karen

• ingilizce bir kiz adi
• (bkz: cornflakes e schnapps koyan insan)
• dovesun ninni kıvamındaki şarkılarından.şiddetle huzur verdiği test edilip onaylanmıştır. hatta keşke karen ben olsaydım dedirten şarkı.
  
  i see you found your soulmate
  well what did he do before
  i see you found your precious
  he's the gift that's been brought to your door
  you say that i'll always be special
  tell me now, what does that mean?
  i feel i've been cast as a villain
  well tell me now, how could that be?
  
  karen, how can you be so mean?
  oh, karen, how can you be so mean?
• (bkz: deyvidbovi)
• burma'da yaşayan (bkz: mongoloid) halk.
• will and grace te bulunan mimikleri ve inanılmaz ses tonuyla her zaman beni $a$ırtan insan olamaz dediğim kadın.
• will and grace'deki alkol ve sedatif bagimlisi, zengin daha dogrusu para icin evlenip sonra asik olmus, ince sesli muhtesem insan.
  giyim zevki harika ve paha bicilmezdir. sovu tek basina goturur.
  
  karen: honey, what is this, what's going on, what are you doing?
• gercekten boyle birsey olamaz dedirten, her lafi ve mimigiyle yerlere yatiran grace'in asmis asistani. alkolle hicbir problemi yoktur!
  
  her zamanki kafede will, grace ve karen oturuyorlardir. grace ve karen ayni anda portakal sularina el atip icmeye baslarlar fakat bir sure sonra ikisinin de surati eksir
  karen: grace, how can you drink your orange juice straight in the morning?????
  
  bir baska zaman jack'in kahve satan sevgilisi yuzunden kafein bagimliligi baslamistir, karen ona yardim etmeyi teklif eder
  karen: honey, if it makes it easier, i'll do it with you. yeah, i'll kick coffee for a week, i mean i will have to drink my bailey's straight in the morning but hey it will still be the best part of waking up...
• aydin kisi^*
• will and grace adlı sit-comda, zevkten kendimden geçmeme neden olabilecek kadar güldüğüm, her lafına her jestine şampanya patlatasım gelen muhteşem karakter.