hapishane
-
hapsane, cezaevi, mapus damı, dam, mapushane, hapisane. tutukevi, kodes, zindan.
aksi kanıtlanana kadar kimse normal değil. zaten normallik bir hapsane.
"tuhaftır, özellikle hindistan'da hapishaneler ve okullar aynı renge boyanır ve ikisi de kırmızı tuğladan yapılır. bir binanın okul mu, hapishane mi olduğunu anlamak zordur." osho provokatör mistik
"mahpuslar bir çeşit akraba oluyorlar. burası sanki ay'dır. biz başka cins mahluklarız. belki de bunun için arkadaşlar dışarı çıkınca derhal yabancılaşıyorlar*." kemal tahir - karılar koğuşu
"insan arketipleri anlasa da anlamasa da o dünyanın bilincine varmalıdır çünkü bu konuda insan hala doğanın bir parçasıdır ve kendi kökleriyle bağlıdır. insanı yaşamın ilk imgelerinden kopartan bir dünya görüşü ya da bir toplumsal düzen, bir kültür değil gittikçe artan bir hapishane ya da bir ahırdır." carl gustav jung - aspects of the feminine
"ağır ağır başını sallayan çoban şöyle dedi, senin tanrın içinde yalnız kendisinin bulunduğu hapishanenin tek gardiyanı." jose saramago - o evangelho segundo jesus cristo
"bilmemek özgürlüktür. bilmek hapishane." jiddu krishnamurti
"burada hiç kimse tutkularını gizleyemez. ayakyolunda "zarzar" dedin de, yalan mundar, kuşkulandım." kemal tahir - esir şehrin mahpusu
"insan eliyle yapılan her hapishane
utanç tuğlalarıyla örülmüştür,
insanın insana yaptığını isa görmesin diye
demir parmaklıklarla sarılmıştır." oscar wilde - reading zindanı balladı
(bkz: dam/@ibisile)
(bkz: carcer)
(bkz: hapse göndermek)
(bkz: mahpushane/@ibisile)
(bkz: 72. koğuş)
(bkz: yatar bursa kalesinde)
(bkz: yıldırım bölge kadınlar koğuşu)
(bkz: hapishane ve mahkeme filmleri)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap