• milli görüş geleneğinin en önemli damarı olan iskenderepaşa grubu (hakyol) olarak bilinen nakşi koludur.
    kendisi dışındaki bütün islamî yapılarla mücadele eden fetullah gülen, merhum esat coşan ve grubuna maddi-manevi olarak zarar verir. bu kayıtlara bile geçmiş bir durumdur. esad coşan'ı tehditler sonrasında avusturalya'ya gitmek zorunda kalır. hemen akabinde de coşan, şaibeli bir kaza sonucu hayatını kaybeder. istihbarat kayıtlarında bu operasyonun arkasında cıa'nın olduğuna dair ciddi veriler olduğu bilinir. gülen'in gözük heo bu grubun üzerinde olmuş, şimdi de işine sızmaya çalıştığı iddia ediliyor.

    kadizade-fetoi-ve-bektasilesen-hashasiler-
  • devletin tepe noktalarına sızdığı söyleniyor. fetö den farksızdır. en kısa sürede gereği yapılmalıdır ancak aynı yanlışlara düşülüyor.
  • şu an devlet içinde aşırı artmış durumdalar, ve görünen şu ki en az fetocular kadar tehlikeliler. sadece kendi adamlarını tutuyor ve kolluyorlar, feto gibi kendi adamlarına para harcıyor ve harcattırıyorlar. biri bitse biri bitmiyor kurtulamıyoruz halen.
  • islam veya cemaatleşmenin kaymagı afiyet olsun. islam adına zor bir şeyle ilgili bunların adını duyar mısınız? hayır. bir yardım kuruluşu zahmetine bile katlanamazlar sanırım. belki üyelerinin çocuklarını tutmak ve gelecek vaat eden yeni üyeler katmak için öğrenci yurdu işletiyorlardır. mesela bir üniversite işletemezler. zira onu kontrol edemezler. gençlerin ne yaptıklarını, neler öğrendiklerini kontol edemezler. ama tıp fakültesi veya hastane pek ala işletirler.

    saglık bakanı fahrettin koca gibi pek çok doktor, yargı üyesi gibi önemli bürokratları veya doktor, mühendis, iş adamı gibi sivil meslekçileri vardır. bu haliyle kendi kendini devam ettiren bir doğurgan döngü olmaktadır. üyeler bu network ağlarıyla önemli mevkilere gelmekte, cemaatin taban üyeleri de bunlara müşteri veya oydaş olarak onları desteklemektedir. tam bir win-win durumu. gerçek islam belki de tam olarak bu. masonlok gibi bir network sunmak.

    allahtan doymazlık gibi bir hasletmiz var. onlar da daha fazlasını istiyorlardır, eksiklikler görüyorlardır. birilerine veya kendilerine birşeyler açıklamak gibi yükümlülükleri vardır. yaşamla birlikte hesap verebilirlilik de gelir.
  • mahallesiyle bozuşan ilahiyatçı mustafa öztürk de ruşen çakırla bir programında başarı atfedilen sağlık bakanı koca'yla ilgili bir kısımda "ben de o çeşmeden beslendim" gibi bir cümle sarfederek kendini bu cemaatten çıkmış gibi lanse ettirmişti. sanırım bu cemaatin ilahiyat camiasında önemli bir ilgisi vardı.

    mustafa öztürk'ün pozisyonu kurumsal islamın dibine dinamit koyacak cinsten bir şey. bu olayın hakyol cemaati denilen yapıda kafaları az da olsa karıştırdığını düşünüyorum. lakin pasta büyükken ve pasta devam ediyorken düşmanlıklar unutulur, herkes kovasını doldurmaya bakar.

    artı bir analiz: ergenekon veya akp-cemaat gibi keskin bir kırılmanın yakın ve orta gelecekte gerçekleşmesini öngörmüyorum.bu haliyle bu hak yol cemaatinin yargıdaki gücünü doğal sürecine uygun olarak devam ettireceğini düşünebiliriz. yani ne onlar birşeyi değiştirme hevesinde olacaklar, ne de başkaları onları topyekün khk ile atma irade ve gücünde olacaklardır. yeni cemaat üyeleri olacak mı, devam edecekler mi mesele bu.

    halifeliğin konuşulduğu bu 2021 başında, devletin islamlaşması şüphesiz bu cemaate extra güç katacaktır. islamlaşmayan ve tam tersi sekülerleşen toplumda cemaate taze kan devşirip devam etmek asıl mevzu kanımca.
  • bütün tarikatlar gibi topluma zararlı, bencil, nepotist, hiçbir şey üretmeyip beslediği biat kültürüyle bireyleri sömürerek varlığını sürdüren, sürekliliği için cennetten tapu bile satabilecek çapta ve her şeyden önemlisi yargının içine girmiş islami tarikattır.

    https://www.gazeteduvar.com.tr/…liyor-haber-1538886

    hah bu da siteleri miteleri... http://hakyol.foundation/…an-gunumuze-hakyol-vakfi/ yani yine eğitimsiz bir hocanın peşine katılmış insanlar topluğu.
  • bu takunyalılar tıpkı yargıdaki gibi, akademide fetö'den boşalan kadroları doldurdular.
    aynı fetö gibi, kendi cemaatinden olmayana selam bile vermiyorlar.
    sonları fetö gibi olur inşallah. allah o günleri bize göstersin.
  • şimdi dinci güruh içinde de sınıflar ve kastlar vardır.

