• bir tarih olarak beliren coğrafya diye tanımlar ali seriati kevir'i. uzerine kitap yazılacak bir kitaptır* dersek mubalaga etmiş olur muyuz bilmiyorum ancak sevgi makalesi mutlaka okunmalıdır. sevgi yabancı bir ülkede dildaş bulmaktır der. yeryuzunun turlerinden değildir.
    tekrar tekrar okunması ve sonrasında uzerine birşeyler yazılması gereken bir kitap.
  • ''bu kitap, sartreın deyimiyle, ''şiir'', sözcüğün farsça anlatımıyla da ''gazel''. yaralı bir göğsün ''göğüs kanamaları'' ile ''çölsel bir ruh''un ''dağınık yakarmaları''dır. bu çöl, ''benim dünyam'' olduğu gibi ''benim yüreğim''dir de... ''benim yabancı kendim'', ''benim tutuşmuş ekinsiz yaşantım''... özetle, ''benim yaşam öyküm''dür. bu, ''varlık''ın susuz, gizemli, eriyen, bekleyen,üzülen... çölüdür.

    bu sözlerin okuyucusunun, kendisini ''seslenilen'' olarak düşünmemesi gerekiyor. bu sözler seslenilensizdir. onların ''görücüsü'', ''arayıcısı'', olması gerekiyor. sözcükler ve kavramları ''okuma''ması gerekiyor. ''cümleleşmiş'', ''sözcükleşmiş'' anlamları, duyguları ''duyumsaması'', ''tatması'', ''koklaması'' gerekiyor. bir ''mektub''u ''okuduğu'' gibi değil, bir ''serüven''i ''gördüğü'' gibi... okuması gerekiyor.''

    böyle anlatıyor ali şeriati kevirde keviri. ''dost'' okuyucusundan ve ''bilen düşmanından'' ''gör''mesini ve ''bul''masını istiyor. içini yakan, dünyayı kasıp kavuran yangınından, acılarından, çölden, yalnızlıktan, aşktan, sevgiden, insandan, atalarından, horozlardan, sudan, çocuktan, kitaplardan bahsediyor.
    ve mutlak surette kulak vermek, ''bul''mak ve ''gör''mek gerekiyor.
  • ali şeriati'nin en iyi kitabı. çünkü kendisini anlatıyor.
  • ali şeriati 'nin farklı yönünü ortaya koyan çok önemli bir kitap.hatta şeriati o kitabı yazarken bazı kavramları ve kelimeleri kendi oluştırmuş çevirilerde çoğunun manası bulunamadığı için o bölümler atlanmıştır.bir çok şeriati kitabı gibi yıkıcı etkisi vardır sanırım kevir de etki daha sakin ve derinden...kitabın en önemli kısmı galiba sevgi ve aşkı kıyasladığı bölümdür. kitabın en çarpıcı cümleleri ise " aşk tat aramaktır.oysa sevgi sığınak aramaktır.aşk , aç bir düşkünün yemek yiyişidir. oysa sevgi "yabancı bir ülkede dildaş bulmak" tır.
  • ali şeriati'nin sevgi ve aşk üzerine çok sarsıcı ve derin makalesinin bulunduğu kitaptır. makaleden ufak bir alıntı.

    ''aşk, uzaklık ve yakınlığa göre değişir. uzaklık uzun sürecek olursa azalır. ilişki sürecek olursa değerini yitirir. ancak korku, umut, sarsıntı ve acı çekmenin yanı sıra "görüşüm-uzaklaşım"la diri, güçlü olarak kalabilir. oysa sevgi bu durumları bilmez. dünyası başka bir dünyadır.

    aşk, bir yönlü bir coşkudur. sevgilinin kim olduğunu düşünmez. "öznel bir özcoşu"dur. işte bu yüzden hep yanlışlık yapar. seçimle hızla sürçer. ya da hep bir yönlü kalır. yine de yer yer benzeşmeyen iki yabancının arasında bir aşk kıvılcımlanır, olay karanlıklar içinde geçip birbirlerini görmedikleri için ancak bu yıldırımın düşüşünden sonra onun ışığında birbirlerini görebilirler.

    oysa sevgi aydınlıkta kök salar. ışığın gölgesinde yeşerir; büyür. işte bu yüzen hep tanışıklıktan sonra ortaya çıkar. gerçekte başlangıçta, iki ruh birbirinin yüzünde tanıma çizgilerini okur. "biz" oluşları ise "tanışım"dan sonra olur, iki ruh, iki kişi değil daha sonraları; birbirlerinin söz, davranış ve konuşma biçiminden yakınlığın tadını, yakınlığın kokusunu, yakınlığın sıcaklığını duyumsarlar. işte bu konaktan sonra birden, iki yoldaş kendiliklerinden sevginin uçsuz bucaksız çölüne ulaştıklarını, sevginin karartısız açık göğünün başlarının üzerinde sere serpe serilmiş olduğunu, "inanış"ın aydın, arı içtenlikli ufuklarının kendilerine açıldığını, tatlı okşayıcı bir esintinin hep başka göklerin, başka ülkelerin yepyeni esinlerinin iletileri ve başka bahçelerin güzel, gizemli çiçeklerinin kokularının birlikteliğinde oyuncu, tatlı, şen bir sevgi ve albeniyle kendisini hep bu ikisinin yüzüne, başına vurduğunu... kendi gözleriyle görürler''
  • kitabın başlarında bir yerinde "felsefe yapmak istemiyorum. başka bir işim var." der ali şeriati. kitabın amacını özetler, insanı da kendinden geçirir.
  • (bkz: kepir)
  • beklentisiz beklenti'yi anlatır şeriati bu kitapta. dar vakitler kitabıdır. çektiği acıları anlatır sonra bu kitapta (bir koyunun diri diri derisinin yüzülmesini düşün der çektiği acıyı anlamak isteyenlere)
  • ..zihnimde deruni izler bırakıyor. bazı paragraflarada beynime error verdiriyor. ali
    şeriati nin okunulası kitabı...
  • " gözleri bulut rengindeydi, yok, melekût rengindeydi, atmosfer, kurşuni ilksizlik sabahı rengindeydi, ruh… rengindeydi. haaa! anladım; gözleri tümüyle ruh rengindeydi, ruh ne renktedir? ruh mu? bilmeyecek ne var?
    ruh tümden ne renktedir, ne renktedir… onun gözleri rengindedir. buğu ne renktedir? onun gözleri renginde değil midir? gözleriyle düş kuruyor, gözleriyle düşünüyor gibiydi, gözlerinin bir yerler gördüğünü sanmıyorum."
hesabın var mı? giriş yap