• arap dil alimi fîrûzâbâdî'nin yazmış olduğu el-kamus'ul muhit isimli sözlüğün mütercim asım efendi tarafından türkçeye çevrilmesinden sonra yaygınlık kazanan ismidir. tercümenin orijinal adı el-okyanus'ul basit fi tercemeti'l kamus'il muhit olup aynı zamanda kamus-u okyanus adıyla da şöhret bulmuştur. sözlüğün arapçadaki adı "okyanus, uçsuz bucaksız deniz" anlamlarına gelen iki kelimedir: kamus ve muhit. kamus kelimesi artık tamamen sözlük anlamında kullanılmakta olup, muhit kelimesi okyanus anlamına gelmektedir. tercümenin adı ise yine bu iki kelimeye "okyanus" kelimesi, arapçada "geniş" anlamına gelen "basit" kelimesi ile sıfatlandırılarak oluşturulmuş, kitabın adı her kelimesiyle kapsamlılığına işaret eder hale gelmiştir.

    bu iddialı isimi tamamen hakeden bir sözlüktür. fîrûzâbâdî'nin yazdığı asıl kitap, bugün hala arap diline dair temel eserlerden biridir. mütercim asım efendi ise bu otorite eseri, tercümeden ziyade şerh etmiş, aslını esas alarak yepyeni ve geniş bir eser ortaya koymuştur.

    el-kamus'ul muhit'e yazılan arapça şerhleri göz önünde bulunduran asım efendi, sözlüğün aslında geçen ve manası verilen kelimeleri almış, karşılığında türkçe anlamlarını yazmıştır. büyük ölçüde kendi inisiyatifini kullandığını şuradan anlayabiliriz:

    el-kamus'ul muhit'te müellif, birçok kelimenin kök anlamını vermiş, bu kökten türeyen kelimeleri yazmış ve arapça bilenlerin zaten bunları anlayacaklarını varsayarak anlam yazmamıştır. asım efendide ise herhangi bir kelimenin mana verilmeden atlandığını görmek imkansızdır. harika bir türkçe kullanarak, fasih arapçadan müthiş bir sözlük telif etmiş, bugüne kadar aşılamamış bir seviye belirlemiştir. kullandığı türkçeyi yazı diliyle sınırlı bırakmamış, halk söyleyişlerine de yer vermiştir.

    kamus tercemesi ilk olarak hicri 1230 yılında istanbul'da 3 cilt olarak basılmıştır. daha sonra yine istanbul'da ve mısır'da basılmıştır. günümüzde sahaflarda orijinal nüshalar bulunabilir. yeni baskı yapılmıyor. fakat bazı kurumların tıpkıbasım yoluyla çoğalttıklarını biliyorum ki benim elimdeki nüsha da bunlardandır. zamanında anadolu'nun bir şehrindeyken üç cildini 150 liraya getirtmiştim. sonraların asitane'ye vardıkta basan kişinin çok daha uygun fiyata sattığını gördüm.

    kamus tercemesi'ni kullanmak isteyenlerin önce nasıl kullanıldığını öğrenmeleri gerekir. zira alışılagelmiş sözlüklerden biraz farklıdır. bu farklılık arapça aslında da vardır. şöyle ki:

    aranacak sözcüklerin önce arapça sülasi yani üçlü kökleri bulunur. üç harften oluşan bu kökün son harfine göre sözlük sıralanmıştır. son harften sonra ilk harf sonra ikinci harfe göre bu kökün yeri bulunur ve ondan türemiş tüm kelimelere sırasıyla aynı yerde ulaşılır.

    ezcümle, kamus tercemesi, arapça öğrenen türkler için vazgeçilmez bir başvuru kaynağıdır. elinin altında bulunması zaruri, vakit olursa baştan sona okunması ise çok faydalıdır. "arapça biliyorum" diyenin gafil kalmaması gerekir. "tercüme yapıyorum" diyenin ilk mercii olmalıdır.
  • fakîr'de osmanlı dönemi muhteşem bir baskısı bulunmakta iken, türkiye yazma eserler kurumu başkanlığı tarafından -nihayet- çevrimyazısı yapılarak latin harflerine aktarılan, kullanılması çok zor bir lugat.

    zorluğu şuradan:

    1. arapça kelimenin kökünü bileceksiniz/bulacaksınız
    2. kökün son harfine göre (bir nevi kafiye usulü) sıralandığı için önce o son harfin bölümüne (bab) gideceksiniz.
    3. sonra da (bu kez) alfabetik olan fasıllar içinde madde başlarına bakacaksınız.

    bir örnek: kitab kelimesi için, kök "ktb"dir. dolayısıyla "b" harfine (bab'ına) gidecek ve onun içinde "kaf" faslına ulaşıp kelimeyi bulacaksınız... ki anlamını okuyasınız.

    1. ve 2. ciltleri (yaklaşık her biri 1000'er sahife) neşredilmiştir... mütebaki ciltleri beklenmektedir.

    edit: 3. ve 4. ciltleri kütüphaneme girmiştir.

    edit 2. 5. ve 6. ciltleri dahi.
  • kamus aslında arapçada deniz anlamına geliyormuş. muhammed mecdüddin yakup firuzabadi'nin (1328-1414) asıl adı kamusü'l-muhit olan yapıtını mütercim asım efendi (1755-1819) el-ukyanusü'l-basit fi tercemeti'l-kamusü'l-muhit* adıyla çevirmiş. buna basitçe kamus veya kamus tercemesi diyoruz. bundan sonra başka yazarların büyük sözlüklerine de kamus denir olmuş. [kaynak: ömer asım aksoy'un mütercim asım (1962) adlı inceleme kitabı]

    "er-rie: canlı kısmının nefes ve rih (yel) ve hava mevzuuna denir ki akciğerdir. fariside şüş, türkide öyken derler." mütercim asım efendi - kamus tercemesi (ömer asım aksoy'un mütercim asım(1962) adlı inceleme kitabından)

    "en-nu're*: ... ve bir nevi (çeşit) sineğe denir ki gökcül olup kuyruğunda nişteri (iğnesi) olmağla himar makulesi devabbı (eşek gibi hayvanları) sokup muztarip eder. ve gahce (bazan) himarın burnuna girip eza (eziyet) eylemekle himar başını alıp telaşından firar eder. bir nesne anı döndüremez. türkide büvelek ve eğrice* tabir olunur." mütercim asım efendi - kamus tercemesi (ömer asım aksoy'un müterci asım (1962) kitabından)

    "el-cemre: bir dane ateş koruna denir ki köz tabir olunur." mütercim asım efendi - kamus tercemesi (ömer asım aksoy'un mütercim asım kitabından)

    "el-ferd: (türkçeleştirilmiştir) çiftin yarısı demektir. türkçede tek denilir. mütercim der ki: istanbul'a geldikten birkaç gün sonra bir bilginler meclisinde bulundum. orada beyzavi'nin bir cümlesinde geçen "efrad" sözü üzerine tartışmalar oluyordu. işin içinden çıkılamadı. ben izin isteyerek söz karıştım. beyzavi'nin mutasavvıf olduğunu hatırlatarak bu sözcüğün tasavvuftaki anlamını belirttim. bu görüşü pekitmek için birtakım metinlerden tanıklar getirdim. o eserlere baktılar. güçlük kalmamıştı. teşekkür ettiler." mütercim asım efendi - kamus tercemesi (ömer asım aksoy'un mütercim asım kitabından)
hesabın var mı? giriş yap