• nizâmiye'den emekli jandarma binbaşısı tahir efendi'nin oğlu olan ali rıza paşa, 1860 istanbul doğumludur.

    1886'da harbiye'yi kurmay yüzbaşı rütbesiyle bitirdi. bir yıl sonra almanya'ya gönderilerek staj gördü. bu arada kolağalığa ve binbaşılığa terfi etti. 1890'da istanbul'a döndüğünde kaymakamlığa (yarbay) yükseldi. türk-yunan savaşı sırasında askeri harekât dairesi müdürlüğü yaptı. 1898'de mirlivalığa terfi ederek, erkân-ı harbiye-i umumiye dairesi'nin birinci şube müdürlüğü'ne getirildi. 1901'de feriklik rütbesiyle, beşinci nizâmiye üsküp fırka-i askeriyesi komutanlığı'na, 1903'te manastır valiliği'ne, buna ek olarak da manastır kumandanlığı'na tayin edildi. 1903'te, manastır rus konsolosu'nun öldürülmesinde sorumlu görülerek – rusya'nın cezalandırılmasını istemesi üzerine – trablusgarp'ta mecburi ikâmet cezası aldı. daha sonra 1905'te yemen'de çıkan isyanı önlemek üzere görevlendirildi. isyanı bastırması üzerine, 1906'da hamidiye demiryolu işletme nezâreti'ne tayin edildi.

    ikinci meşrutiyet'in ilanıyla birlikte, ii. ordu müşirliği'ne* getirildi. 14 ağustos 1908'de ise boşalan harbiye nazırlığı'na getirildi. ittihadçılar'ın itirazı üzerine sadrâzam kâmil paşa tarafından, mısır yüksek komiserliği'ne tayin olunan ali rıza paşa, hükümetten uzaklaştırıldı. hüseyin hilmi paşa'nın sadareti* sırasında tekrar harbiye nazırlığı'na getirildi; ancak bu sırada meydana gelen "31 mart vakası" nedeniyle istifa etti. balkan savaşı'nda da görev verilen ali rıza paşa, daha göreve başlamadan karadağ savaş ilan etti. balkan savaşı'ndan sonra âyân meclisi üyeliğine getirildi. 1. dünya savaşı'ndan sonra, çeşitli kabinelerde, bahriye nazırlığı, müfettişlik ve son olarak meclis i vükelâ memurluğu yapmıştır. ali rıza paşa, 6. mehmet vahdettin saltanatında ve istanbul'un işgal altında bulunduğu dönemde 2 ekim 1919 - 8 mart 1920 tarihleri arasında beş ay yedi gün sadrazamlık yapmış ali rıza paşa'ya bulunduğu görevler sırasında meydana gelen talihsizlikler nedeniyle "düztaban (uğursuz)" lakâbı da takılmıştır.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/ali_rıza_paşa
  • yil 1910..

    fransizlar yeni buluşlari olan uçaği tanitmak için tüm uluslardan katilimcilari davet ederler...
    herkes böyle bir icatin gerçekleşmiş olmasi nedeniyle şaşkin ve
    meraklidir...

    dönemin osmanli hükümeti'ne de katilimci için haber gönderilmiş...
    hükümet "icatlara oldukça merakli olan ali riza paşa'yi gönderelim o meraklidir" demiş...
    ve derhal saraya çağirmişlar...

    kendisine fransizlarin buluşundan bahsetmişler ve osmanliyi temsilen gitmesini istemişler...
    ali riza paşa 'bunu biz yapmaliydik' demiş içinden hayiflanarak...

    yalniz demişler paşaya davet iki kişilik. yanina bir kişi daha al onu da sen
    belirle demişler...

    ali riza paşa biraz düşünmüş ve "bir delikanli var onu götüreyim" demiş...

    neyse ali riza paşa ve delikanli paris'in yolunu tutmuşlar...

    paris'te otel e yerleşmişler...ve buluşun gösterileceği gün kalabalik
    meydan ve pist herkes merakla bekliyor..derken pilot hazirliklarini yapiyor...üstüne mont giyiyor birde gözlük takiyor...uçak havalaniyor...

    parendeler, taklalar, manevralar. müthiş bir gösteri... piste
    iniyor... alkişlar arasinda iniyor uçaktan...

    herkes kiskanç ama şaşkin .... bir yetkili bir gönüllü istiyor..pilotun
    arkasinda ona eşlik edebilecek cesareti olan..

    bizim delikanli atiliyor "ben ben"... "tamam" deniyor ve delikanliya gözlük ve mont veriliyor...
    delikanli montu giyiyor gözlüğü takiyor.. kalabaliktan siyrilmak üzere iken ali riza paşa kolundan tutuyor..

    "boşver sen binme birak başkasi binsin" diyor... "neden" diye soruyor delikanli "birşey mi hissettiniz"... "yok, sen yine de binme evlat" diyor...
    derken başkasi biniyor uçağa..uçak havalaniyor. delikanli öfkeli paşa ya ... parandeler..manevralar.. derken uçak alev topuna dönüyor ve piste çakiliyor.. iki ölü...

    delikanli paşaya bakiyor hayretler içinde... paşa mağrur ve mutlu, bir
    insani kurtardiği için... ama bir başkasi ölmüştü....

    ama kurtardiği bir insan değildi....

    bir ulustu...

    çünkü delikanli; mustafa kemal atatürk' tü....

    sunay akin
  • 31 mart ayaklanmasında isyancuların ve bilhassa medrese softalarının, en ziyade ele geçirmeye çalıştıkları ve öldürmek istedikleri, ordudan alaylı zabitlerin temizlenmesine ve medreselere dolmuş olup, askerlikten kurtulan softaların askere alınmasına çalışan paşa. medresede kalabilmek için basit bir imtihandan geçmek kararını savunuyordu. halbuki softalar, dört hesap işleminden bile imtihana girmeye cesaret edemiyorlardı.

    şevket süreyya aydemir, enver paşa, cilt ll, sf:137.
  • sadrazamlık görevine geldiği * ve temsil heyeti ile pek ruhlarının uyuşmadığı dönemde, kabinesindeki bir bakana o zamanlar kafasında 'asi' olarak konumlandırdığı mustafa kemal ve diğer milli mücadele sevdalısı komutanlar için 'cumhuriyet kuracaklar, cumhuriyet!' şeklinde hayıflanan paşa. nutuk'ta, her ne kadar makedonya bölgesini düşmana hediye edip kaçtığı dolayısıyla vasıfsızlığı nedeniyle yerilse de, atatürk tarafından bu ileri görüşlülüğü takdir edilmiştir. *
  • ordusundan bi haber, özgüveni yüksek, hayalperest, iktidar sayesinde bir konuma gelebilmiş, balkan harbinde eli silah tutmamış disiplinsiz redif tümenleri ile yapılabilecek en iyi şeyin savunma olduğunu yedi cihan dile getirirken, bu redifleri bulgar ordusu üzerine taarruz ettirip bozgun halinde geri çektiren, kumanova'dan manastıra çekildikten sonra '' manastır ikinci bir plevne olacaktır '' diye dangalakça laf edip 4 gün sonra manastırı da kaybeden, hayatı boyunca devletine ve milletine yaptığı en büyük hizmetin fransa'da mustafa kemal'i düşen gösteri uçağına bindirmemesi olan bir osmanlı paşasıdır.

    insana koyan şu ki bu adam eğitimini askeri okulda almış bir harbiyeli.
  • heyet-i nasiha bünyesinde anadolu'yu dolaşmış ve halka padişaha boyun eğmelerini söylemiştir.
hesabın var mı? giriş yap