• efendim josef bey'in fotograflari insani oyle rahatsiz eder, oyle bir yerlerine igneler batirir etki birakir ki ben artik birsey diyemiyorum bu konuda.. tsekouras bey'in de gecenin bir vakti gonderdigi "one arm" isimli fotosunda tek koluyla denizden cikan bir adam yuregimi hoplatmis, kabuslar gordurmustur vakti zamaninda..
  • arif aşçı'ya göre yaşayan mestektaşlarının en iyisi. *
  • son olarak da pera müzesinde açılan henri cartier-bressonun fotoğraflarından oluşan fotoğrafçı sergisinin açılışına gelerek hayranlarını mest etmiş efsane fotoğrafçı. bir hafta boyunca istanbul'da kalacağı ve bol bol fotoğraf çekeceği, üstelik bir de gelecek zamanlarda yine pera müzesinde bir sergi açma ihtimali olması haberleriyle bizleri kendimizden geçirdi.
  • çek fotoğraf üstadı. çingeneler ve prag baharı işleri ilk akla gelenler. özellikle çingeneler'deki portreler inanılmaz güzeldir. zaten bu işin tamamı fotoğrafçının kendini yok etmesi, insanların doğal vaziyetlerini yakalaması mevzusunda ders gibidir adeta. magnum fotoğrafçılarının çoğu gibi (varmış zaten böyle bir ekol) koudelka'nın da bir karesi içinde birden çok fotoğraf vardır. arabanın ön camından tek kolu ve bacağı olmayan çocuğu çektiği kare benim favorilerimdendir.
  • fotograflarini ilk gordugumde kalbim daha hizli atmaya basladi ve dusundugum sey suydu: bunlar gercek olamaz, bu insanlar yasamis olamaz, bu mekanlar hic olmadi. oysa ki olagan disi hic birsey yoktu fotograflarda, sadece koudelka oradaydi. ve her gordugumde hala kalbim cok hizli atiyor.
  • bir köpek gördüm onun fotoğraflarında ve bir köpek gibiymişim oldu... bir köpek olmanın ne demek olduğunu bir an olsun hissettiren adamdır....
  • fotoğraflarındaki insanlar hiç fotoğrafları çekiliyormuş gibi durmazlar...
    farkının çoğu belki burada yatar...
  • pera'daki sergiden sonra dünyada sadece bir kere daha yapılacak serginin çingene ruhlu fotoğrafçısıdır. sergiyi yapma nedeni olarak "fotoğraflarım neden farklı onu görmek istedim" demiştir. kendini asla bir gazeteci ve fotoğrafçı olarak görmediğini de eklemiştir. 68 yılı prag'ını fotoğraflarken diğerlerinden farkı yakılan yıkılan bir karenin içinde olmasıdır. yıllarca oradan oraya giden ve dergilerde iş almayan bir adamın çingeneleri en temel konusu seçmesi sarışın birinin kırmızı giymesi kadar uyumlu olmuş ruhuna. tevazuya bakınız. türkiye'deki çingene fotoğraflarını iyi olmadıklarını düşündüğü için yayınlamamış. istanbul'da yaşamayı sadece şehirle hesaplaşmak için değil bu sergiye'de gidebilmek için istiyorum tabi. erik turşusu yiyebilmek için denize karşı bir de. çingenelerle ilgili bir proje peşinde ruh gezdiren biri olarak şu adamı görmek için prag'a yine gidilir. oradaki kırmızı şapka alınır. kafka kitabevinden aynalı kartonlardan hayatın kandırmacalarına bir kere de şimdi bakılır. yalan dostum. çekilen her kare durur gibi yapar ama alır başını gider. 68 de prag da başka başka yerlere gitmedi mi?
  • fotograflarini satmadigini, magnum dan gelen gelirin kendisine yettigini, dunyevi seylere ihtiyacı olmadigi icin çok paraya da ihtiyaci olmadigini, insanların fotograflarina istedikleri ya da onerdikleri yuksek ucretlerin de kendisine komik geldigini, fotograflarinin hepsini prag daki bir muzeye ucretsiz vermeye hazir oldugunu soyleyen fotograf efsanesi.
    http://www.radikal.com.tr/…=245437&tarih=25/01/2008
  • fotografın tanrılarından biri!
    (bkz: bunu alan bunları da aldı)
    (bkz: sebastio salgado)
    (bkz: h. c. bresson)
    (bkz: robert capa)
hesabın var mı? giriş yap