• inat ve ısrarla yok sayılan, geçiştirilen, tarih derslerinde dahi adam gibi anlatılmayan devletlerdir.

    hoş anlatılması denense ne olur ki? elimizde haklarında ne kadar bilgi var? sakın basmakalıp " eee, işte göçerlerdiiiiii, islama çoooook benzeyen dine inanırlardıııııığ, çoook savaşırlardıııııığ, bir de islam'ı hemencecik kucaklayıp islam ile medeniyeti buldulaaaaağr" ile yola çıkmayın, o yol bir yere gitmez.

    velhasıl haklarındaki araştırmalar ciddi derecede azdır, türk tarihinin en karanlıkta bırakılmış çağıdır.

    sebebini takdirlerinize bırakıyorum.
  • türban yasağı olmayan devletlerdir.

    ve fakat türban da yoktur.

    o halde (bkz: anakronizm)
  • bu devletler gayet geniş olup, sayıları 100-150 kadar vardır.
  • editi baştan koyayım: işbu yazılanlar yıllarca ve halen sürmekte olan şahsımın kpss sınavı için etrafta toparladığım kaynaklardan derlenmiştir. halen ozel sektörde dersanelerde sürünen bir matematik öğretmenince siz değerli ekşi sözlük üyelerine hatıram olsun. atanmak dileğiyle ve tüm bu uğurda ugrasanların da aynı şekilde atanması dileğiyle. bir hatam varsa yazılanlarda yeşillendirin mesaj kutumu. hepinizi seviyorum. abarttım farkındayım

    bize tarih hocalarımız tarafından aktarılanlar kadarıyla asya'da kurulanlar ve avrupa'da kurulanlar olarak iki gruba ayrılmış devletlerdir.

    asya’da kurulan ilk türk devletleri:

    - asya hun devleti (büyük hun devleti) m.ö. 222 – m.s. 216
    - göktürk devleti 552 – 630
    - 2. göktürk devleti (kutluk) 682 – 744
    - uygur devleti 744 – 840
    - kırgızlar 840 – 1207
    - hazarlar 630 – 968
    - oğuzlar
    - türgişler
    - peçenekler (önce asya’da kurulmuştur.)
    - karluklar

    avrupa’da kurulan ilk türk devletleri:
    - avrupa hun devleti 378 – 469
    - macarlar 896 – 955
    - bulgarlar 538 – 665
    -- tuna bulgarları
    -- itil (volga) bulgarları
    - kumanlar (kıpçaklar) 1050 – 1239
    - avarlar (juan-juan) 560 – 805
    - peçenekler

    islamiyet öncesi türk devleti kavramları:
    - kurultay (toy): devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı büyük meclis
    - toygun: kurultay üyeleri
    - tigin (tekin): hükümdar çocukları
    - yabgu: hükümdarın kardeşi ve ülkenin bir bölümünün yöneticisi
    - yarlığ: hükümdar emri
    - komdu: hükümdar mühürlü para yerine geçen bez parçası
    - idig: doğadaki bir takım gizli güç ruhları (ay, güneş, ırmak)
    - yuğ: cenaze töreni
    - yuğ aşı: cenaze yemeği
    - balbal: ölen kişinin, öldürdüğü kişi sayısı kadar mezarına konan heykel
    - kurgan: ölülerin eşyalarıyla birlikte gömüldüğü mezar
    - tamu: cehennem
    - uçmağ: cennet
    - ongun (totem): topluluk tarafından kutsal özellikleri olduğuna inanılan nesne veya hayvan
    - fresk: uygurlar dönemindeki duvar resimleri
    - ataerkli: babanın hakimiyetine dayalı türk aile yapısı
    - bod: boy
    - bodun: boyların biraraya gelmeiyle oluşan siyasi yapı
    - şad: hükümdar soyundan gelen komutan veya yöneticiler
    - töles: orta asya’daki türk boylarının oluşturduğu siyasi yapı
    - ikili teşkilat (çifte hükümdar): devletin iki idari bölgeye ayrılıp yönetilmesi
    - kut: tanrı tarafından hükümdara verilen hükümdarlık hakkı
    - onlu sistem: ordunun onbaşı, yüzbaşı, binbaşı şeklinde teşkilatlandırılması
    - tarkan (subaşı): komutan
    - süvari: atlı asker
    - töre: türklerde adet ve geleneklerden oluşan sözlü hukuk kuralları
    - veraset: hükümdarlık hakkının kan yoluyla hükümdarın erkek çocuklarına geçmesi
    - atalar kültü: ataların hatıralarına ve büyüklere saygıya dayanan inanç sistemi
    - kam: şamanist din adamı
    - koşuk: saz eşliğinde söylenen şiir
    - sav: türk atasözü
    - otağ: hükümdar çadırı
    - ağılıg: hazine görevlisi
    - aygucı: vezir
    - buyruk: devlet bakanı
    - tamgacı (bitigci): yazışmalardan sorumlu kişi
    - tudun: vali
    - oğuş: aile
    - urug: soy

