*

  • benim şu güne kadar haberdar olduğum en nevi şahsına munhasır, en eksantrik (ve idiosyncratic) bilimadamıdır sayın john w. trinkaus. hakettiği şan ve şöhrete kesinlikle kavuşmamış olan bu saygıdeğer araştırmacının resmi mesleği city university of new york'a bağlı baruch college'ın "zicklin school of business" isimli ilim irfan yuvasında (ne biçim isimse bu?) işletme ve pazarlama profesörlüğüdür. fakat asıl misyonu, sokakta, otobüste, havaalanında, restorant ve barlarda, ve özellikle de alışveriş merkezlerinde kendi halinde hayatını idame ettiren insanları gözlemlemek ve günlük hayatta sürekli karşılaştığımız ufak tefek saçmalıklar, tuhaf gelenekler ve garip alışkanlıklar (yani seinfeld'e konu olacak türden detaylar) hakkında veri toplayarak bu konularda kapsamlı akademik çalışmalar yayınlamaktır. john w. trinkaus'u bu yılki ignobel ödülüne layık görenlerin dediği gibi lewis carroll "the walrus and the carpenter" şiirini yazarken john w. trinkaus gibi bir adamı düşünmüş olmalı:

    "the time has come," the walrus said,
    "to talk of many things:
    of shoes -- and ships -- and sealing-wax --
    of cabbages -- and kings --
    and why the sea is boiling hot --
    and whether pigs have wings."

    ihmal edilmiş konuları araştırmak, sıradan fenomenleri akademik bir disiplinle incelemek konusunda tek geçeceğim profesör trinkaus'un ilgi alanının eklektikliği hakkında fikir sahibi olmanız açısından yayınlanmış çalışmalarında (ki sayıları yüzü aşıyor) eğildiği konulardan birkaç örnek vermek isterim: gençlerin yüzde kaçının beyzbol şapkalarını ters taktıkları, beyaz spor ayakkabı giyen yayaların başka bir renk spor ayakkabı giyen yayalara oranı, havuzun sığ tarafında yüzen yetişkinlerin derin tarafta yüzen yetişkinlere oranı, "dur" işaretine geldiklerinde çok yavaşlayan, neredeyse duran - ama tamamen durmayan - sürücülerin yüzdesi, süpermarketlerde "en fazla 12 ürün" uyarısına aldırış etmeden 12'den fazla ürünle ekspres kasa sırasına girenlerin toplam tüketicilere oranı, brüksel lahanası sevmeyen öğrencilerin yüzdesi, vb. bu çalışmaların çoğuna "wearing baseball-type caps: an informal look", "stop sign compliance: an informal look" gibi mütevazi isimler veren trinkaus, bu gayriresmi bakışlarının ardından gerekirse birkaç yıl sonra konuya geri dönüyor, ve de "...another look", "... a further look" gibi başlıklarla aynı mühim meseleyi daha derinlemesine inceliyor. misal, trinkaus "trafikte dur işaretlerine riayet" konusuna 1982'de "an informal look" adı altında eğilmekle yetinmemiş, 1983'te “... another look”, 1988'te “... a further look”, 1993'te “...a follow-up look" ve son olarak da 1997'de “...a final look” (umarım gerçekten son olur bu) çalışmalarını yayınlayarak benim ne kadar araştırsam da iki cümleden fazla edemeyeceğim bu konuda toplam beş akademik çalışmaya imza atmış. utanarak itiraf ediyorum, azmine hayran olduğum adamdır trinkaus.
  • sevgili trinkaus renkli akademik çalışmalarından ilkini 1978 yılında yayınlamış, seçtiği konu ise potansiyel juri üyelerinin motivasyonlarıymış, ve de incelemelerden elde ettiği veriler ışığında, potansiyel jüri üyelerinin "jüri görevini ifa etmek isteyenler" ve "jüri görevini ifa etmek istemeyenler" olarak ikiye ayrıldığı sonucuna varmış (inanın ben de sizin kadar şaşırdım). hemen ertesi sene ise, çalışanların işe geliş ve işten ayrılış saatleri üzerine yaptığı araştırma sonucunda, üst düzey yöneticilerin işyerine erken gelip geç ayrıldıkları, orta ve alt seviye çalışanların, yani emekçilerin ise mesai başlamadan kısa bir süre önce işyerine geldiklerini, ve mesai bitiminde oyalanmadan işyerini terkettiklerini keşfetmiş. gündelik hayata dair banal gözlemler yapmanın ve şaşırtmayan sonuçlar elde etmenin* tadını bir kere alınca kendine hakim olamayan trinkaus, ilerleyen yıllarda bit pazarında alışveriş eden tüketicilerin satın aldıkları eşyaların gerçek değerleri hakkında bilgisiz olduklarını, asansördeki insanların "aşağı mı (veya yukarı mı) gidiyor?" sorusuna genelde bir veya iki kelimelik cevaplar verdiklerini ("evet", "hayır", "fenerbahçe") ve sohbeti fala uzatmadıklarını, ve aklınıza gelmeyecek daha nice bariz trendleri, gizli kaldığına inandığı gün gibi aşikar gerçekleri su yüzüne çıkarmış (haksızlık da etmeyeyim, nadir de olsa arada şaşırtıcı, beklenmedik sonuçlar ve bulgular da çıkıyor). yalnız, beni en çok güldüren, zevzek eğlence anlayışıma en çok hitap eden, biyoritm konusunda 1982 yılında yaptığı ilk araştırmasına şaşırıp "biorhythms: another look" başlığını atmış olması oldu ("biorhythms: an informal look" nerede sevgili trinkaus?)

