• ilkyaz şikayetçileri’nde bir cansever şiiri

    bir gün demişti ablam
    sen git şurada otur.

    bir kadınla konuşuyordu. kadın
    fesleğen saksısından ve gramofon borusundan arta kalan
    renkli bir ışık tortusuydu
    üst üste giysiler asılmış
    düşsel bir askı da denebilirdi ona.

    (ne? nasıl?
    ama sormadı ablam
    sorabilirdi, çünkü
    düşlerde neler düşünüldüğünü
    bir başkası duyabilir.)

    konu mu? konu ilkyazdı
    duyuyordum sözlerini işte
    sulardan
    en çok da bir denizciden konuşuyorlardı
    hiç unutmadım – yıllar geçti
    belki de saatler geçti. düşlerde
    zamanlar kısalıp
    zamanlar uzayabilir-
    hiç unutmadım
    su çünkü unutturur
    evet
    su çünkü unutturur
    konu
    konu ilkyazdı.

    unutturunca su
    yalnızlık gibi ufacık kalır her şey
    silinir ya da büsbütün.

    (ölümse büyüktür, çok büyük
    yalnızlık gibi değil
    demedi
    diyebilirdi ablam)

    güvelerin delik deşik ettiği
    yünlü bir boyun atkısı gibi gezdiriyordu kadın
    bakışlarını ablamın yüzünde
    ne diyordu? şunları belki:

    bir çeşit tuzağımdır ben
    çakallar kurtlar gibi bağrışıyorlar içimde şimdi
    hepsi hepsi
    neden olmasın
    gök karardığı zaman azarlıyor muyuz göğü
    su uçup gittiği zaman
    kızgın güneşte
    ben de...
  • ne düşünüyosun sorusuna en sık verilen cevap.
  • cümlenin çeşitli yerlerinde çeşitli şekillerde ve çeşitli anlamlarda kullanılabilecek iki kelimedir. şöyle ki:

    - hiç öyle bakma bana mahmut!

    ya da

    -aaa üstüme sağlık hiç öyle bişi söler miyim ben?

    ya da

    -hiiç, öyle işte..

    ya da

    -abi bunca sene yaşadım hiç öyle bişi görmedim

    ya da

    -sonuçlar hiç öyle tahmin ettiğimiz gibi değildi ya!

    gibi.
  • edip cansever şiiri. son bölüm:

    ''yağmayan bir yağmurdu ablam
    ne geçmişteydi ne gelecekte
    iki düş parçasının kesiştiği yerde
    kollarını açmış duruyordu
    hiç, öyle'
    sevimsiz bir kış günüydü kadınsa
    -belki de bir düş tamircisi-
    evet doğrusu bu

    kolladım yıllar yılı -düşler düşü-
    bir avcı gibi ablamı
    ölmedi ki. konuşuyor gölgesinin ardından
    yaşıyor gerisinde kendisinin
    bütün ayrıntılarından sıyrılmışağır ağır konuşan
    kadife bir örtü gibi.''
hesabın var mı? giriş yap