    islamiyet öncesi türk devletleri devlet yönetimi:

    - toplumun temelini aileler oluşturmuştur. çekirdek aile tipi görülmüş, ataerkil yapı ön plandadır.
    oğuş (aile)ların birleşimiyle urug (soy)
    urug (soy)ların birleşimiyle bod (boy)
    bod (boy)ların birleşimiyle bodun (boy birliği)
    bodun (boy birliği)ların birleşimiyle il (devlet) oluşurdu.
    oğuş –> urug –> bod –> bodun –> il
    - türklerde hükümdar ve ailesine, ülkeyi yönetme hakkını gök tanrı (kut inancı) tarafından verildiğine inanılırdı. kut’un kan yoluyla babadan oğula geçtiğine inanılırdı (veraset). kut inancının sonucu olarak ülke; hükümdar ve ailesinin (hanedan) ortak malı sayılırdı. hanedan içindeki tüm erkeklerin kanında kut gücü taşıdığı düşünüldüğünden bu durum zamanla taht kavgalarının ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
    - devlet çoğu zaman sağ-sol, doğu-batı gibi iki büyük idari bölgeye ayrılarak yönetilirdi (ikili teşkilat – çifte hükümdarlık). ikili devlet yönetimi türk devletlerinde federal bir yapı olduğunun göstergesidir. ayrıca farklı boylardan oluşması da federal bir yapının kanıtıdır.
    - devlet ve toplum halkın geleneklerinden oluşan töre hukukuna göre yönetiliyordu.
    - devlet işleri; hükümdarın başkanlığında hanedan üyelerinin, seçimle belirlenen boy beylerinin ve devlet adamlarının katılımıyla toplanan kurultay (toy) meclisinde görüşülürdü. son söz kağan’a ait olduğundan meclis, danışma meclisi özelliğini aşamamıştır.
    - onlu sisteme göre düzenlenen türk ordu teşkilatında ordu, atlı birliklerden oluşurdu. kadın-erkek herkes asker kabul edilmiştir. ordu-millet kavramının yerleştiği türklerde askerlik, ayrıcalıklı bir meslek sayılmamıştır. savaşlarda turan taktiği (saldır-geri çekil-tekrar saldır) kullanılmıştır. türklerde en az değişim gösteren alan ordu teşkilatıdır.
    - hükümdar ünvanları: kağan, han, hakan, yabgu, tanhu, idikut, ilteber.
    - hükümdarın görevleri:
    töreyi uygulamak, halkı korumak, halkı doyurmak, adaleti sağlamak, toy düzenlemek
    * hükümdarın görevleri incelendiğinde türklerde sosyal devlet anlayışının geçerli olduğu anlaşılır.
    - kurultay (toy) üyeleri: hakan, hatun (katun), hanedan üyeleri, bod beyleri
    - hatun (katun) adı verilen kağan eşleri de idarede söz sahibiydiler. kurultaya katılma, elçi kabuledilebilme gibi bir takım hakları da vardı. bu durum türklerde kadına değer verildiğinin kanıtıdır.
    - kurultayın görev ve yetkileri:
    hakan’ın seçiminde etkili olmak, devlet politikasını belirlemek, insan ve hayvan sayımı yapmak, törelerde değişiklik yapmak, orduyla denetim raporlarını görüşmek
    - devletin yıkılış nedenleri:
    ülke yönetiminde hanedan üyelerinin hepsinin söz sahibi olması, ikili teşkilatın bölünmeye yol açması,, boyların kendi siyasetini oluşturması için merkezden ayrılmaları, dış güçlerin (özellikle çin’in böl parçala yönet politikası) baskısı ve hileleri

    islamiyet öncesi türk devlerinde sosyal ve ekonomik hayat:

