• 1. dünya savaşından sonra ingiliz ve yunan işgallerinin olumsuzluğunu örtbas etmek ve halkın milli mücadeleye katılmasını önlemek icin anadoluya gönderilmiş heyet.
    (bkz: akil adamlar)
  • osmanli da yapilmis bir sey haliyle iyi olmali osmanli zamaninda yasanmis bir sey kotu olabilir mi hic?. akp akil adamlar in buna benzetilmesine niye kiziyor anlam veremiyorum.
  • erzurum ve sivas kongreleri'nden sonra önemini yitiren heyettir. ali galip olayı'nda da malatya'ya gönderilmiştir bu heyet.
  • "yunanlıların, avrupa’da, türklerin rumları öldürdüğü yolundaki propagandası sonucu ingilizler bâb-ı âli’ye başvurarak rumlara karşı girişilen katliamın durdurulması için tedbir alınmasını istedi. bu teklif hemen kabul edildi ve sözü edilen nasihat heyeti kurulup yola çıkarıldı.

    yunanlılarla ingilizlerin istediği de zaten bu idi. bâb-ı âli, anadolu’ya heyet göndermekle, rumlara zulüm yapıldığını, onların toplu halde öldürüldüğünü resmen kabul etmiş oluyordu.

    nisan 1919 ortalarına doğru heyetle ilgili hazırlıklar tamamlanmıştı. şehzade abdürrahim efendi başkanlığında anadolu’ya gönderilmesine karar verilen heyette şunlar bulunuyordu: bahriye eski nazırı ve ayandan ali rıza paşa, divan-ı harb-i örfî eski reisi mahmud hayret, süleyman şefik paşa, erkân-ı harbiye mirlivalığından emekli ali fevzi, bursa müftüsü ömer fevzi, pazarcık eski müftüsü halil fehim, karahisar eski mebusu yanko güvenidis, dahiliye nezareti memurin-i kalem müdürü ohanes ferid"
  • anadolu'nun çeşitli yerlerinde yaşlılar tarafından oluşturulan ve gençlere nasihat vermeyi amaçlayan sivil toplum örgütleri.
  • sina akşin, istanbul hükümetleri ve milli mücadele (cem yay. 1976 baskısı s.249-252) kitabında şöyle anlatır.
    "heyet-i nasihalar ve ıslahat: çaresizlik içindeki hükumet, bazı şehzadeler başkanlığında taşraya <heyet-i nasihalar> yani nasihat heyetleri göndermeğe karar verdi. ilk önce 5 nisan'da d. ferit, webb'i ziyaretle, taşradaki karışkılık ve huzursuzluğa son vermek üzere, kuvvetli bir merkezî hükümet komitesi kurulacağını, sonra da söz konusu heyetlerden iki tane gönderileceğini ve bunların hükümet adına tam yürütme yetkilerine sahip bulunacaklarını açıkladı ve bu komite ve heyetlere ingiliz subaylarının da katılmasını istedi. webb, buna imkân olmadığını bununla birlikte ingiliz denetim subaylarının, komisyonlara, yerel koşullar ve şikâyetler konusunda bilgi vererek yardımcı olmalarının buyurulmasını rica edeceğini söyledi.