    menzilciler daha uçuk kaçık şeylere inanmaları, daha spiritüel olmaları, avam tabakadan gelmeleri, kendilerine mahsus idefiksleri olmaları ve ayettense hadise iltifat etmeleri nedeniyle daima daha altta görülürler.

    fettoşiler bunların bir tık üstüdür. ama bunlarda menfaatçi, paracı, materyalisttir. hadisle ayet arasındaki farkı bile umursamaz, maddi çıkara bakar ve fettoş ne derse ona iman ederler. bu nedenle menzilcinin bira daha okumuşu gibidirler.

    sülümancılar daha elitimsidir. siyasetten uzak durmaya çalışır, etliye sütlüye karışmaz, kendilerine her sunulanı kabul etmezler. iyi kötü değer yargıları vardır. her şeye eyvallah etmezler. fettoşiler gibi gelene ağam gidene paşam demezler. ama avamla o kadar içli dışlıdırlar ki ister istemez kalite düşer. istenen kamusal güce ulaşamazlar. yalnızlığın kıymetli huzurunun tadını çıkarırlar.

    işte tüm bu skala içinde hakyolcular yani iskenderpaşalılar elitin elitidirler. okur yazarlıkları yüksek, konuştuklarını bilen tiplerdir. yabancı dilleri, ahlak ve seciyeleri, oturup kalkmaları bile farklıdır. içlerinden liberal, milliyetçi, demokrat vs kaba fraksiyonlar değil, monetarist, post keynesyenist ve hatta daha da alt fraksiyonlara mensup üst elit fraksiyonlar çıkar. zeki, çalışkan ve ahlaklıdırlar. hukuk okuyanları evrensel normlara hakimdir. tıp okuyanları güncel tüm çalışmaları bilirler. çünkü bu insanlar küçük bir yurttaki az sayıdaki elit öğrencilerdir..

    yani aslında bu kişiler, diğer sınıflar yanında sayıları bir elin parmak sayısını geçmeyen elitlerdir. bugün zikredildiği gibi sayıları onbinlerce yüzbinlerce olamaz.

    yani bugün kendisini hakyolcu olarak tarif edenlerin %99’u ya kripto fettoşidir ya da menzilden soyutlanmaya çalışan köylüdür.

    hakyolculuk ispatlanması zor olan ama özünde zengin bir kimliktir. bu sıfatı üstüne alan herhangi bir sahtekar, otomatik olarak kendini bir kaç gömlek yukarıya atar. sorgulayabilecek kimse de olmadığı için ortamın tadını çıkartır.
  • yukarda bir analizde (#129992106) görsel
    bu hakyolcuların nasıl güzel seçmece elitistler olduğu, menzilciler gibi kürt hamallardan olmadıkları gibi, adaptasyoncu fethullahçılara da hiç benzemediklerini, bu yüzden hakyolcular guzel insanlar konusunda güzellemeler yapilmis. ama bu elitist dincilerin şöyle büyük bir çıkmazları vardır.

    elitist dinciler en büyük sınamalarını ikinci kuşakta, yani çocuklarla beraber yaşarlar. zenginlik ve statu bir şekilde tüketilmesi yani kullanılıp gösterilmesi gerekmektedir. çocukların kolejlere ve batı ülkelerine okumaya gönderilmeleri elzemdir. zira ilim allahın isimlerinden biri .

    derken challenge başlar. oğlan galatasaraya gitmiştir ama küpeyle dönmüştür. şimdi de bu çocuğa bir gelin olmalı. aileye uygun dindar elitist bir kız denk gelmemiştir. bu arada oğlan bir kızla tanışmıştır. bu kız öyle pardesüsüyle tıp tahsili eden bir kız değil, bluzuyla kafelerde görgü toplamış biridir. voi-la hakyolcu anne-baba kendilerini tanıyamaz hale gelmiştir. etrafları da öyle olmuştur. sisyphus gibi zirveye tırmandıkları yol yeniden vadide bitmiş, yani başa dönülmüştür. hem de karşı çepheye adam kaptırılarak.

    öyle kendi okullarını kurup markalaşmak kolay işler değildir. galatasaray, robert koleji ligine çıkmak dünden bugüne olacak bişi değildir. fethullahçılar sağda solda zorlama okullar yapmışlardı, ama tayyip erdoğan diğer cemaatlerin ve dinci toplumun işbirliğiyle dozerle temizledi, ortalıkta moloz bile bırakmadı. pırıl pırıl oldu.

    gördüğümüz gibi elitist hakyolcular da hayatın doğal süreciyle biteceklerdir. yeni dincilere ise, islamın garip başladığını ve garip öleceğini terennüm etmek kalır. bezm-i alem vakıf gureba hastanesi sıcaklık sağlayan güzel bir put olmuştur. fethullahçıların sema hastanesi bu vakfa dahil edilerek ganimet payını da almıştır.

    sonuç olarak, mal da yalan mülk de yalan var biraz da sen oyalan, sisyphus misali.
hesabın var mı? giriş yap