    - hayat, yarı-göçebe yaşam tarzına göre düzenlenmiştir. boylar kendilerine ait yaylak ve kışlaklarda hayvancılık yaparak geçimlerini sağlarlardı. bu durumun iklim ve yerşekillerinin etkisi vardır. hayvancılığa bağlı olarak dokumacılık gelişmiştir.
    - yarı-göçebe yaşam tarzından ötürü kölelik yoktu ve ceza sisteminde uzun süreli hapis cezası bulunmamaktaydı.
    - bahar aylarında herkesin katılımıyla festivaller düzenlenir, yarışlar yapılır ve kurban kesilirdi. bu durum sosyal dayanışmanın gelişmesine ortam hazırlamıştır.
    - çin’den gelen orta asya ticaret yollarının denetim altına almaya çalışan türkler, çinlilere hayvan ürünleri satıp karşılığında ipek ve tahıl gibi ürünler almışlardır.
    - uygurlar, türk tarihinde ilk kez çinlilerin etkisiyle yerleşik hayata geçmiş, tarımsal faaliyete başlamış ve şehirler kurmuşlardır.
    - toplumda tek eşle evlilik (monogami) geçerlidir. ayrıca, kadın sosyal yaşamda erkeğin yanında yer almıştır. toplumda kadının erkeğin yanında yer alması, tek eşle evliliğin (monogami) esas alınması, hatunun yönetime katılabilmesi, eski türklerde kadına değer verilmesinin kanıtıdır.
    - türkler genelde üzerinde hükümdar mührü olan bez parçalarını (kamdu), para yerine kullanırdı.
    - türklerin kullandığı ilk madeni para, göktürkler’e aittir. (önceleri türgişler olarak biliniyordu)
    - savaşçı yapıdan dolayı araç-gereçe duyulan ihtiyaç nedeniyle demircilik gelişmiştir.
    - törenin değişmez kuralları:
    eşitlik (tüzlük), iyilik (könilik), yararlı olma (uzluk), kişilik (insancıllık)
    - uygurlarda; tarım ve ticaretin gelişmesi, kanıtlanabilirlik ilişkilerin kurulmasını zorunlu kıldığından yazılı belgeler yoğun olarak kullanılmaya başlamıştır. özellikle sözleşmeler yazılı yapılmıştır. bunlar borç alıp-verme ve kiralamayla ilgilidir. bu gelişmeyle birlikte töre kurallarını yazıya döken ilk devlet, uygurlardır.

    islamiyet öncesi türk devletlerinde yazı, dil ve edebiyat:

    - yazıyı geç kullanan islamiyet öncesi türklerde sözlü edebiyat gelişmiştir.

    sözlü edebiyat eserleri (koşuk, sav, destan, sagu)
    - alper tunga (iskitler)
    - oğuz kağan (asya hunları)
    - ergenekon (göktürkler)
    - göç ve türeyiş (uygurlar)
    - manas (kırgızlar)

    yazılı edebiyat eserleri (kitabe, abide)
    - orhun (göktürkler)
    - karabalgasun (uygurlar)
    - yenisey (uygurlar)
    - göktürk (orhun) kitabeleri, isveçli subay strahlenberg bulmuş, danimarkalı bilimadamı wilhem thomsen okumuştur. türk adının geçtiği ilk türkçe metindir. türklerde sosyal devlet anlayışının olduğuna dair belgeler yer almaktadır.
    - kağıt ve matbaayı kullanan uygurlar ise 18 harfli uygur alfabesiyle yazılmış ilk yazılı hukuk belgeleri oluşturulmuştur.
    - türklerin kullandığı alfabeler:
    göktürk alfabesi (milli alfabe) 38 harfli sağdan sola
    uygur alfabesi (milli alfabe) 18 harfli soğd’un geliştirilmiş hali
    arap
    kiril
    soğd
    latin

    islamiyet öncesi türk devletlerinde din ve inanış:

    - dini inanışın temelini gök tanrı inancı oluşturuyordu.
    - sihir ve büyüye dayanan şamanizm (şifa vericilik esastır.)’e ve çevre kültürlerinin etkisiyle maniheizm (hayvan eti yemeyi ve savaşmayı reddeder.), budizm ve hıristiyanlık gibi dinlerede inananlar vardı.
    - öldükten sonraki hayata inanan türklerde, ölen kişilerin değerli eşyalarıyla kurgan adı verilen mezarlara gömülür ve mezarının içinde öldürdüğü kişi sayısınca balbal (heykelcikler) konulurdu.
    - cennet (uçmağ) ve cehennem (tamu) inancı, ahiret inancının varlığına inanıldığının kanıtıdır.
    - kurttan türeyiş efsanesi, totem olgusunun en önemli kanıtıdır.
    - eski türklerde ikinci bir yaşama inanışın kanıtı:
    cennet ve cehennem inanışının oluşu, mezarlarda ölünün gündelik eşyalarına rastlanması, mezarlarda mumyalanmış ölülerle sıkça karşılaşılması
    - türklerin kabul ettiği dinler
    budizm (uygurlar)
    manizheizm (uygurlar)
    hıristiyanlık (macarlar, bulgarlar, avarlar)
    musevilik (hazarlar)

    islamiyet öncesi türk devletlerinde bilim ve sanat:

    - astronomi bilimiyle uğraşan türkler, 12 hayvanlı türk takvimi kullanmışlardır. takvim, 12 yıl esasına göre düzenlenmiş ve her yıla bir hayvan ismi verilmiştir.
    - bilim ve fikir adamlarının katılımıyla toplanan ve hükümdarlarca korunan kengeş meclisi vardı.
    - sanat, yaşam tarzına bağlı olarak taşınabilir malzemelerden oluşurdu (deri, ahşap, metal, taş işçiliğine bağlı)
    - uygurların yerleşik hayata geçmesiyle manastırlar, saraylar gibi mimari eserlerin yanında bunlara ait iç süsleme sanatları da gelişmiştir.
    - renkli taş ve gümüş kakmacılık, halı ve kilim dokumacılığı ile çadır sanatı türk sanatının önemli örneklerindendir.
    - uygurlar da resim, çinicilik, minyatür gibi sanatlar da gelişmiştir (fresko).
  • araplaşmamış atalarımızdır. öyle ki hala neden dedelerim o zaman avrupaya göç eden tayfanın arasında değilmiş diye isyan ederim. fena mı olurdu 'hungry' olsaydım.
  • ömürleri bakımından buzdağının görünmeyen kısmı denebilir, türkler tarihinin büyük çoğunluğunu islam öncesi dönemde yaşadılar. bu dönem hakkında birinci elden üretilmiş kaynaklara ulaşmak günlük hayat pratikleri sebebiyle çok zor.
    göçebe yaşamları sebebiyle genellikle merkeziyetçi bir devlet kuramayışları bir yazıt veya arşiv kültürü geliştirmelerine engel olduğu gibi yine bu göçebe yaşam yapısı gereği tarımla çok geç tanıştıklarından yağma ve ganimet temelli bir hayat yaşamışlardır. bu sürekli yağma ve ganimet kazanma ihtiyacı onlara savaşçı bir kimlik kazandırdığı gibi, diğer tüm medeniyetlerden daha iyi oldukları at yetiştiriciliği -ki burada yine göçebeliğin etkisini görürürüz- bu kavimlere savaş esnasında rakiplerinden çok daha gelişkin bir mobilite sağlar.
    bugün kendileri hakkında sahip olduğumuz bilginin büyük çoğunluğuna çin kaynaklarından ulaştığımız için objektif bir bilgi edinmemiz de çok zor. haliyle kimse asırlarca mücadele ettiği düşmanını tarafsızca anlatamayacaktır. buna rağmen avrasya'nın demografik yapısını değiştirecek kadar büyük bir güç olduklarını da biliyoruz. değiştirdiler de. (bkz: kavimler göçü)
    genel özelliklerinden şöyle bahsedebiliriz:
    her zaman döneminin en önemli askerî güçlerinden olmuşlardır.
    toplumlar çekirdek ailelerden meydana gelir, büyük aileler kurmazlar.
    göktengri ya da göktanrı inancına sahiptirler, islamiyet'e kadar çeşitli devletlerde zerdüştlük, hristiyanlık, budizm ve yahudilik görülmüştür. budizm ve yahudilik çok nadirdir. bu nadirlikte budizmde et yemenin yasak olmasının; yahudilikte ise yahudiliğin anneden geçmesi şartı aranmasının etkili olduğu düşünülür.
    çoğu kaynakta şamanizm bir din olarak yansıtılıyor; ama şamanlık bir disiplindir. müslüman, hristiyan veyahut başka dine mensup kimseler de şaman olabilir. şamanlık, gelecekten haber verme, doğaüstü varlıklarla konuşabilme, şifalı bitkilerin ilmine hakim olmak gibi özellikler içeren bir yaşam biçimidir. çok eski bir öğretidir; fakat din değildir. çeşitli dönemlerde din adamlarının şamanlar olması dinin isminin şamanizm olarak anlatılmasına yol açmıştır.
    modern anlamda bir devlet yapılanması görülmez.
    yasalar geleneklere dayalı olarak (bkz: töre), hakanların emirnamelerine dayalı olarak veya birçok devlette görülen şura meclislerinin kararlarına dayalı olarak yapılabilirdi. ağır suçların cezası idam, hafif suçların cezası ise maddi tazminattı. ağır suçlar olarak hırsızlık, cinayet, ordudan firar ve tecavüzü bilmekteyiz. ihkâk-ı hak yasağı olarak bilinen, kendi haksızlığını kendi gidermek yasaklanmıştı. cezayı devlet keserdi.
    yargıda hükümdar veya vezirlerin soyundan gelen kimseler hakimlik yapardı. bunun sebebi yargı mercilerinin saygın görülmesini sağlamaktı. hükümdar tarafı olduğu davalarda kendisi hakimlik yapardı.
    yürütmede ise mutlakiyet görülür. hükümdar vezirlere ve şura meclisine sahip olsa da yetkileri bu kurumlarla sınırlandırılmış değildir.
    tek eşlilik görülür. çok eşlilik genelde kınanmıştır. kadınlar erkeklerden boşanabilirdi. erkeğin gayrimeşru ilişki yaşaması veya kadına kötü muamelesi haklı sebep sayılmıştır. göçebe yaşamın zorunluluğu olarak kadın günlük hayatta aktif bir rol üstlenmiş, eve kapatılmamıştır. yazıtlarda bazı sultanların hakanla birlikte şuralara katıldığına rastlanmıştır.
    genel yapıları ve karakterleri itibariyle asya toplumu olan türkler, aslında islâmlaştıktan sonra batılılaşmıştır. islamlaştıktan sonra büyük merkezi devletler kurmuş ve çok daha istikrarlı bir siyasi hayat yaşamışlardır. bunda islâm ile kazanılan batı perspektifi, öğrenilen devlet yönetimi pratikleri ve yerleşik hayata geçişin payı çok büyüktür. gerçek anlamda türklerin en büyük kırılma noktaları islamdır.
  • defalarca budizme geçiş icin kaganlar hamle yapmis ama benimsenememis. islamiyeti de kabul ettikten yuzlerce yil sonra kurani turkceye cevirmisler, yani gönüllü olmadiklarini anliyorum, laf olsun diye gecmisiz yarim ağızla, hic de okumamisiz hala da okumuyoruz… ulan keske budizmde kalsaymisiz. budanin ogretileri mental yolculugu hep daha ilgimi cekiyor ve icimizdeki vicdana akla daha uygun buluyorum. nasil kaçırmışız üzülüyorum cok baska yerlerde olurduk coook, ah lotus cicegim…
hesabın var mı? giriş yap