    gerçekten de kısa zamanda iki heyet kurularak, biri anadolu'ya diğeri trakya'ya gönderildi. anadolu'ya giden heyette şehzade abdurrahim, ali rıza paşa, ferik mahmut hayret, süleyman şefik paşa, bursa müftüsü ömer fevzi, eski pazarcık müftüsü halil fehmi, dahiliye nezareti müdürlerinden ohannes ferit, eski karahisar mebusu yanko kovanidi (tuanidi?) bey vardı. bir şehzade, üç askerî paşa, iki müftü, bir ermeni ve bir rum diye özetlenebilecek bu heyet, 16 nisanda istanbul'dan hareketle bursa, balıkesir, izmir (26-30 nisan), afyon, antalya, ısparta, konya, eskişehir'i dolaşıp izmir'in işgalinden sonra 18 mayısta istanbul'a döndü. 28 nisanda şehzade cemalettin başkanlığındaki ve eski harbiye nazırı cevat ve fevzi paşaların dahil olduğu heyet, trakya gezisine çıktı, 9 mayısta istanbul'a döndü. irade-i seniyedeki açıklamaya göre, heyetlerin amacı, savaşın musibetlerinden etkilenen <sunuf-u teba-yı şahane> hakkında padişahın şefkat ve teveccühlerini tebşir ve iblağ etmekti. alemdar'a göre amaç, <teftişat icrasiyle beynelasır muhadenet ve mevedetin iade ve temini> yani durumu inceleyerek unsurlar arası durumu sağlamaktı. d. ferit'e göre bu ilk giden heyetin görevi daha çok manevi idi. halka, padişahın selamları ve onun kendilerini düşünmekte olduğu bildirilecekti. (...)

    heyetleri göndermekte üçüncü bir amaç da yapılacak ıslahatı saptamak ya da ona zemin hazırlamaktı. d. ferit'in yukarıda anılan demecine göre, başka heyetler de gidecek, uzun süreler taşrada kalarak, iktisadi ıslahatlar için çalışacaklardı. yine d. ferit, galatasaray'daki söylevinde, yönetim, güvenlik, iktisadın düzenlenmesi, orman ve madenlerin geliştirilmesi için, 6-7 heyetin daha gideceğini söylüyordu.
  • (bkz: vatan haini)
  • hasan izzettin dinamo, kutsal isyan'da (may yay. 1981 baskısı, s.263-264) şöyle anar:
    "(...) istanbul hükümeti, 16 nisan'da batı anadolu'ya bir öğüt kurulu göndermişti, bunun başında şehzade cemalettin efendi vardı. bu kurullar halka uslu durmaları, ayaklanmamaları, padişaha bağlı bulunmaları için öğüt vermekle görevliydi. verdikleri öğüt de şu bildirinin özetlenmesinden başka bir şey değil:'on senedir ahkamı ve kavanini esasiyeye mugayir fenalıklar yapılmıştır. harbi umumiyeye körü körüne girilmiştir. padişaha sadakat ve itaat etmeli. ancak, böylece felaket günlerinden kurtulabiliriz. padişahın selamı var.'

    rumlar ve ermeniler, hemen bu şehzadelerle ilişki kurmaktaydılar. işte böyle öğütler dağıtmakta olan şehzade cemalettin efendi, erzurum bölgesinde vaazlarını bitirerek trabzon'a gelmiş , orda da bir yığın vaaz verdikten sonra 22 nisan'da vapurla istanbul'a gitmişti. türk ordusunda uzun süre albaylık etmiş olan bu adamın davranışları ve yazdığı mektup [kazım karabekir] paşa'yı çokça güldürdü, onu dünyadan habersiz buldu.

    şehzade, trabzon'da bulunduğu sürece zeytinlik okulunun yanındaki bir konakta konuk ediliyordu. cıvıl cıvıl kaynaşan ve gürültü yapan çocuklar, onu çok tedirgin ediyordu. gürültü edilmemesi için bir iki kez polise haber göndermişti. gürültünün kesilmediğini görünce kızmış ve okul müdürüne şu tezkereyi yazmıştı: 'mektebinizin yahudi havrasından farkı yok. bu gürültü, istikbalde sine-i vatanda kopacak isyanın mukaddeme-i ihzaratı mıdır? yoksa, müdür bey sen mi müteyakkız değilsin? anlatsan da biz de anlasak?

    fahr-i yaveri hazret-i şehriyari şehzade miralay cemalettin' "
  • "iki yeni yolcunun sesizliği ve mesafeli tutumu nasihat heyeti üyelerini daha da meraklandırdı." (orhan pamuk, veba geceleri, s. 17 )
hesabın var mı? giriş yap