• büyülü gerçekçilik ile adventure oyunlarının kesiştiği bir noktadan yarışmaya katılan bir yapım. henüz başındayım ancak güçlü bir izlenim bırakacağına kesin gözüyle bakıyorum şu an.
  • act i sonu itibariyle, ve act ii'yi henüz oynamamış olsam da, bu oyunun bir başyapıt adayı olduğunu söyleyebilirim. açıkcası direk başyapıt derdim, geri kalan act'lerde de birincinin mükemelliğinin ve nadideliğinin yansıtılacağını düşünüyorum ancak kahrolsun özgüvensizlik, erken konuşmayayım dedim.

    tabii ki bunun farkına varılmayacak çünkü bu bir adventure oyunu.

    şu kadarı oldukça net ama, kentucky route zero'nun bir benzeri yok. birden fazla oynanmayı hakeden, her oynayışta farklı detaylarının keşfedileceğinden emin olduğum, her şeyden önce edebi, entellektüel bir çalışma. eğer act ii'ye halen başlamadıysam, sebebi ilkini bütünüyle sindirmek, sindirdiğimden emin olmak, belki de bir defa daha oynamak istememdir.

    ek: ayrıca daha kickstarter denen şey ortaya yeni yeni çıkmışken fon toplayabilmiş, gerçek anlamda bir kickstarter başarı öyküsüdür.
  • ikinci act'e de dayanamayıp biraz baktım. kalan üç act sıçıp sıvamadığı sürece, ki böyle bir şeyi nasıl yapabileceklerini gerçekten çok merak ediyorum, bu oyun gerçek bir şaheser. kapkaranlık bir ortamda ve geceleyin oynanması gereken, neredeyse her anı boyunca keyiften ve o ambiyansından tüyleri diken diken eden bir şey bu.

    bu haftasonu eğer müsait olursam bir gecemi act 1 ve act 2'nin bütününe yeniden ayıracağım, ve çok net bir şekilde buna değecek. diğer act'ler çıktığında da bunu yapacağım tabii ki. kentucky route zero, bana şu güne kadar "gece tecrübe edin" türevinden bir nasihat verdiren ilk oyun.
  • ayıracağım dediğim geceyi ayırabildim ve an itibariyle iki act'i de tek solukta bitirmiş bulunmaktayım. gerçekten de, geride bıraktığım üç-dört saatin neredeyse tamamı boyunca tüylerim diken dikendi.

    kentucky route zero benim için 2013'ün en hoş sürprizi ve bunun bir sonucu olarak ilk defa kendimi bir adventure oyunu için sabırsızlanmış halde buluyorum. "adventure oyunu" bu noktada yetersiz kalan bir kategori: görsel stili, ses tasarımı ve özellikle -- bu bin defa vurgulanmalı -- yazımının kalibresi itibariyle çok ayrı bir yerde, gerçek anlamda bir edebiyat-oyun sentezi. üstüne makaleler, kritik analizler yazılabilir ve daha da önemlisi bunlar adamakıllı temellendirilebilinir gibi hissediyorum. onlarca ince detayı ve referansı üzerine dolu dolu tartışılabilinir izlenimi ediniyorum.

    tabii ki bunun ne kadar isabetli olacağını tam olarak görmeye henüz üç bölüm daha var. ama daha şimdiden öyle bir ustalıkla ve kendine güvenle anlatılmaya başlandı ki bu öykü, aynı mükemmellikle devam etmeyeceği uzak bir ihtimal gibi geliyor insana. jake elliott ve tamas kemenczy anlatacakları hikayeyi zaten çözmüşler, görsel-işitsel bir bütün haline en mükemmel bir şekilde nasıl sokarız, onun hesabını yapıyorlar. buna tanık olan şanslı insanlara da hevesli bir şekilde beklemek kalıyor.
  • yattım-kalktım, hala büyüsündeyim. şunu da söylemeden geçemeyeceğim, tiyatrodan bu kadar esinlenmiş bir başka oyun yok, bulunamaz (stacking diyene matruşkayla dalarım şu an). bize öyle bir bilgi gelmedi. sadece bu yönüyle bile kendine-özgülüğü tescillenebilecek bir yapım.
  • benim gözümde 2013 senesinde oyunlar adına yayınlanmış en değerli şey.
    ve bu aficionado yaklaşımından muzdarip ifadeden de ziyade, herkesin oynayabileceği, görsel-işitsel-edebi, her anlamda bir başyapıt. oyunlarla hiçbir alakası olmayan gür sakallı bir arkadaşım bile oynadı ve bayağ beğendi (nasılsın kardeşim, artık entry varsa böyle).

