• nabokovun ne kadar zeki bir adam oldugunu bir kez daha gozler onune seren, kli$e bir oykuden nasil boyle bir ba$yapit cikar dedirten roman.
    adamin korluguyle gecen bolum cok ama cok zekicedir.
  • vladimir nabokov'un daha ilk paragrafında tüm elini açık ederek, ne kadar usta bir yazar olduğunu gösterdiği kitabı. öyle ki, nabokov söz konusu ilk paragrafta kendisini okumanın tüm gerekçelerini de şöylece sunuyor: "öykünün hepsi bu kadar. biz de üstünde hiç durmayabilirdik, eğer anlatmaktan keyif alıp kar elde edebileceğimizi bilmeseydik." sonlarına doğru insanın içinden hem gülmek gelir, hem de ağlamak. sonu baştan bellidir; adı üstündedir ya zaten: karanlıkta kahkaha.
  • vladimir nabokov'un 1938 yılında yayınlanan kitabı. lolita'nın da ilk kez 55'te yayınlandığını göz önünde bulundurursak lolita'nın ayak sesleridir bu kitap. zira temel anlamda konusu aynıdır iki kitabın. bir tarafta albinus, öte tarafta humbert humbert ikisinin de trajedisi çok benzer, ama burada konu daha yüzeysel geçilirken lolita'da olgun yaşların birikimiyle coşmuş, coşturmuştur nabokov.
  • vladimir nabokovun berlin yıllarında yazmış olduğu roman.

    "bir zamanlar, almanya'nın berlin kentinde albinus adinda bir adam yasardı. zengindi, saygındı, mutluydu: günün birinde gencecik bir metres ugruna karısını terk etti: sevdi sevilmedi ve yasamı felaketle son buldu." diye başlayarak bütün hikayeyi açık etmiş gibi görünse de devamında söylediği, ayrıntıların her zaman bilinmeye değer olduğuna dair sözleriyle ve romanın kendisiyle ustalığını ilan etmektedir.

    kitap, nabokov dilinin en rafine ürünü olması dolayısıyla bir şaheser olarak nitelendirilmektedir.

    ayrıca (bkz: laughter in the dark)
  • kitap hakkında yazılmış en güzel yazılardan birisi için;
    http://goo.gl/ijmee
  • bu roman için seçilmiş daha iyi bir isim olamazdı, diyerek bruce willis ölüymüş kısmına geçiyorum.

    --- spoiler ---

    *gözleri gören bir adamın körlüğünden, kör bir adamın gözlerinin açılışına değin zihni aydınlık tutan bir kara-kahkaha.

    isim tahlili ya da tahmini (aslında, bol keseden atıp tutma);

    albert albinus: "albert" isminin soylu, ünlü gibi anlamları varken, "albinus"un ise beyaz, berrak, adaletli gibi çeşitli anlamları varmış. karakterimiz, ismi ile yarı yarıya bir benzerlik gösterse de soy ismi ile bir ironi oluşturuluyor gibi.

    margot peters: "margot" inci anlamına gelirken, "peters"in manası taş imiş. eh, albinus'un gözünde margot'un değeri ismi ile müsemma zaten. soyadında ise iyice zıvanadan çıkıp, "taş kalpli", "taş gibi hatun", "taşralı kız" (ki bu sallamanın içinde sallama oldu) gibi varsayımlarla coşmak istiyorum aziz türkçe'nin gücü ile.

    axel rex: "axel": hayatın kaynağı, "rex" ise; kral. margot'un "hay ağzını öpeyim!" dediğini duyar gibiyim.

    son olarak da şunu ekleyeyim tanım kısmına; "lolita'nın ön izlemesi nasıl olurmuş?"un yanıtı.

    --- spoiler ---
  • klişe kabul edilecek konuya sahip, zorlama tesadüflerin olduğu bir roman. fakat bu negatif özelliklerin aksine o nasıl güçlü bir anlatım. karakterler, ortam, yaşananlar önümde oldu da seyrettim gibi. nabokov'un okuduğum ilk kitabı ve diğerlerini de edineceğim. ruslar yazmayı biliyor.

    okurken kafamdan filmini de çektim;
    margot kesinlikle natalie portman

    --- spoiler ---

    aşk ve tutku söz konusu ise gözün görüp görmemesi bir fark yaratmıyor. aşkın gözü kördür diye boşuna dememişler.

    --- spoiler ---
  • "karanlıkta kahka'da olabildiğince dürüst biçimde kendi dünya görüşüme olabildiğince yakın bir dünya yansıtmaya çalıştım. bu zalim bir dünya ise, o günlerde dünyayı zalim bir yer olarak gördüğüm içindir."

    insanlar kötücül ve aptal, hayat da gereksiz bir şaka kadar saçma bu romanda **. lolita'nın ilk eskizleri var içinde. bir de tiksinmek için bolca sebep.
    son olarak da okur şaşkınlık ya da tiksinti içinde debelenirken, büyük bir yazarın karanlıkta attığı şen kahkahalar.

    yatağımın başucunda, benim romanınızla cebelleşmemde eğlenecek çok şey bulduğunuzdan eminim bayım.
  • iletişim yayınları'nca ve pınar kür'ün çevirmenliğinde yayımlanan karanlıkta kahkaha için konuşursam, inanılmaz imla ve yazım yanlışı barındıran kitap. koskoca iletişim yayınları'nın nasıl olur da böylesi bir kitabı basarken kör gözüne parmak misali bunca yanlışı yapmış olduğunu anlamak, hala çok zor. böylesi yanlışlar okuru da kitaptan düşürüyor ve ister istemez hikayeden uzaklaştırıyor bir yerde.

    nabokov gibi bir yazarı basıyorsun, biraz kendin de o ciddiyete bürünmelisin. iletişim'den okuyacaklar bu görüşümü dikkate alsın derim naçizane. neredeyse her sayfada yazım yanlışı bulmaktan kendimi redaktör gibi hissettim yemin ederim.
  • sırf okuma zevki için okunacak roman.
    usta hocasından kurgu nasıl su gibi akar, karakterler nasıl çizilir, neler olduğu, neler olacağı, daha en baştan bu kadar açık gösterilirken sayfalar okura nasıl iştahla yalatılıp yutturulur dersi...
    öyle ya tüm klişeler gerçektir, hepsi sektirmeden yaşanır. bu yüzden klişedirler. kaçabilir ama saklanamazsınız, nabokov gibi adamlar size izin vermez...
hesabın var mı? giriş yap