*

  • ozellikle amerika gibi ulkelerde bol sayida bulunan, 6-16 yaslari arasinda birbirine cok acimasiz davranan* ya$itlarina karsi kendini savunmayi genc yasta ogrenmis* cocuk...

    survival of the fittest mottosunun kendini her yerde gosterdigi bir kulturde daha kucuk yasta cocuklar birbirini ezerek populerlige ulasacagina inanir, soylenenlere bakilirsa ozellikle ilkokul ve ortaokul cagi bircogu icin acili gecmistir bu yuzden, her an biri seni ezmeye, sussana oglum!, ssht sen cirkinsin!, demeye calisacaktir, bu yuzden evlerde anne baba tarafindan savunma kamplari kurulur, savunma taktikleri ogretilir, ezberlenir, ve ebeveynler uzun bir training sonucu cocuklarini dualarla kaplanin agzina* birakirlar.

    kanimca bu vah$eti en guzel ve komik sekilde ortaya koyan bugun iki arkadasimin bir agizdan ezbere soyledigi tekerlemedir, bu tekerleme ufaklik olan kisinin fikrini belirttigi durumlarda, karsindaki kisinin seni ciddiye almadan, butun karizmani parcalamak istercesine "shut up!" ( sussana!) dedigi durumda kullanilmak icin ezberlenmistir, amerika'nin california'sindan new york'una herkese mal olmu$, butun ulusun kendini ezdirmeyen cocuklarina mal olmus bir tekerlemedir:

    misal: ezmeye calisan: - shut up you fucker!
    kendini ezdirmeyen cocuk: - i won't shut up, i'll grow up, when i look at you, i want to throw
    up!

    tercumesi suna yakindir: - sussana salak!
    - susmayacagim, buyuyecegim, sana bakinca icimden kusmak geliyor!

    boyle bir tekerlemeyi 24 yasina gelmis, is guc sahibi kocaman adamlardan duymak, bu adamlarin ezilmemeye kar$i gerekli tekerlemelerle ku$anmi$ cocukluklarini goz onune getirmesini saglar dinleyenin, bir yandan insani kopartir, gozlerinden yaslar getirir, bir yandan kendini ezdirmeyen cocuk nasil olurmus, ogrenilir, amerika'da ilkokul ya da ortaokul okunmadigi icin allaha sukredilir.
  • hayır diyebilen çocuk,ki aynı şey yetişkinler için de geçerli
  • kızlarımla sürekli geziyorum, 2 kızım var ve toplumda ne kadar özgüvenli olduklarını fark ediyorum .

    bir tartışma esnasında nasıl üste çıktıklarını be haklarını ifade ettiklerini görüyorum, izliyorum .

    bana sadece izlemek kalıyor .

    babalarının kızları .

    inanamıyorum romalılar
  • eskiden bir çocuğa kendi sınırı ve başkalarının sınırı öğretilirdi. fakat sosyal çürümenin bir göstergesi olarak, yitik babaların geçmiş varoluşsal kavgalarının kurtarma yazılısı görevini çocuklarına aktarması, dolayısıyla epigenetik komplekslerin bir yumağa dönüşmesiyle "oğlum, kızım, ezilme ez, yenilme yen, hakkını yedirme, vur ama yumruk yeme..." felsefesiyle günümüz yeni normu, yeni ahlakı doğdu. şimdi biz size ne diyelim, ne dememizi bekliyorsunuz?

    kibrinizle bu hale geldik. sizleri bireysel olarak affetmeyeceğim. sizi, ve o gizli kast sistemine tabi, kapalı sabit toplam sistemindeki birinin kazancının bir ötekinin kaybına bağımlılığını. kabul etmeyeceksiniz, çocuğum diyeceksiniz (ötekinin de çocuğu), her şeyi yaparım diyeceksiniz (öteki de yapacak evladı için), çocuklarınız üzerinden kendi çürük ahlakınızı bir yerlerde doğrulamayı layık göreceksiniz. bunlara şaşırmıyorum fakat bunların hiçbirisi, bilinçaltınızdaki o "benimki önde olsun, dolayısıyla öteki geride" düşüncesinin hastalıklı ve ölü doğmuş bir düşünce olduğu hakikatini de saklayamayacak. o kibirde boğulmanızı dilemek insanlık namınadır.

