• emre altuğ, eda özel, bülent şakrak, menderes samancılar , suna selen gibi oyuncuların bulunduğu eski filmler yeniden tarzı bi projenin ürünü film ..
    eskisinde yani 1964 yılında çekilen filmde ayhan ışık ve fatma girik başrollerdeydi...
    konusu zengin bi adam ölür ve baldızının büyüttüğü ayhan adında kasabada yaşayan oğluna kalır tüm mal varlığı, akrabalar ayhan*'ı sömürmeye çalışırlar fekat delikanlı salak değildir bu hikayeyi bir de marmara depremiyle birleştirmişler e tabi eda özel de var filmde bir aşk hikayesi de olmazsa olmaz .. vasat film ama esas kızın esas oğlana itiraf sahnesindeki görüntü süperdir.
  • halkın çocuğu, dişiyle tırnağıyla söke söke alır hayatı. mühim yerlerde tanıdıkları, nüfuzlu akrabaları, yatı-katı yoktur... olmayacak değildir ama, çünkü hayata daha fazla sarılır, mücadelecidir, bu yüzden başarılıdır. tabi bütün halk çocukları böyle değildir, ama olanları değer hatırlanmaya.
    ruhi su halk çocuğudur. yetimhaneden kaçıp gider konservatuvara, beş parasız geçirmiştir hayatının büyük bölümünü. rıfat ılgaz, ahmed arif, hasan hüseyin korkmazgil... ama ne bileyim, nazım hikmet değildir misal, biraz da doğuştandır.
  • bal'ın efsane hocalarindan alipo'nun ögrencilerine hitap şekli
    (bkz: bal)
    (bkz: alipo)
  • büyük bir bilinç ile kendini ve kaynaklarını yine kendisi gibi yetişen insanlara adayanlarının yaptığı katkı tartışılmazdır. ama özellikle götünüzü kollamanız gereken bir türü vardır ki, bu halk çocuğunun sonradan para babası olmuş olanıdır. halk çocuğu bir şekilde aşamamışsa yani içinde bir nefret bir kin ile büyümüş ve yerleşiğe düşman olmuş ise, bütün kentsoylu görgüsüzlüklerini hakkıyla yerine getirip üstüne bir de yerellik vurgulaması yapacaktır ki bundan daha iğreti duran bir şey olamaz. bir yandan tam olarak kabul edemediği, parası olmasa kimse tarafından siklenmeyeceğini bildiği ortamlara girmeye çalışacak ayrıca da müstehzi bakışlar atıp, bunların boş şeyler olduğunu vurgulamaya çalışacak, üniversite de kendisine yüz vermeyen kıza duyduğu nefreti unutmayacak, dostluk - pür sevgi - sarıkız - naturalizm üzerine koyduğu testeronlarının para etmediği günleri hınçla anacaktır. büyük ihtimal bürokrat olsa köylüleri yol ortasında arabadan indirir döver, sanatçı bir kişilik olsa yerelin güzelliği ile ilgili binbir türlü maharet sergiler, sosyete düğünleri yapar delikanlılık taslar, peki ruhundaki galoş hışırtısını ne yapacağız.
  • 1964 yapımı olanı kanal a'da izlenebilir şu an. o tarihte nasıl yaptılar bilmiyorum ama. ayhan ışık'ın meyhanede bir yandan kendisi içtikten, bir yandan da atına bira içirdikten sonra sokakta atını almış şarkı söyleye söyleye yürürken, at bildiğin sarhoş gibi yalpalıyordu. zaten ardından ayhan ışık'ın repliği kopardı "ulan cafer birazcık içince sapıtıveriyorsun"*
  • ayhan ışık zamanında efsane oynamış bunda. bir de bu adam hakkaten benziyor george kuluney'e.
  • filmin bir sahnesinde maharetli bir karakteri canlandıran ayhan ışık, tuba ile efsane bir marş olan colonel bogey march'ı icra etmektedir.
  • frank capra'nın mr. deeds goes to town filminin memduh ün tarafından çekilmiş iki yerli versiyonu vardır. 1964 tarihli halk çocuğu, bunlardan ilkidir. diğeri ise kemal sunal'ın da oynadığı çarıklı milyoner'dir.
  • 1964 yapımı,başrollerde ayhan ışık ve fatma girik barındıran siyah beyaz filmin konusu kısaca şöyledir;türkiye'nin sayılı zenginlerinden refik bey vefat etmiştir ve akbaba gibi başucunda dolanan dolu akrabasına inat bütün mirasını oğluna bırakmıştır son nefesinde.bunu duyan beleşçi sürünün melek lakaplı ahmet'in yaşadığı kasabayı bulup oğlanı darlamaya başlamaları uzun sürmez, bu şarlatanlıktan bıkan ahmet işleri yoluna koymak için istanbul'a yollanmaya karar verirken,bir gazete de çarıklı milyoner haber dizisini hazırlamaya başlamıştır bile ve bittabi bu yazı dizisinin sorumlusu güzeller güzeli fatoş'tur(fatma girik.).bir şekil melek ahmet'in hayatına sızıp onu yazmaya başlayan fatoş'un başlardaki ön yargıları,haksızlıkları hızlıca aşka dönüşür ancak iş işten geçmiştir.hem foyası ortaya çıkmıştır hem de akraba görünümlü akbaba sürüsü deli olduğu bahanesiyle ahmet'i tımarheneye tıkıp mirasa konmanın peşine çoktan düşmüştür...yönetmenliğini memduh ün'ün yaptığı,senaryosu bülent oran ve atıf yılmaz'a ait bu güzel film, yeşilçam'ın absürdizmin doruklarında gezerken fonda müthiş toplumsal tespitler içeren başarılı işlerindendir.çarpık kentleşme,zengin fakir hayatlar,ön yargılar,yalan dolana dayanan akrabalık ilişkileri ve hatta işçi dayanışması/hakları içeren filmimizin baş kahramanı ayhan ışık ise harika bir performans sergilemiştir.tuba çalan,atlara fısıldayan,fotboldan yüzmeye boksa varana dek her tür sporla ilgilenmiş, ticaret lisesi mezunu,saf ama asla aptal olmayan güvenilir anadolu delikanlısını ne de güzel oynamıştır ve ne de güzel sarhoş olurmuş kendisi izlemeden bilinemez.günümüz kasıntı ve tek tip jönlerinin yanında hem karizmatik hem sempatik nasıl olunurun has cevabıdır adam.tekrar filme gelrisek;90 dakikalık bir nostalji rüzgarına kapılmak isteyenler mutlak suretle seyretmeli bu filmi,duyurulur!!
  • kemal sunal'ın sıkı bir hayranı olarak bu versiyonun çarıklı milyonerden çok daha iyi olduğunu söyleyebilirim. finaldeki mahkeme sahnesi çok güzeldir. hakim rolünde natuk baytan'ı görüyoruz. jenerikte adı natık baytın olarak geçmektedir.
hesabın var mı? giriş yap