    trinkaus'un merakını cezbeden konular müthiş bir çeşitlilik gösterseler de, bazı konuların kendisine daha çekici geldiği, hatta bu konulara obsesyona yaklaşan bir ilgi duyduğu ve üstlerinde tematik çalıştığı da yadsınamaz. mesela yukarıda da bahsettiğim "dur işaretlerine riayet" meselesi, trinkaus yaşlandıkça* araştırmalarında beliren zaman/bekletilme süreleri/rötarlar teması, ve bir de minivan süren kadınlar konularındaki takıntısı. bu çalışmaların her birine değinmem, hepsini özetlemem maalesef imkansız - siz de istemezdiniz zaten - fakat yine de çalışmalarının başlıklarından ve bulgularından bir kuple sunayım, siz de john w. trinkaus'un tuhaf araştırmalarının, kendine has dünyasının, "trinkaus'un harikalar diyarı"'nın keyfine varın:

    “jury service: an informal look,”
    “workers’ arrivals and departures: an informal look,”
    “buyers’ price perception at a flea market: an informal look,”
    “honesty at a motor vehicle bureau: an informal look,”
    “stop sign compliance: an informal look,” (new york'un ismi meçhul bir suburb'ünde yapılan araştırma, sürücülerin dur işaretine uyum oranlarının zaman içerisinde düşüş gösterdiğini ortaya koymuş.)
    “biorhythms: another look,” (881 kaza raporunun inceleyen trinkaus, biyoritmik devrelerin kaza oranlarına etkisi olmadığını göstermiş ve böylece de biyoritm teorilerinin inanılırlığına gölge düşürmüş.)
    “arcade video games: an informal look,” (new york city'deki bir tren istasyonunun oyun odasındaki 5 pac-man ve 6 ms. pac-man makinesindeki gözlemlerde, tüm makinelerin sürekli kullanımda olduğunu, erkek/kadın oranının 8'e 3 olduğunu, ve de sabah (7-9 buçuk arası) ve öğlen (11 buçuk ile 2 arası) saatlerinde ortalama iki oyun, akşam (4-6:30) ise ortalama üç oyun oynandığı ortaya çıkmış.)
    “stop-light compliance -- an informal look,”
    “stop sign compliance -- another look,”
    “compliance with parking for handicapped: an informal look,” (bir alışveriş merkezinin otoparkında yapılan gözlemler, polis olmadığı zamanlarda insanların ancak başka park yerleri mevcut oldupğunda engellilere ayrılan park yerlerine park etmediklerini göstermiş.)
    “returnable beverage containers: an informal look,” (bir pizzacıda gerçekleşen araştırma, insanların 5 sentlik depozito için boş şişeleri geri getirmediklerini kanıtlamış.)
    “shopping mall parking violations: an informal look,” (sonuç: pahalı araba sahipleri ve ucuz araba sahipleri arasında engelli sürücülerin arabalarına ayrılmış yerlere park etmek açısından bir fark yok.)
    “stop-light compliance: another look,” (ilk araştırmadan beri dur işaretine uymayarak trafik kuralı ihlalinde bulunan sürücü sayısında %15'lik bir artış görüldü. sebepleri tartışıldı.)
    “waiting times in physicians’ offices: an informal look,”
    “yielding the right of way: an informal look,”
    “husbands with working wives: an informal look,” (televizyondaki bilgi yarışma programlarına - mesela kim 500 milyar ister gibi - çıkan evli çiftlerden %68'inin her iki eşin de çalıştığı çiftler olduğu tespit edilmiş.)