    birinin ötekinin firmasına çökmesine dair bir kelimeyi, herhangi bir kuzey avrupa diline çevirmekte zorlanıyorum. çökmek, başkalarının malına, karıına çökmek, koyunlarına ve koynundaki karısına çökmek, üçüncü sayfa haberleri ve tüm bu çürük, hastalıklı düşüncenin eğitimleriyle kibirli olan kitlenin bile yüreğini zehirlemesi. "bu ülkeyi cahil halk bu hale getirdi", hayır, bunun cehaletle ilgisi yok ya da o cehalet, 4 senelik bir eğitim formasyonunun kapayabileceği bir cehalet değil (en nihayetinde teknik formasyon seni daha ahlaklı biri yapmıyor, o kadar bir tarafınız kalkmamalı).

    kendini ezdirmemek ve altındaki kibir, ağanın ve marabaların olduğu bir toplumun şehirdeki yasımasıdır. ezilmek var ki kendini ezdirmiyor, o halde savaşmalı, yara alarak çürümek yerine yaralayarak çürümeli, çürüterek çürümeli, çürüyorsunuz haberini yok, zihniyetiniz çürük, tüm küçük burjuva ritüellerini tek bir noktada birleştirdiğinizde oluşan o afili görüntü bile bu çürük yumurta kokusunu gidermiyor, ruh çürüğü bu, ruhumduymazlığın deklarasyonu, kolektif aklın karşı kutbundaki bireyselliğin bile bile ladese girmesi. çünkü, bu yarışta geride kalanlarla aynı kümede yaşayacak çocuklarınız, en iyi eğitimi verin, en iyi güvenlikli sitelerde oturun, kapısından çıktığında jungle'da kenarda kalmış, ezilmiş, fırlatılmış insanlarla aynı ortamda bulunacak, az ya da çok. ve bu ayrıksılığı, güney amerikadakine benzer toplumsal sınıfları, ve onların birbirleri arasındaki kopukluğu cahil, fakir, fukara değil, en başta eğitimli insan bayraktarlığını yapıyor, ruhen yapıyor, sistem bu diyerek yapıyor, bana ne lan ben mi yaptım bunu diyerek bile isteye, bilinçli olarak, gerçek bir uzun tartışmada ama öyle, ama böyle sorumluluktan sıyrılamayacağı ve kendini ahlaki bir tartışmada bulacağı şekilde yapıyor. cahil desen değil, eğitimli, bilgili, falan ya da filan... o yüzden de kibirli, o yüzden bir "survivor" olarak adada kalmak için, adadaki çocuğu için kurbanlar isteyen tanrılara ötekini adak olarak sunacak şekilde çocuğunu yetiştiriyor. düşünmüyor ki bir başkasının çocuğu için de aynısı geçerli olduğunda, trajediden trajediye koşacak kaderin temelini bizzat kendisi atıyor.

    çürük, leş, ve sonunda daha güçlüsü karşısında boyun eğdiğinde aşağılanacak olan bir zihin yapısının tezahürü. "hayır öyle değil, özgüvenli çocuklar yetiştiriyoruz", hayır değil olmadığını sen de biliyorsun, içten içe, gizli gizli büyükleniyorsun ve hiç olmazsa semavi dinlerde bir günah işliyorsun, inancı geç, kapalı bir sistemde daha iyi konumda olmanın aşağılık gururunu tatmak istiyorsun. "çocuklarınız eşittir" düşüncesine içten içe inanmasan, durduk yerde gururlanacak boş sözleri yazmazsın ya. ortamlarda ülkenin durumundan hayıflanır durursunuz, hakikatte nesiniz? eğitimli bir esnaf, mühendis bir simitçi, ne bileyijm doktor bir taksici...
hesabın var mı? giriş yap