma teşkilatı’nın hamburg’da düzenlediği iş ve neşe dünya kongresi’ne
    katılan ayerdem, kongredeki izlenimlerini bir rapor halinde parti üst
    yönetimine de sunmuştu. söz konusu rapor başbakanlık cumhuriyet arşivi’ndeki chp katalogları içerisinde yer almaktadır. ayerdem, raporunun giriş kısmında, almanya’dakine benzer bir teşkilatın türkiye’de de kurulabileceğini ifade etmekteydi:

    alamanyada amele işleri ve alel umum iş mesaili ayrı bir teşkilat halinde idare olunmaktadır. bu teşkilatın başında bir (lider) bulunmaktadır. buna (iş cebhesi
    lideri) denilmektedir. halen iş cebhesi lideri doktor lay isminde bir zattır. bu zat, amele işlerini o kadar güzel tanzim etmiş ve öyle teşkilata bağlamıştırki
    bu gün alamanyada bütün amele halinden memnun ve hükûmete
    merbuttur. bu teşkilatın mühim bir kısmı da (k.d.f) remizile yadedilen (neş’eden kuvvet- kraft durch freyde- la force par la joie) teşkilatıdır. bu teşkilat sayesinde
    bütün amele her hususta tahsisen gezip eğlenmek hususundan
    büyük kolaylıklara mazhar edilmektedir. amelenin (neş’eden
    kuvvet) bulması her şeyde nazarı itibara alınmıştır. bu babda esaslı tetkikat yaptırılarak memleketimizde de buna benzer teşkilat yapılması çok şayanı temennidir. alamanyada (fikir amelesi, fiil amelesi) olarak memur ve müstahdem heman bütün alamanlar bu teşkilattan istifade ettirilmektedirler. bu teşkilata çok ufak bir aylık taahhüt eylemekle intisap olunur. fakat bu sayede edinilecek istifade çok büyüktür. teşkilata dahil olmuş her alaman enucuz bir ücret ve en büyük kolaylıklarla neş’e temin eden her şeyden istifade hakkını haiz olurlar.
    bunlar bulundukları memleketlerdeki sinema, tiyatro vesaire gibi bütün eğlence mahallerine çok küçük bir bedel mukabilinde gidebiliyorlar. bunun için her
    mahalde teşkilat, aylık gazete ve buroşürler neşir ederek nerelerde ne gibi eğlenceler bulunduğunu her ay ve her hafta ilan ediyor ve her tarafda o mahalle mahsus dürlü dürlü seyahatlar tertip olunarak bunlarda bu aylık gazetelerde ilan edilmekde bulunuyor… alamanyada bu (neş’eden kuvved) ana teşkilatına merbut olarak bir de (işi güzelleştirmek) fer’i teşkilatı mevcut bulunmaktadır. bu teşkilatda her iş yerinin
    tanzimi ve güzelleştirilmesi için (neş’eden kuvved) esas teşkilatı her iş müessesine yine işçiler arasından ehliyetli ve şayanı itimad birer mümessil tayin etmekde ve bu mümessil hem amele ile patronlar arasındaki münasebatın hüsnü ceryanını murakabe etmekde ve hem de her iş yerinin tanzimi ve seve seve çalışabilecek bir hale getirilmesini lazım gelenlere irad ve ihtar ederek yaptırmaktır. binaenaleyh ben gerek (neş’eden kuvved) teşkilatının ve gerekse buna müteferri bulunan bu (işi güzelleştirme) teşkilatının mahiyetleri hakkında sureti mahsusada tetkikat yaptırılarak kabil bulunduğu takdirde memleketimizde de bunlardan istifade edilmesi muvafık olacağı kanaatını hasıl etmiş bulunmaktayım.

    --- spoiler ---

    kaynak: https://www.academia.edu/…urg_kongresİ_örneğİ_1936_
hesabın var mı? giriş yap