her şeyi görmek

• gönül olarak, hücresel olarak, potansiyel olarak her grupta ve her bireyde var olan yeti. olmayana ergi dahil her şeyi anlamak denilen şeyle iç içe çalışıyor. kısaca görü de denebilir, uzgörü/durugörü bunun belirginleşmiş, bireyselleşmiş hali zannımca.
  
  bir an için her şeyi görme yetimiz olmasaydı, ne panik atak olurdu, ne paranoid/psikotik kaygı.
  
  o yetimizin var olduğu gün gibi açık, gündelik kendimizi ikna çabalarımızı, öz-kandırmalarımızı alaşağı ediveriyor. ama kararlı, tutarlı bir yeti değil. sürekli iş başında değil, veya kendimize/gerçeğe karşı propagandamızın perdesiyle örtülüyor. yetimiz şey gibi, kalın ve karanlık bir perdenin boydan boya yırtılıp, arkasındaki yoğun ve derin boşluğu gösterivermesi gibi. bir yerde panik hastası olmayanı gördüğü/zannettiği için paniğe kapılmıyor, neresinden yaklaşacağını bilmezken aslında olanı gördüğünden nutku tutuluyor ve kurban kesiliyormuş hale düşüyor.
• herşeyi gören beni bir arasana kardeş ya birşey soracam