    geçenlerde ortaya çıkan act iii haberleri vesilesiyle ben de kentucky route zero hakkında hissettiklerim ve düşündüklerimi, önceki entry'lerime göre biraz daha derleyip toparlamak istedim. sözlükte "yılın oyunu yeaa" muamelesi yaptığım üç oyun için de başta yazdığım heyecandan salkım saçak entry'leri daha uzunca bir entry takip edecek anlaşılan. yazarken fazla düşünmemeye çalışacağım.

    krz benim özel olarak merak ettiğim ve peşine düştüğüm bir oyun değildi. adventure oyunlarını daha fazla oynadığım bir dönemde denk geldiğim ve bunun bilinciyle satın aldığım, hakkındaki nispeten iyi hissiyattan haberdar olarak ancak onun dışında hiçbir şey bilmeyerek giriş yaptığım bir şeydi. oyunun içerdiği büyülü gerçekçilik ögelerini -- ve çok daha fazlasını -- dahi oyunu oynamaya başladığımda görüp sözlüğe not düştüm ki, adamlar direk steam'e yazmış oyun magical realist diye, o derece habersizlik var. dolayısıyla krz tarafından büyülenmek benim için her şeyden önce bir sürpriz hissiyatı ile bağdaşıyor. bu entry'de de bu sürpriz hissini biraz didiklemeye çalışmak istiyorum.

    bazen çok güzel bir kitap okursunuz, şahane bir şarkı dinlersiniz, mükemmel bir film izlersiniz (ve "sinematografi" gibi kelimeler de aklınıza gelmez), ve bu tanık olduğunuz şey konusunda "neyin" bu kadar etkileyici olduğu konusunda sizi yüzde yüz tatmin eden bir cevaba ulaşamazsınız. bir şeyler söylersiniz, bazı yönlerini öne çıkarırsınız, söylediklerinize de gönülden inanırsınız, sizi yansıttığını düşünürsünüz ama ağzınızdan çıkan kelimeler sanki bir yarayı açar ve ifadelerinizin yetersizliğinden rahatsız olmaya başlarsınız. eksik olan şey nedir? kelimelerimiz neden sanki o şeyin özünde algıladığımız bir hakikatten uzakmış gibi gelir? kafamda krz ile ilgili şeyleri toparlamaya çalışırken de buna sık sık takıldım. o tiyatro dekorlarından esinlenmiş ve eşi benzeri olmayan görsel tasarımından mı bahsedeyim? ama "eşsiz görsel tasarım" bir farklılık unsuru değil, etraf farklı şekilde de olsa kendi belirgin sanat tarzına sahip bir sürü güzel oyun var. her tıkta insanın karşısına çıkan ve akıllıca kullanılmış popüler kültür referanslarından mı konuyu açayım? bunun da bir evrenselliği yok, herkese aynı şeyi ifade etmeyebilir ve etmeyecektir, oyunu kendi başına taşıyamaz. yazımının tartışılmaz kalitesinden ve edebi çizgisinden mi söz edeyim? ama iyi yazılmış az da olsa başka oyunlar da var. iyi yazım da dolayısıyla bir ayrıştırcı olamıyor. öyküsü? zaten daha iki act yayınlandı, üç act daha var, hele bir dur. ancak bu oyun farklı, bu oyun ayrı, bu bir "major work", mihenk taşı. bundan niye bu kadar eminim? nedir farkı yaratan?

