• ilk kez 1944 yılında hollandalı bir hekim olan kolff tarafından yapılmıştır. özel bir membran ile hastanın kanının makineler aracılığı ile temizlenmesi işlemidir. hemodiyaliz işleminin gerçekleşmesi için yeterli kan akımı sağlanmalı, bir membran ve hemodiyaliz makinesi sağlanmalıdır. yeterli kan akımınının sağlanması için hastanın atar ve toplar damarı arasında bir pencere ( arteriyovenöz fistül ) yaratılmalı veya hastanın büyük bir toplar damarına geçici kateter konmalıdır.
    hemodiyaliz tedavisi hastanın böbrek yetmezliğinin şiddetine, yaptığı idrar miktarına bağlı olmak üzere haftada 2 - 3 kez 4 - 6 saat süre ile uygulanır. yetersiz hemodiyaliz tedavisi hastada hasara ve ölümlere yol açabilir. hemodiyaliz tedavisi genellikle hastanede veya bir hemodiyaliz ünitesinde uygulanır. ancak uygun makine ve ekipmanla evde de uygulanabilir.
  • böbregin islevini bir makinanın üstlenmesi
  • yaklaşık 1,5 senedir görmek zorunda kaldığım, kimseni bu durumda kalmamasını umduğum tedavi.
    önce mümkünse bileğinizdeki atardamar ve toplar damar arasında bir kısayol açılır (bkz: av fistula). amaç hızlı kan akımı olan bir damar elde etmek. ne kadar çok kan akarsa bu damara bağlanan makine de o kadar çok hacimde kanı temizler ve siz de daha iyi olursunuz. bu açılan kısayol, damardaki akımı ideal olarak 600ml/min ve üzeri bir akıma çıkarır. o kadar büyük bir akımdır ki bu, damarınızdaki titreşimi hissedersiniz (bkz: trill). bu işlem uzun vadede kalbiniz için zararlıdır. kalp bu akımı tolare etmek için zorlanır. ölmek dışında başka bir şansınız olmadığından razı gelirsiniz. akımı fazla olan bu damara baya büyük bir iğneyle giriş yapılır. makineye gidecek kan buradan alınacaktır. yeterli diyaliz için makine 300 ila 400ml/min hacminde kanı bu iğneyle alır. iğneler o normalde kan verirken gördüğünüz iğnelerden çok büyüktür. sebebi, büyük iğnelerin daha çok kan geçişine izin vermesi ve kandaki alyuvar veya akyuvarların hızla hareket ederken iğne duvarına çarpıp parçalanmasını önlemek. başka bir iğne de omzunuza daha yakın bir yerde, toplardamarınıza bağlanır. makineden geçen kan buradan vücuda tekrar verilir. hasta diyaliz merkezinde 4 saat boyunca kanının temizlenmesini bekler. makinenin pompa hızı 400ml/min olsa, 400x60x4/1000= 96 litre kan 4 saat içinde makinenin filtresinden (bkz: diyalizör) geçer. tabiki bu kadar kanımız yok, kan defalarca makineden geçer. haftada 3 seans, yani gün aşırı diyalize girilir. 96x3= 288 litre kan/hafta yani. oysa sağlıkli bir insanın böbrekleri günde 200 litre kan süzer. yani hemodiyaliz günü kurtarıcı bir tedavidir. asıl tedavi bugün için böbrek naklidir. diyaliz hastaları yetersiz diyalizden dolayı kandaki atık ve minarellerin artmasından (örneğin hiperkalemiden, yani potasyum yüksekliğinden kalp durur) ya da uzun süre diyalizden kaynaklı gelişen kalp rahatsızlıklarından ölürler. ölmeden önce de bu eziyeti çekerler. diyalizde zaman zaman çok su çekilmesinden dolayı giren kıramplar (çoğu hastanın böbreği tamamen sustuğundan idrarı yoktur ve fazla su da diyalizle atılır), tansiyon düşmesi, diyaliz sonrası bitkinlik gibi sıkıntılar yaşanır. bu yüzden kuru ağırlık diye isimlendirilen vücudun su fazlasının olmadığı ağırlığın iyi belirlenmesi gerekir. vücuttaki su fazla olursa kalp zorlanır, akciğerde ödem oluşur ve solunum güçlüğü çekilir. az olursa kıramp, tansiyon düşüklüğünden dolayı bayılma görülebilir. vücuttaki fazla sıvıyı ölçen bir cihaz mevcuttur ve çok işe yarar (bcm monitörü)

    ev tedavisi de mevcuttur, ya hasta ya da bir yakını 3 ay eğitim alır ve devletin ücretini (30000 ve 50000tl tutarında iki model mevcut) karşıladığı diyaliz cihazıyla tedavi evde yapılır. su arıtma cihazı da gereklidir ve bu da ücretsizdir. evde daha uzun süre ve daha düşük pompa hızıyla diyaliz yapılır. bu yüzden ev hemodiyalizi kalbi çok yormaz, kan daha temizdir, beslenme daha özgürdür. yani nakil dışında en iyi tedavi yöntemidir. hatta kadavra nakille aynı düzeyde bir tedavi olduğunu söyleyen çalışmalar mevcuttur.

    beslenmeye gelince, her şeyden yiyebilirsiniz yalnız abartmadan ve potasyum ve fosfor içeren gıdalardan kaçınarak. fazla potasyum kalbi durdurur, fazla fosfor uzun vadede vücuda zarar verir ve fosforun diyalizle atılması zordur, zaman alır. ayrıca deride inanılmaz bir kaşıntıya neden olur, derinizi tırnaklarınızla çizersiniz. kandaki proteinin bir kısmı diyalizle kaybedildiğinden protein de alınmalı, kas kaybına uğramamak için egzersiz yapılmalı.

    ben abartıp hafiften vücut geliştirmeye de başladım. doğru beslenip spor yapmak hayat kalitesini arttırıyor, psikolojiyi düzeltiyor. yalnız yeni açılan bir fistüle sahip kolla ağırlık kaldırılmamalı, en az bir sene fistülün olgunlaşması beklenmeli. doktora sorsanız bu şekilde ağır spora hayır diyecektir ama ben damarda akım artışı olduğunu bile gördüm. tabi ki sağlıklı birine göre diyaliz hastasının vücut geliştirmesi belki de defalarca daha zor kimine göre imkansız, ama denemeye değer. biraz fit olsam yeter ki 3/4 ayda hoşuma giden bir şekillenme başlangıcını görebildim. ev diyalizine başlayınca daha da iyi olacak. tabi ki ölmezsem. *
  • uzun sürede (6 ile 8 saat arası) düşük hızda (pompa hızı) yapılanı makbuldür. (bkz: gece hemodiyalizi)
    uzun sürede yapılması kanın daha iyi temizlenmesini sağlar, pompa hızının düşük olması kalbi daha az yorar.
  • hemodiyaliz, hasta kanının makine aracılığı ile istenmeyen maddelerden temizlenip hastaya tekrar verilmesi işlemidir.
    akut veya kronik böbrek hastalıklarında, böbrek fonksiyonları bozulduğunda hastanın böbreği vücutta biriken atık ve toksik maddeleri uzaklaştıramaz hale gelir. hemodiyaliz ise bu maddelerin uzaklaştırılmasını sağlar.
    hemodiyaliz uygulamasında en önemli nokta, makineye yeterli kan akımının sağlanmasıdır. bu amaçla hastaya şant veya fistül açılır.
    hemodiyaliz; hastanın akut rahatsızlığı iyileşene kadar, kronik rahatsızlıklarda ise sürekli uygulanmaktadır.
  • böbrek yetmezliği olan kişilerde yerine koyma tedavilerinden biridir.
    akut böbrek yetmezliği durumunda gereklilik varsa (idrar çıkışı olmaması, potasyum mineralinin çok yüksek olması, kandaki metabolik dengenin bozulması, vb) acil şartlarda yapılabildiği gibi; son dönem kronik böbrek yetmezliği hastalarına da uygulanabilir.
    hemodiyaliz için kasık ya da boyun bölgesindeki büyük toplardamarlara kateter takılabilir. kronik böbrek yetmezliği hastalarında zaman varsa arteriyovenöz fistül denilen atardamar ile toplardamarın cilt altında birleştirilmesi ile katatere gerek kalmadan hemodiyaliz yapılabilir. arteriyovenöz fistül açıldıktan sonra olgunlaşıp kullanılması en az 4 -6 hafta süre gerektirir.
    akut böbrek yetmezliği durumunda uygulanan acil hemodiyaliz geçici olabilir. akut böbrek yetmezliğine yol açan durum ortadan kaldırılabilecek bir problem ise tedavi edildiğinde böbrek yetmezliği gerileyerek hemodiyaliz ihtiyacı kalmayabilir. ancak akut böbrek yetmezliği kronik böbrek yetmezliğine de dönüşebilir. bu durumda hemodiyaliz ihtiyacı devam edebilir.
    kronik hemodiyaliz hastalarında şartlar uygunsa böbrek nakli düşünülebilir. ama bu ayrıca konuşulması gereken ayrıntılı bir konu. hemodiyaliz hastaya göre haftada 2-3-4 kez 4 saat şeklinde uygulanır. ilk seans 2 saat, ikincisi 3 saat, sonra 4 er saat olarak devam eder.
    hastada hipervolemi denilen vücutta fazla sıvı birikimi varsa hemodiyaliz sırasında ultrafiltrasyon ile sıvı çekimi yapılır. böylece sıvı dengesi sağlanır. kronik hemodiyaliz hastalarının idrar miktarında azalma olabilir. idrar çıkışı varsa sıvı çekim ihtiyacı da az olacak ya da olmayacaktır. bu durumda idrar söktürücü tedavilerle desteklemek gerekir.
  • kronik böbrek yetmezlikli hastalarda böbrekler yoluyla vücuttan atılamayıp biriken zararlı maddelerin geçirgen bir zar kullanılarak vücuttan temizlenmesi işlemidir.

