• israrci, inatci, bir$eyi habire isteyip kar$isindakine rahat vermeyen insanlar icin kullanilan sifat.
  • çoğunlukla vücudun üst bölümünde, göğüs kafesinin orta kısımlarında hissedilen bir sızı şekli. eskimeyen sevgiliyi görünce nüksettiği dikkate alınırsa allerjik bir sızı olduğu düşünülebilir. incesi böyleyse tanrı bizi kalınından korusun.
  • bir ismet özel siiri`

    " var mıdır nalçaları sevincin
    gün tene değince kanatları uzar mı
    derin bir secde gibi rüzgara aşılanmak
    dostları düşünmenin çarpıntısından mı

    yokum arkadaş düşünmekle varılan tada
    hayata yalnızca kafanı banmak
    gövdende namusluca güdebilmek sevinci
    elbet burkulup kalmaktan iyi.
    kara gözlerimde uğuldayan bu değil ancak
    elde tüfek, elde alet, yürekte kor
    cebelleşmek yalanla, kirle, tahvilatlarla
    damarlarına papatyalar doldurarak
    bir serinlik olup dünyaya sokulmak

    ben bir deli fışkın değil miyim
    sahibim köroğlu'nun da sahibi değil mi
    ve çocukların ezbere bildiği gömleğimin
    kendirini kendim ekmedim mi

    öyleyse arkadaşım sinem kanayadursun
    ta ki sürgün ya da mahpus kırışıklar yerine
    yüzümüz köylü ve gurbetçi yanıklığa dursun
    sevmekle doğrulanmıyor madem kalbimiz
    girelim yarimizin avlusuna tam tekmil
    ve mürdüm erikleri
    ve dopdolgun elmalarıyla o bahçede
    o geniş kalçalı yarimizi dört kere. "
  • kalpte olanı öylesine incedir ki, neredeyse farkına varılmaz. yine de, bir gün o kalbi yiyip bitireceği aşikardır.
  • cem yıldız tarafından şöyle de notalara dökülmüş hali vardır. dinlerken o sızıyı duymamak mümkün değildir.
  • yakar, kül eder insanı. bir ses, bir isim, bir şarkı, bir şehir, bir eşya yeter içi inceltmeye... ince ince sızlar, dilimler, inceltir, şeffaflaştırır kişiyi. o kadar inceltir ki içinizi, insanlar size baktıklarında anlar bir sorun olduğunu.
  • "harold pinter"in muhteşem oyunudur.
  • ismet'in az bilinenlerinden.

    bizim faso bu siirinde "o geniş kalçalı yarimizi dört kere" der de ve bir siirde kufur olur da ben sevmez miyim?
    severim tabi.

    "sevmekle doğrulanmıyor madem kalbimiz
    girelim yarimizin avlusuna tam tekmil
    ve mürdüm erikleri
    ve dopdolgun elmalarıyla o bahçede
    o geniş kalçalı yarimizi dört kere. "
  • kalbe atılan her bir çentik,
    hesapsız kitapsız...
  • "ben bir deli fışkın değil miyim
    sahibim köroğlu'nun da sahibi değil mi
    ve çocukların ezbere bildiği gömleğimin
    kendirini kendim ekmedim mi"
    ismet özel
hesabın var mı? giriş yap