    fark, perde arkasındaki bakış. kentucky route zero'nun arkasında, her ögenin yerini ustaca tasarlamış bir sanatçı gözü var. sanatçı en geniş anlamıyla -- aslında birden çok gözü, birden çok organı var. krz'nin bir kameraman bakışı var. bir romancı kalemi var, müzisyenleri ve bunların çeşitli müzik enstrümanları var. tiyatro yönetmeninin notları var, ses tasarımcısının efektleri var. ve tabii ki de bir oyun ve etkileşim tasarımcısının kurgusu var. ve tüm bu sanal -- çünkü müzikler hariç, iki kişiden söz ediyoruz -- kimlikler, bu oyunun her yönüne o kadar özenmişler, derinlik katmışlar ki, ortaya çıkan şey bir sanat eseri olmuş. bir sanat eseri -- ama aynı zamanda bir oyun, ve sadece bir oyun. sosyal bilimcilerin sevdiği o en geniş anlamıyla "metin" kelimesi vardır ya hani, işte oyunların aynı zamanda bir metin yerine geçme potansiyelini gerçekleştiren ilk oyun, kentucky route zero.

    bu gerçeklik çoğu zaman büyük puntolarla, madde madde dökülecek niteliklerde değil, ufak, ama ufak olduğu kadar da oyunların genelini utandırabilecek detaylarda gizleniyor. daha ilk saniyelerde, bir köpeğin görünümü tarif edilirken iki cümle arasına yerleştirilmiş, sanki sırf ekrandaki yazı değilmiş de bana bir şey anlatmak için, lafı tam noktasına koymak için doğru anı bekleyen bir anlatıcıymış gibi hissettiren duraksamada bunun ipuçlarını ister istemez alıyor insan. burada bir zeka var. sonra aynı duraksamanın virgüller için de olduğunu görünce, oyunun sunduğu yazın ile, oyunun sunduğu şartlarla etkileşime girilmesi gerektiği gerçeği algıya davetkar bir şekilde yerleşiyor. gene ilk beş dakika içerisinde, oyunun kamerasının, başka oyunların aklının ucundan geçmeyecek marifetleri gerçekleştirdiği görülüyor. evet, bir oyun -- ve kameranın arkasında da apayrı bir zeka var. bir saat sonra, aynı kamera filmleri yetersiz hissettirecek işlere girişiyor -- ve başarılı olabiliyor, çünkü bir oyun. sahneler dağılıyor, kesiştiriliyor, iç içe geçiyor.

    oyunun her karesi özenle düzenlenmiş bir tiyatro dekoru gibi. bu, sanırım bu entry'de herhangi bir anlam kaybına uğramadan yapabileceğim en somut benzetme olur. ama buradaki zeka, sadece sahne tasarımı değil, aynı zamanda sahneyi dolduranlarda kendini belli ediyor. bazen sahnenin hakimi, sanki antik yunan tiyatrosundaymışız gibi, müzisyenler oluyor. o defalık, onların müziği öne çıkıveriyor, her şeyi baskılıyor. oyunda tek bir karakteri yönetiyoruz -- ta ki, ses, sahne, ya da görüntüde hiçbir değişiklik olmadan, ikinci birinin ağzından konuşmaya başlayana kadar. oyunun sade görsel tarzı, karakterlerde yüz ifadesine yer vermiyor. dolayısıyla, bu boş olduğu düşünülen sayfaların boşluğunu da, oynayan olarak biz doldurmak durumunda kalıyoruz. sanki aktörler yönetmen onayında ad lib yapıyormuş gibi, karakterlerin düşüncelerini, hatta geçmişlerini, kendi verdiğimiz şekiller doğrultusunda biçimlendiriyoruz. ancak ne seçilirse seçilsin, krz'nin içinde mutluluk, hüzün, zorlanma, pişmanlık, bezmişlik, heves, tüm bu duygular, hiçbir sırıtan nokta olmadan aktarılıyor.