    “name recognition -- an informal look,”
    “motorists’ use of sirens: an informal look,”
    “opening an attaché case: an informal look,” (ahahah)
    “name recognition: another look,” (sonuçlar aynı konudaki önceki araştırmasıyla benzerlk göstermiş. bahsedilen sonuçların içeriğini bilemiyorum)
    “misgivings about aids transmission: an informal look,” (üniversite öğrencilerinin hastaneden yeni çıkmış bir aids hastası tarafından pişirilmiş kurabiyeleri yemeye doktorlara nazaran daha yatkın oldukları gözlemlenmiş.)
    “queasiness: an informal look,”
    “defining the supermarket ‘item’: an informal look,”
    “exiting a building: an informal look,” (bu da muhteşem gerçekten. deneklerin açık bir kapıdan dışarı çıkmayı kapalı bi kapıyı açarak dışarı çıkmaya tercih ettikleri gözlemlenmiş.)
    “exiting: another look,” (of of of)
    “usage of cellular telephones: an informal look,”
    “the lodging discount coupon: an informal look,”
    “the attaché case combination lock: an informal look,”
    “color preference in sport shoes: an informal look,” (5 işgünü boyunca bir tren istasyonunda gözlemlenen 1,937 kadından 659'unun (%34) ve 2,794 erkekten 193'ünün (%7) spor ayakkabı giydikleri; bunlar arasında da 659 kadının (%100) ve 152 erkeğin (%79) beyaz spor ayakkabı giydikleri kaydedilmiş. bunun beyaz spor ayakkabıların daha çok tercih edildiğini mi, yoksa tüketiciye sunulan seçeneklerin kısıtlı olduğunu mu gösterdiği anlaşılamamış. kadınların daha çok spor ayakkabı giymesi, kadın iş ayakkabılarının yürümek için erkek iş ayakkabıları kadar rahat olmadığına işaret ettiği sonucu çıkarılmış.)
    “the fruit and vegetable component of students’ diets: an informal look,”
    “taste preference for brussels sprouts: an informal look,” (işte 1991'de trinkaus'u 15 dakikalık şöhretine kavuşturan çalışma. 442 işletme öğrencisi ile yapılan anketler, öğrencilerin %50'sinin brüksel lahanasını sevmediğini, %40'ının bu sebzeye kayıtsız olduğunu - varlığıyla yokluğunun farketmediğini -, %10'unun ise brüksel lahanasını sevdiğini göstermiş.)
    “contrasting departure service of commuter railroad trains: an informal look,” (1 yıl boyunca yapılan gözlemler sonunda trinkaus'un vardığı sonuç: değişik güzergahlardaki trenlere arasında müşteri hizmeti bakımından kalite farkı mevcut.)
    “stop sign compliance: a follow-up look,” (324 gözlem sonucunda, son araştırmadan beri dur işaretine riayet konusunda ihlallerdeki artışın devam ettiği ortaya çıktı.)
    “compliance with the item limit of the food supermarket express checkout lane: an informal look,” j (sanırım trinkaus çalışmaları arasındaki favorim: 15'er dakikalık 75 gözlem, müşterilerin sadece %15'inin ekspres kasadaki ürün sayısı limitine uyduklarını ortaya koydu.)
    “swimming laps: an informal look,” (kamuya açık havuzlardaki gözlemler, yüzücülerin çoğunluğunun havuzun sığ tarafını terch ettiklerini gösterdi.)