    böbrek yetmezliğinde acil tedavi gerektiğinde bugün için uygulanabilecek tek tedavi seçeneği hemodiyalizdir.
    hemodiyaliz böbrek yetmezliği hastalığı sebebiyle böbrek fonksiyonlarını kaybeden hastalarının hayatlarını devam ettirebilmeleri için vücutta oluşan zehirli madde ve sıvıların vücuttan atılmalarını sağlayan bir tedavi yöntemidir.
  • renal replasman tedavisi seçeneklerinden biri. diğer ikisi: periton diyalizi ve böbrek nakli.
    son dönem böbrek yetmezliğinin asıl tedavisi transplantasyondur. transplantasyona uygun olmayan durumlar varsa ya da donör bulunamıyorsa hemodiyaliz ya da periton diyalizi seçeneklerinden biri tercih edilir. bunlardan biri diğerine üstün değildir, duruma ve koşullara göre değerlendirilerek biri tercih edilir.
    hemodiyaliz bir av fistül açılması ya da kateter takılması suretiyle yapılabilir. ideali diyalize başlamadan aylar önce kalp damar cerrahının atar ve toplar damarı ağızlaştırması suretiyle koldan açacağı bir fistül aracılığıyla diyalizin yapılmasıdır. ardından fistülün olgunlaşması için en az bir ay kadar beklenmesi gerekecektir. kullanıma uygun hale gelince buradan iğne ile girmek suratiyle diyaliz yapılacaktır. en ideal diyaliz fistül aracılığıyla yapılandır, fakat bazen kalp yetmezliği ve damar yolunun işleme uygun olmaması nedeniyle fistül açılamaz. bu gibi durumlarda hastalara kateter yani damar yoluna takılan bir boru aracılığıyla diyaliz yapılır. kateter aracılığıyla yapılan diyalizde enfeksiyon riski çok daha yüksek olup iyi bir diyaliz için gerekli düzeyde kan akımının sağlanamaması ihtimali vardır. kateter aynı zamanda fistül açılacak hastalara fistülün olgunlaşması için zaman sağlamak ya da geçici akut böbrek yetmezliği olan ve iyileşmesi beklenen hastalara da takılır. kateteri olan hastaların kateter enfeksiyonundan kaçınmak için kişisel hijyenine çok dikkat etmesi ve kateter giriş bölgesine kirli elleriyle dokunmaması/bu bölgeyi fazla kurcalamaması gereklidir.
  • hemodiyaliz eğer üremik komplikasyonlardan biri görülürse direkt yapılır.

    hemodiyaliz'le özellikle renal osteodistrofi bulguları geri dönmez.

    hemodiyaliz'de tüberküloz sıklığı artar.
  • 2004-2013 arası haftada 3 seans tedavisi görmüştüm. gençliğimi yaktı.
hesabın var mı? giriş yap