    evet, bunu yeniden vurgulamalıyım. kentucky route zero'da gerçekten de hiçbir sırıtan nokta yok. her şey pürüzsüz, pırıl pırıl. belki de bunu en başa yazmalıydım -- ki yazdım aslında -- ama dikkat çekmek istediğim başka bir noktaya bağlanıyor. krz, çok, çok güzel. görselliği güzel, sesleri şahane, müzikleri mükemmel, yazımı yetkin. sahip olduğu havadan, atmosferinden söz etmiyorum, çünkü o tüm bu bahsettiklerimin bir bileşimi ve yaşanması gerekiyor. insanın bu oyunu oynayıp, oynarken hissetmesi gerekiyor. nokta. ama şunu diyebilirim: kentucky route zero, sakin. evet, sonuçta büyülü-gerçekçi, ve bunun ima ettiği niteliklerin hepsini de taşıyor. başlıkta david lynch referansı verilmiş, yüzde yüz doğru. ama sakin. hani zeka diyorum ya o kadar, o sanat niyetselliği... işte onun bir hırsı yok. varsa da, varını yoğunu eserine vermiş, ve oyuncu da o iradeye tanık oluyor.

    bunun bir sonucu olarak, bu oyunu "gösterişçi" ya da "kasıntı" olarak nitelemek de imkansız. bu neden önemli? çünkü başından sonuna kadar referanslarla, oyunlardan çok edebiyattan ve görsel sanattan beslenen esin kaynaklarından taşıdığı izlerle dolu. o kadar dolu ki, sonradan yaptığım araştırmada, başka insanların not düştüklerini ve yazdıklarını gördükçe, tam anlamıyla ezildim. ezik hissetmek anlamında değil, o yoğunluğun çarpıcılığı ile karşı karşıya kalmak beni etkiledi. bu da, oyunlar için hiç alışılmış bir durum değil. ama krz'nin belki de en büyük marifeti de burada gizli: bu oyundan keyif almak, büyülenmek, meraklanmak için hiçbir referansını bilmek, anlamak gerekmiyor. o kadar çok katmanı var ki, bunların varlığından sonradan haberdar olmak ve bunlar ışığında oyunu yeniden oynamak, alınan zevki bir o kadar arttırıyor. çünkü her birinde, bu tertemiz oyunu üretmiş o çoklu-zekanın izleri görülüyor, ve o dile getirince tam ifade edilemeyen, eksik kalan beğeninin resmi, biraz daha netleşiyor, berraklaşıyor.

    kentucky route zero, benim gözümde 2013 senesinde oyunlar adına yayınlanmış en değerli şey.
    belki 2014 için de öyle olabilir, çünkü yayınlanmamış üç bölümü daha var.

    oynayın, oynatın. kim olursanız olun, kim olursa olsun.
  • üçüncü act'i ikincisinden neredeyse 1 sene sonra yayınlanmış, herhangi bir kültürel medyumda tecrübe edilebilecek en güzel şeylerden biri.
  • rock paper shotgun tarafından 2013'ün en iyi oyunu seçilmiştir.
  • (bkz: gabriel garcía márquez)
    (bkz: flannery o'connor)
    (bkz: too late to love you)
    (bkz: xanadu)

    lower depths bölümünde söylenen şarkının ben de büyük hasara yol açtığı oyundur. çok konuşmak istemiyorum hakkında.

    güzel "şey"ler hakkında az konuşulmalı. değeri düşürülmemeli.

    --- spoiler ---

    "games" not real.

    --- spoiler ---

    sanki tilda swinton

    edit: lower depths için (bkz: maxim gorky)
hesabın var mı? giriş yap