• 1919 ile 1922 yillari arasinda osmanli devleti'ni yoneten hukumete verilen isimdir. zira, bu yillar arasinda anadolu'da mustafa kemal ataturk onderliginde baslatilan ozgurluk mucadelesi 23 nisan 1920'de ilk meyvesini vermis ve meclis kurulmus, istanbul hukumeti'ne bir de ankara hukumeti eklenmistir. 1 kasim 1922'de saltanat kaldirilmis ve 3 gun sonra 4 kasim 1922'de bu hukumetin gorevi fiilen ve resmen sona ermistir. itilaf devletleri son bir ibnelik yapip lozan gorusmelerine hem ankara hukumetini hem de kendi $ak$akcisi konumudaki istanbul hukumeti'ni de davet etmistir. (bkz: damat ferit pa$a)
  • damat ferit pa$a ile ili$kisi nejat biyedic - bursaspor gibi olan kurum. gidip gidip gelmi$tir bu adam hukumetin ba$ina.
  • nutuk'tan..

    "...

    istanbul hükûmetini millî teşebbüsleri engellemekten vazgeçirmek, başarıda sağlayacağı çabukluk ve kolaylık bakımından önemli idi. bu düşünce ile ve ferit paşa 'nın, tabiatıyla hiç bir şey basaramadan, adeta hakarete uğramış bir durumda istanbul'a dönüşünden yararlanarak, kendisine 16 ağustos 1919 tarihinde bir şifreli telgraf yazdım. bu telgrafta başlıca şu cümleler vardır :
    mösyö clemenceau (klemanso)'nun, siz sadrazam hazretleri'nin yüksek şahsiyetlerine olan ayrıntılı cevabını, ben âcizleri son günlerde okuyunca istanbul'a nasıl acı ve üzüntüler içinde dönmüş olduğunuzu takdir ediyorum. vatanımızı paylaşma ve yok etme duşüncesini bu kadar açık ve haysiyet kırıcı bir şekilde ortaya koyan bu ifade karşısında titremeyecek duygulu bir insan düşünemiyorum. tanrı'ya binlerce şükredelim ki, milletimiz, ruhundaki kahramanlık azmiyle, tarih boyunca sürüp gelen hayat ve varlığını, hiçbir zaman ne kaderin akışına ne de böyle cellâtça hükümlere kurban etmeyecektir.

    şimdi pek eminim ki, siz sadrazam hazretleri'nin yüksek şahsiyetleri,bugünkü genel durumu, devlet ve milletin gerçek çıkarlarını üç ay önceki gözlerle görmüyorlar.

    dokuz aydan beri iş başına gelen hükûmetlerin hep biribirinden daha çok yıpranması ve sonunda da ne yazık ki, artık iş göremez bir duruma düşmesi, milletin yüksek haysiyeti karşısında doğrusu pek üzücü oluyor. şurası bir gerçektir ki, vatan ve milletin mukadderatı adına içeride ve dışanda sesini duyurmak ve söz sahibi olabilmek, mutlaka millî iradeye dayanmayı şart kılar.

    hayat hakkı ve bağımsızlını için çalışan milletin amacındaki bu asalet ve ciddiyete karşılık, istanbul hükûmeti, düşmanca davranmak yolunu tutuyor. bu davranış tarzı, elbette büyük bir üzüntü doğuruyor. milleti, istanbul hükümeti'ne karşı istenmeyen hareketlere sürükleyebilecek niteliktedir. çok açık olarak arz edeyim ki, millet her türlü iradesini kullanabilecek güçtedir. teşebbüslerinin önüne geçebilecek hiçbir kuvvet yoktur.

    istanbul hükûmeti'nin olumsuz teşebbüsleri hiçbir yerde hiçbir kimse tarafından uygulanamayacaktır. millet, çizdiği program çerçevesinde pek kesin ve açık adımlarla hedefine doğru yürümektedir. istanbul hükûmeti'nin şimdiye kadar süregelen engelleyici teşebbüslerinin hiçbir yerde hiçbir etki yapamamakta olmasıyla, gerçek durumun takdir buyurulmuş olacağına şüphe edilemez.

    ingilizlerin gösterdikleri yolda bir kurtuluş çaresi aramak da boşunadır ve sonucu bir hiçtir. bununla birlikte, ingilizler de en sonunda kuvvetin millette olduğunu takdir ederek, hiçbir dayanağı olmayan ve millet adına hiçbir taahhütte bulunamayan, bulunsa bile milletçe kabul edilemeyecek olan bir hükumetle sonuç alınabilecek bir işe girişmenin mümkün olamayacağına inanmışlardır .........

    bütün dilekler şu noktada birleşmiştir ki, hükûmet meşru olan milli akımı engellemeye çalışmaktan vazgeçerek, kuva-yı milliye'ye dayansın ve bütün teşebbüslerinde kendine millî gayeyi rehber edinsin.

    bunun için de millî varlığı ve millî iradeyi temsil edecek olan meclis-i meb'usan'ın en kısa zamanda toplanmasını sağlasın!.

    ..."
  • gayriresmi bir şekilde* halen işleyen hükümettir.
  • damat ferit paşa döneminde sergilenen partizan tavır haricinde genel olarak ankara hükümeti ile uzlaşmaya en azından zıtlaşmamaya gayret göstermişlerdir. bunun en bilinen örneği olarak, londra konferansı'na istanbul hükümeti'ni temsilen giden ahmet tevfik paşa'nın söz hakkını reddedip ankara hükümeti'ni temsilen gelen bekir sami bey'e vermesidir.
    bunun dışında, ilber ortaylı'nın türkiye'nin yakın tarihi kitabından konuyla ilgili güzel bir örnek daha verilebilir:
    "ankara antlaşması'ndan sonra paris'te istanbul'un yolladığı büyükelçi muhtar bey'in yanında ankara hükümeti'ni de ferit tek bey temsil ediyordu ve iki elçilik arasında ilişkiler bazı halde imkanları sınırlı, ankaralı sefir ferit bey'in istanbul temsilcisi muhtar bey'den diplomatlara verdiği ziyafetlerde mobilya ve sofra takımlarını ödünç almasına kadar varabiliyormuş."
  • türkiye'nin kurtuluş savaşı sırasında osmanlı devleti'ne verdiği ad. bir nevi "resmi olarak tanımıyoruz" demektir.

    bir benzeri için:
    (bkz: kıbrıs rum yönetimi)
hesabın var mı? giriş yap