• bir hukuk düzeninde asla kabul edilmeyecek bir şeyin , hukuk dışında hukuk yaratılarak normal kılınması olarak tanımlayanlar vardır . hitler döneminden önce, weimar anayasasında hatta ondan önce bismarck anayasasında devletin güvenlik vb. durumlarda belli kişisel hakları kaldırabileceği ya da durdurabileceği maddesi anayasada yer almıştır. bu durum istisna halinin temelini oluşturur. sonrasında hitler bunu toplum içerisinde toplumla bütünleşemeyeceğini düşündüğü bir etnik grubu yok etmek için kullanmıştır. istisna halinin kötüye kullanımının bir örneğidir.
    istisna hali için en büyük tartışma onun hukukun içinde mi , yoksa siyasal alanın içinde mi , olduğudur.
    (bkz: carl schimitt) nazi hukukçusu olarak ünlenmiş biridir. ona göre hukukun dışında yaratılan bir şeydir istisna hali. bunun nedeni dost-düşman ayrımından doğan sürekli tehdit hali , istisna halinin uygulanmasının sacayağını oluşturur. egemen kişiyi istisna hali üzerinden tanımlamış , istisna haline karar veren kişi egemendir demiştir.
    rossiter , istisna halini benimseyen onu savunan düşünürlerdendir. onun istisna halinden anladığı anayasal diktatörlüktür. kriz zamanlarında , savaş dönemlerinde istisna hali normal durumun tekrar tesisi için daha hızlı adımlar atar. rossiter bunun kalıcı hale gelebileceğinin farkındadır ama bunları yadsır.
    günümüzde ise bir çok anayasada bu belli maddelerle nasıl uygulanabileceği , hangi şartlarda uygulanması gerektiği hakkında maddelere yer vermişlerdir. örneğin ; ingiltere , fransa bunların örnekleridir.
    (bkz: walter benjamin) ''geçici kriz yaklaşımları olarak betimlenen araçların . bazı ülkelerde barış zamanında da kalıcı kurumlar haline gelmiştir ve bütün ülkelerde bu hale gelebilir. '' demiştir. o istisna halinin kalıcı bir norm haline gelişini vurgulamıştır.
    bu yüzden birçok devlet 2. dünya savaşından ders çıkarmış gözüküyor ki , bu noktada birçok avrupa ülkesi anayasalarında sınırlandırma getirmiştir.
    anayasal metne istisna hali durumunun sokulmasına karşı çıkanlar iki sebepler karşı çıkar. carl shmitt gibi onun hukuk içerisinde düzenlenemeyecek bir hali olmasından dolayı karşı çıkanlar. diğeri ise istisna halinin , direniş hukukuyla benzerlik gösterir ; anayasada yer almasa da kötü bir yönetime karşı halkın direniş hakkı vardır. italyada direniş hakkı anayasaya konmak istendiğinde ve bu reddedildi . nedeni pozitif hukukta yer almayan bir şeyin anayasaya konmasının olanaksızlığı . tasarı onaylanmadı . bu yüzden bir kısım düşünür istisna halinin , doğası gereği pozitif hukukun içinde yer almadığını ve anayasada düzenlenemeyeceğini savunur.
    her ne kadar biraz daha diktatörlük ve ona yakın bir terim gibi dursa da, günümüzde istisna hali devletlerin güvenlik paradigması çerçevesinde gerekli olduğu yerde kullanılmaktadır. çok demokratik denilebilecek ülkelerde dahi uygulamalarını görmekteyiz. en yakın örneği abd'de 11 eylül saldırılarında yaşanmıştır. terörist faaliyetlere karıştığından kuşkulanan kişilerin, süresiz alıkoyulması ve askeri komisyonlarca yargılanmasına yetki verilmiştir.
  • kavram, yaklaşımın önde gelen ismi agamben'in son coronavirüs salgını nedeniyle devletlerin aldığı yöntemleri eleştirmesi ile yeniden hatırlandı ve bir dizi tartışmayı doğurdu,

    agamben'in yazısı:https://terrabayt.com/…umun-yarattigi-istisna-hali/

    fransız filozof (bkz: jean luc nancy)'nin onu eleştiren yazısı:https://terrabayt.com/dusunce/viral-istisna/

    bir diğer italyan felsefeci (bkz: roberto esposito)'nun bu iki yazıya cevabı:https://terrabayt.com/…mamen-tedavi-edilinceye-dek/

