• ing.kaçinilmazlik, çaresizlik
  • agent smithin sözlük okurken çok beğendiği ve ikide bir kullandığı kelime.
  • agent smith: you hear that mr. anderson?... that is the sound of inevitability... it is the sound of your death... goodbye, mr. anderson...
    neo: my name... is... neo!
  • matrix'in ikinci filminde birsürü smith neo'nun üzerine çullanıp;

    -in-in-in-inev-inev-inevitab-inevitab-inevitab-ility..

    derler kafamıza sokmak için.
  • matrix'ten geliyorum ben de. "inevitability" kelimesini duymak filmi durdurmaya yetti, kelimenin söylenişi beyaz sayfadaki çamurdan leke gibi dikkat çekici.
    telaffuz olarak ingilizcenin en iğrenç kelimesi olarak aday gösteriyorum kendisini. o kadar kötü bir fonetiğe sahip ki kelime, "onovodobolodo", "inividibilidi" ya da "dadavadabadava" olarak söylense de yine kendisi anlaşılıyor gibi.
    ses tellerim bunu duyulabilir hale getirdiğinde, ağzıma tencereyle vurasım geliyor. bir kelimenin söylenişi nadiren bu kadar aşağılık olabilir.

    bu başlıkta neden matrixçilerin biriktiğiyle ilgili:
    hayat, bağlamları müteakip bir çağrışımlar ve etkileşimler bütünü. düşünülecek, o düşünceler bazı tutumlara itecek(araştırmak ya da izlemeye devam etmek), o tutumlar sonuçlar doğuracak(birikmek), sonuçların yeni seçimlerde etkisi olacak.

    ayrıca bkz:"inevitability" kelimesinin -kaçınılmaz- olarak aşağılık bir kelime olması.

    edit: gün aşırı editlemek, test etmek: acaba gün aşırı mükemmele yaklaşacak mı?
  • nietzsche, birth of tragedy adlı eserinde trajedinin temel faktörü olarak, karakter - kader ilişkisinin inevitability yani kaçınılmazlık durumundan bahseder ve bu inevitability tanımı üzerinden modern tragedy ve greek trajedi kıyaslaması yapar.
hesabın var mı? giriş yap