    “wearing baseball-type caps: an informal look,” (büyük bir şehrin merkezinde ve biri şehre yakın diğeri uzak 2 üniversite kampüsünde yapılan incelemeler, şehir merkezindeki ve de şehre yakın kampüsteki sübjelerin %40'ının, fakat şehre uzak kampüsteki sübjelerin sadece %10'unun beyzbol şapkalarını ters taktıklarını ortaya koydu. bu farkın sebebi anlaşılamadı.)
    “television station weather-persons’ winter storm predictions: an informal look,” (ilahi trinkaus)
    “cable television home-shopping stations and disabled persons: an informal look,”
    “drop-in chapel attendance: an informal look,”
    “some perceptions of shoppers about uncooked ground beef: an informal look,”
    “wearing baseball-type caps: another look,” (bu sefer şehir merkezine yakın üniversitedeki beyzbol şapkasını ters giyme oranında düşüş, şehir erkezine uzak üniversitedeki beyzbol şapkasını ters giyme oranında ise artış kaydedilmiş, ilk araştırmanın sonuçlarının güvenilirliği zedelenmiş.)
    “the demise of ‘yes’: an informal look,” (televizyonda sorulan “evet/hayır” sorularına verilen cevapların incelenmesi sonucunda, ingilizce’de “yes”’in yerine “absolutely, exactly gibi sözcüklerin kullanımında artış olduğu saptanmış.)
    “stop sign compliance: a final look,”
    “conversational usage of ‘integrity’: an informal look,” (67 saat televizyon seyreden, ve bu sure zarfında “integrity” sözcüğünün kullanımına sadece 7 kere şahit olan trinkaus, bu kullanışlı sözcüğün popülerliğini yitirdiğine kanaat getirmiş.)
    “an informal look at left-turning traffic,”
    “gloves as vanishing personal ‘stuff’: an informal look,” (eldiven kullanımında gözlenen düşüşün “kişisel eşyaların hazin akıbeti” bağlamında incelenmesi. “eldivenlere ne oldu?” sorusuna cevap arayışı)
    “stop sign dissenters: an informal look,” (minivan süren kadınların “dur” işaretlerine % 1 oranında uydukları, ve bu konuda en başarısız sürücüler oldukları kanıtlanmış.)
    “left turning traffic procrastinators: another look,” (birer saatlik 56 seans sonunda elde edilen veriler, ışık yeşil olduğunda en öndeki arabanın sola dönme süresinin arkasında bekleyen araba sayısıyla doğru orantılı olarak arttığını gösterdi. bu konuda da en başarısız olanlar minivan süren kadınlar)
    “blocking the box: an informal look,” (32 saatlik gözlemler sonucunda dört yol ağızlarında keişme noktalarını tıkamamak, geçişlere izin vermek konusunda da en çok trafik ihlalini minivan kullanan kadınların gerçekleştirdiği ortaya çıktı. (ben trinkaus’un eski karısının minivan sürdüğünden şüpheleniyorum. garezi var belli ki.)
    “compliance with the item limit of the food supermarket express checkout lane: another look,”

    * * *

    sayın trinkaus’un bundan sonra hangi konulara el atacağı, aklımızdan geçmeyen hangi gündelik hayat sorununun gizemini çözeceğini bilemiyorum, fakat kendisi periyodik olarak google’da aratacağımı, çalışmalarını severek takip edeceğimi çok iyi biliyorum.
  • annals of improbable research'de ilim hayati ve arastirmalari hakkinda detayli malumat verilmis olan degerli alim, bilim adami, ustun insan.

    (bkz: http://www.improb.com/…/volume9/v9i3/trinkaus0.html)
  • hsbc trinkaus ile baglantisi merak edilen.
hesabın var mı? giriş yap