    ve zizek yorumu: https://terrabayt.com/…ezalandirmak-mi-evet-lutfen/

    edit: zizek'in virüsün kapitalizmi yenebileceği ve gizli bir komünizmi hortlatabileceğine (bkz: byung-chul han)'dan bir itiraz gelmiş, han çin'in "yeni dijital polis devleti" modeli ile virüsü nasıl yendiği örneği üzerinden agamben'in endişesine katılarak istisna halinin normalize olabileceğini söylüyor. https://terrabayt.com/author/chul/

    not:bu verimli ve ilgi çekici tartışmayı bize kazandıran yeni sosyalbilim mecrası (bkz: terrabayt)'a teşekkürler
  • istisna hali kavramı (agamben’e göre), siyasal belirsizlik veya nedeni her ne olursa olsun bir kriz durumunda, siyasal düzenin devamının sağlanması adına hukukun kendini askıya almasıdır.

    burada agamben için önemli olan, istisna halini tanımlayan ve uygulayan gücün meşruiyetini nereden aldığı meselesidir.

    derin ve sancılı pratikler doğurmuş, felsefi (ahlaki-etik) yoğun tartışmalar götüren bir konu… ayrıca kitapta türkiye'den örnekler olmaması ilginç. bence doğu toplum ve devletleri hamurabi hatta muaviye'den beridir sürekli bir istisna halini yaşamaktadır. özetle türkiye teori dışı diyebiliriz.

    üzerinde tepinilecek ve tepinilmiş soru şu: hangi durumda ve hangi meşruiyette hukuk (tabiki ahlaki olan pozitif hukuk) askıya alınabilir?
    konu aslında parakdoxal gibi gibi gözükse de buradan çıkartılmalıdır…

    ”mussolini, hükümet başkanıydı ve bu göreve yasal olarak kral tarafından getirilmişti, keza hitler reich şansölyesiydi ve reich’ın meşru cumhurbaşkanı tarafından bu göreve atanmıştı… bu tür rejimleri hukuki açıdan betimlemek için “diktatörlük” terimi kesinlikle uygun değildir”

    buradan hareketle demokrasi sadece sayısal çerçeveye oturtulmayacaksa… hukukun kendisi amaç olmayacaksa… yasanın bizatihi varlığı hukuku doğurmuyorsa… bu kavramın yani “istisna halinin” iyi niyetleştirilmiş olması gerekir…. bunun yolu da toplumun konuyu eleştirel bir açıdan ele alıp ilkesel düzeye indirgemesi gerekir… sonuçta sanırım düğüm noktası toplumun kendisinde… yasal yollarla iktidarı ele geçirmiş kurum ve kişiler diktatör olamaz… toplum istisna haline izin verirse bu kişi ve kurumlar diktatör olabilirler.
    agamben son pandemi sürecinde toplumların top yekûn, hükümetler tarafından yaratılmış istisna hallerine direnmeleri gerektiğini de dile getirmiştir.

    ek not: tartışılan konuyla ilgili güzel bi belgesel… https://www.youtube.com/watch?v=zkhbuwqzocy h tek bölüm toplum hukuksuz istisnaya nasıl göz yummuş…
  • istisna hâli kavramının yasama-yürütme bağlamındaki hukuki incelemesi önem arz eden bir konu. ancak ohal khk'sı örneğinde olduğu gibi, sönümlenmiş yetki devrinin/alışverişinin yargıya sirayeti hukuki açıdan sınırları çizilmeyen ve tanımı yapılmayan durumda.
    evet, yargı bağımsız değil diyebiliriz; somut örnekler, söylemler sunabiliriz. ama gelgelelim bu durumun hukuki tartışmasını yine işleyen hukuk/mevzuat kapsamında yürütmek sorunu çözümsüz, çözümü dayanaksız kılacaktır.
    bu durum siyasal iktidar problemidir; hatta siyasal iktidarın kendi tasavvurunu aşmadan, alt-üst yapı ilişkileri üzerinde durmadan yargının bağımsızlığı meselesi ele alınamaz.
  • yaşayan en önemli siyaset felsefecilerinden birisi olan (bkz: giorgio agamben)'in kavramsallaştırdığı bir ifadedir. (ing. state of exception)

    ve kitap vurucu olan şu cümleyle başlar:

    "quare siletis juristae in munere vestro?"

    "hukukçular, sizleri ilgilendiren meseleler hakkında niçin suskunsunuz?"
hesabın var mı? giriş yap