kahya
-
hani keyiflerin olur ya kâhya'sı
çiftliklerin, köşklerin, yalıların ve dahi sarayların da olur...
idari bi görevi olan amca veya teyze:)
zaten keyif kahyası da keyfi idare etmiyor mu? -
bir arkadaşımızın istanbul'a gelmiş amerikalı bir arkadaşına türk misafirperverliğini gösteriyoruz. cuma akşam elemanı almış ortaköy'e gitmiştik. tam portakal yokuşu'nun oraya geldik park edeceğiz, kahya gelmesini bekliyoruz. eleman atladı
-what are we waiting for?
ulan ne diycez adama. kahya dersen anlar mı ki? kahyanın ingilizcesi neydi falan diye düşünürken türk insanının sınırsız yaratıcılığı bir kez daha beni hayrete düşürdü. arkadaki bir başka arkadaş elemana döndü ve şu konuşma geçti:
-do you know the tv series dallas?
-yes i do.
-you know there is ray....
bu lafı söylediği anda öyle bir kopmuşum ki konuşmanın daha sonraki seyri hakkında bilgim yok. arabayı bırakıp direkt indim. dehşet içinde portakal yokuşundan aşağı koşmaya başladım. -
(bkz: kahyanın karısı)
-
anadolu'da oyunu düzenleyenlere verilen adlardan biri. (bkz: kadı) (bkz: kızılayak) (bkz: köse) (bkz: tongur)
(bkz: türk tiyatrosu) -
(bkz: sahin k)
-
(bkz: kethüda)
-
-
(bkz: kahya yahya)
-
kıhyanın** anlamı kahyaya oldukça uzak, ama bu verisizlikte, bilgi kıtlığında gene de akla ilk gelen bağlantı.
[hayye mi demişti? "kardeşim" mi demişti yani? kahyanın gözünde iki damla yaş belirdi ve hafifçe, kendisine sorulana cevap vermek üzere doğruldu.] amin maalouf - le rocher de tanios
["ne mutlu ne yaptığını bilene! ne yaptığını bilmeyeninse vay haline; o, yasayı çiğneyendir!" (luka 6:4). sonuçta dürüst olmayan kahyanın meseli (luka 16), tam da olması gereken yerde, apokrifa'da yerini almamıştır.] carl gustav jung - aspects of the masculine
"off yani! bütün bunların üstesinden gelmek zorunda mıyım? menajer miyim, muhasebeci mi, kostümcü mü, evin kahyası mı?" tomris uyar - aramızdaki şey
(bkz: kizir) -
(bkz: koordinator)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap